Şölen Dikener (d.1968), meslek ve akademik yaşamını Amerika'da sürdürmesine karşın, ülkesiyle bağlantısını hiç kesmeyen, sürekli katkıda bulunmaya çalışan bir viyolonsel sanatçısı ve öğreticisidir. İlk solo konserini 17 yașında G. Aykal yönetiminde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eșliğinde verdi. Kalamazoo, Huntington, C.M.U., K-College, Marshall, Bilkent, C.S.O., Istanbul Devlet ve Hacettepe Senfoni Orkestraları ile solist olarak sahneye çıktı. Aralarında J. Perrison, T. Strugala, R. Harvey, Y. Takeda, I. Metin ve G. Aykal’ın bulunduğu birçok tanınmış orkestra şefi ile çalıştı. 1997’den bu yana merkezi SUNY-Albany, New York’da olan oda müziği grubu “Capital Trio” ile çalan Dikener, aralarında Cambridge University, Emerson College, Harvard University, Boston Athenaeum, Williams College ve Franco Center’ında yer aldığı birçok merkezde sahneye çıktı. Ayrıca Shanghai Dörtlüsü ve piyanist Adam Neiman ve Yefim Bronfman ile birlikte çaldı. Şőlen Dikener’in CD kayıtları arasında İlhan Baran, Adnan Saygun, İlhan Usmanbaş, Necil K. Akses, Cemal R. Rey, Kamran İnce, P. Tortelier, O. Schoeck, W. Matthews, M. Zanter ve D. Walther’ın özgün ve ender seslendirilen eserleri yer alır. Bu kayıtlar WWFM, WMUK, Radio France ve TRT’de yayınlanmıştır. Paul Tortelier’in viyolonsel öğrencisi olan Dikener, 2002’den bu yana A.B.D.’de Marshall Üniversitesi’nde profesör ünvanıyla öğretim görevlisi olarak çalışıyor. 2010’da yayınlanan viyolonsel metodu “Cello Warm-Up” The Strad dergisinden olumlu eleştiri aldı. Dikener’in kazandığı ödüller arasında I. Gilmore Emerging Artist Grant and Marshall Distinguished Artist Award bulunuyor.
Kendisi gibi öğretmenlik yapan eşi piyanist Yeşim Dikener'le birlikte, bu yıl başlattıkları Datça Viyolonsel Akademisi'yle ilgili olarak Sanattan Yansımalar'ın sorularını cevaplandırdı.
-Bu yıl özel bir kuruluşla yaptığınız ve sadece çello-piyano eşlik alanını kapsayan akademi çalışmanız nasıl geçti?
Bu yıl ilkini gerçekleştirdiğimiz Datça Viyolonsel Akademisi iki dönem boyunca İstanbul, Ankara ve İzmir’den gelen çellistlerin katılımı ile başarıyla tamamlandı. 2006-2008 yılları arasında aktif olan Akademi Datça’nın devamı sayılabilecek bu Akademi’nin başlıca amacı, ülkemizde çeşitli seviyelerdeki seçkin viyolonsel öğrencilerini biraraya getirip viyolonseldeki yetkinliklerini arttırmak, viyolonsel grup çalışması ve piyanolu korrepetisyon provaları ile oda müziği bilgisi ve sevgisini aşılamaktır. Ayrıca Akademi'nin diğer bir amacı ise katılımcı őğrencilere ABD’de lisans ve yüksek lisans yapma konusunda seminer verererek bu konuda geniş ve detaylı bilgiler aktarmaktır.
- İki dönemde toplam kaç çellist katıldı?
Toplam 18 başvuru arasından 13 çellist bizimle Akademi’de çalışma fırsatı buldu. Ayrıca 2 çellist çalışmalarını pasif olarak sürdürdü.
- Katılanların memnuniyeti nasıl?
Benim gözlemim, tüm katılımcılar memnun kaldı. Datça’dan ayrılırlarken zamanın çok çabuk geçtiğinden yakındılar. Ayrıca kurs sonunda verdikleri başarılı kapanış konseri sonrasında gördükleri ilgi ve tarafımızdan hazırlanmış başarı sertifikası ile ödüllendirilmeleri sonrasındaki neşeleri Akademi'nin başarısını bir kez daha kanıtladı. Tabii ki bu bizim için mutluluk verici oldu. Öğrenciler kısa zaman içerisinde gayret göstererek teknik, özellikle arşe tekniği ve müzikal alanlarda oldukça çabuk ilerleme kaydettiler. Bunu bize sözlü ve yazılı olarak bir çok kez ifade ettiler.
- Eşlik konusunda katılan öğrenci oldu mu?
Çellistlerin yarısından fazlası piyano ile korrepetisyon dersine de katıldılar. Bunun sonucunda Akademi’nin kapanış konserinde Yeşim ile çalıştıkları eserleri sergileme fırsatını buldular ve konserlerde izleyicilerin cömert alkışları sonrasında sahne özgüvenlerini ve deneyimlerini arttırdılar.
- Verdiğiniz konserlere rağbet nasıldı?
Bu yıl Metamorfoz Sanat Evi’nin sahnesini kullandığımız konserlerde yer bulmak imkansızdı!
7 Temmuz'daki açılış konserini ben ve Yeşim birlikte seslendirdik. Akademiye katılan genç çellistler ise 13 Temmuz ve 3 Ağustos'ta sahneye çıktılar. Gerek Datça yöresinde yaşayan aydın halk gerekse yaz dönemi için orada bulunan klasik müzik hayranları konser salonunu doldurdular. Bu konserler yerel gazetelerde halka tanıtıldı. Konserlerde Elgar, Saint-Saens ve Golterman'ın konçertoları, Brahms ve Beethoven sonatları yanısıra Faure, Paradis, Popper, Glazunov ve Mendelssohn'un yapıtlarına yer verildi. Viyolonsel Grup Konseri'nde ise Albeniz, Lenz, Telemann, Williams, Pärt, Klengel ve Krein'ın 6 viyolonsel için oda müziği eserleri seslendirildi.
- Luthiyeniz Selim San'ın katkılarından da söz eder misiniz?
Selim San, Akademi Datça’dan bu yana Datça’da ve diğer klasik müzik eğitimi verilen tüm şehirlerimizde genç yaylı çalgı öğrencilerini her zaman desteklemiş, faydalı olmuş ve ülkemizin yetiştirebildiği ender bilgili ve deneyimli lüthiyelerdendir. Dolayısıyla kendisi ile Datça Viyolonsel Akademisi’nde birlikte çalışabilmek bizim için bir ayrıcalık taşıyor. Selim Bey akademi boyunca tüm katılımcıların enstrumanlarına ücretsiz olarak bakım servisi yaptı. Bunun sonucunda her çellist hem verdikleri konserde daha doyurucu bir enstruman tonu ile çaldı, hem de Datça’dan daha düzgün bir enstruman akustik yapısıyla ayrıldılar.
- Bu çalışmayı önümüzdeki yıl da tekrarlayacak mısınız?
Evet, Datça Viyolonsel Akademisi’nin her sene tekrar edilmesini ve Türkiye klasik müzik yaşamının yaz aylarındaki vazgeçilmez etkinliklerinden biri olmasını hedefliyoruz. Bu yıl katılan birçok çellist şimdiden 2015 master class'ları için yer ayırmamızı rica etti.
- Belediyelerin başkanları aynı partiden seçilse bile, sanata karşı gösterdikleri tutum değişikliklerini nasıl yorumluyorsunuz?
Bunu Türkiye’nin sanata karşı genel bir sorunu olduğunu düşünüyoruz. Yaşanan değişiklik sürecinde sanat etkilnliklerine farklı tutumlar gösteriliyor. Tabii ki dileğimiz yerel yönetimlerin klasik müzik etkinliklerine de ilgi göstermesi ve ellerindeki Kültür Merkezleri, Konser Salonları gibi fiziki imkanları kullanıma açarak çağdaş Türkiye’nin devamını sağlamakta yararlı olmalarıdır.
- Son olarak eklemek istediğiniz neler var?
1. Datça Viyolonsel Akademisi’ne verdikleri destek için İzmir, İstanbul ve Ankara’daki değerli viyolonsel hocalarına teşekkürlerimizi iletmek isteriz. Onların desteği ve yönlendirlemeleri ile bu yılki Akademi’ye katılan çellistler bu yaz hem öğrenme fırsatı buldular, hemde ileride birlikte kariyerlerine devam edecekleri genç meslektaşlarını yakından tanıma fırsatı buldular. Bu dostluk oluşumu ve bilgi arttırımı modern Türkiye’nin geleceği için gerekli. Metamorfoz Sanat Evi'ne ve bu yıl katılan tüm çellistlere Datça’da verdikleri emek için teşekkür eder onları tekrardan kutlarız! Bu vesile ile önümüzdeki yıl 2015 Datça Viyolonsel Akademi’sine kendilerini tekrar davet eder, ve aynı zamanda bir çok yeni çellisti kendilerini geliştirmeleri için Datça’ya bekleriz.