Biraz Barok, biraz klâsik, biraz romantik, ama hepsi de Barok dönemi hatırlatan eserlerden oluşan bir programdı...
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası geçen hafta da sadece bir akşam (25 Ocak) Ankara dinleyicisinin karşısındaydı. Oysa Ankaralılar iki gün ardı ardına verilen konserlere alışıktırlar. Neyse ki bu kez başka bir etkinlikle çakışmadı da bu biraz sıra dışı konseri yakalamak fırsatını elde ettik. Salon doluydu, her zamanki gibi. Haftalık konserlere ilgi artarak gidiyor gibi geliyor; bilet edinmek giderek zorlaşıyor. Yeni konser salonunun akıbetini burada gündeme getirmek istemeyiz, konumuz bu değil. Ama o salonun tamamlanarak, etkinliklere açılmasıyla çok büyük bir rahatlama olacağı açık. Haftalık konserimize dönecek olursak, program çok güzel düşünülmüştü. Barok ile başlayıp, Respighi’nin ve Grieg’in ilk yarıdaki Barok eserlerin bir devamı izlenimini veren eserlerle devam etti.
İlk olarak gitarist Ayşegül Koca’dan Antonio Vivaldi’nin orijinali lavta için bestelenmiş, Re majör Gitar Konçertosunu dinledik. Antonio Pirolli’nin yönettiği küçültülmüş bir yaylılar orkestrası ve lavtada Cem Çeliksırt’ın eşlik ettiği Ayşegül Koca, orkestra üyeleriyle yakaladığı uyumla, temiz tınısıyla yetenekli, başarılı bir genç gitarist olduğunu gösterdi. Girişte daha dinamik, daha enerjik olabilirdi belki, ama Largo ve Allegro bölümlerde oldukça iyiydi. Ayşegül Koca, esasen, alkışlar üzerine, yakın zamanda vefat ettiğini söylediği gitarcı arkadaşının anısına çaldığı parçada kendini gösterebildi. Ne eserin, ne de ithaf olunan kişinin adını yakalayamadık, ne yazık ki. Duygulu, içten, güzel bir yorumdu.
İkinci eser Bach’ın 5 numaralı Brandenburg Konçertosuydu. Günay Yetiz’in flüt, Özgür Baskın’ın keman ve Burak Basmacıoğlu’nun klavsen çaldıkları bu çok bilinen ve de sevilen eserde Pirolli ile orkestra üyeleri ve de solistler, başarılı bir icra sundular.
İkinci yarıda önce Ottorino Respighi’nin Antik Dans ve Aryalar adlı eserinden 3 numaralı süit; ardından da Edvard Grieg’in Holberg Süiti icra edildi. Respighi (1879-1936) kendi özgün tarzı dışında, meraklısı olduğu 17. ve 18. yüzyıl müziği stilinde de besteler yapmış (ayrıca çok sayıda uyarlamaları da vardır) bir besteci. 16. ve 17. yüzyılda şarkıcı ve dansçılara eşlik etmek veya solo olarak çalınmak üzere lavta için bestelenmiş dörder bölümlük, üç süit dizisinin tam adı Lavta için Antik Danslar ve Aryalardır. Respighi bu eserlerinde, bazılarının bestecisi bilinmeyen (anonim) İtalyan ve Fransız müziklerinden esinlenmişti. Bu süitlerin en çok yorumlananı olan 3. Süiti (1931) Pirolli yönetimindeki CSO yaylı çalgılar grubu büyük bir uyumla, duygusallıkla (2. Bölüm), dans edercesine, şarkı söylercesine (melodik) çaldılar. 3. Bölüm’de (Siciliana) viyolonseller dikkat çekiciydi. Yapıtın kemanların güçlü girişiyle başlayan; sonra koyu tondaki yaylıların kemanlarla atışmalı; gösterişli, varyasyonlardan oluşan 4. Bölümünün (Passacaglia) sonunda tüm çalgılar bütün güçleriyle yarattıkları enerjik, aynı zamanda dramatik havayla eseri başarıyla bitirdiler.
Son parça, romantik dönemin temsilcilerinden Edvard Grieg’in tam adı “Holberg Çağından” (From Holberg’s Time) olan, kısaca Holberg Süiti olarak bilinen eseriydi. Grieg Holberg Süitini Danimarka edebiyatının kurucularından, şair Ludwig Holberg’in doğumunun 200.yılı vesilesiyle önce piyano solo için bestelemiş, sonra yaylı çalgılar orkestrası için düzenlemelerini yapmış. Barok stil ile romantik dönemden unsurları barındıran, 5 bölümden oluşan yapıtı CSO yaylı çalgılar grubu bölümlerine göre, renkli, neşeli, hüzünlü, rafine, zarif biçimde, mutlak uyum içinde çok güzel icra ettiler.
Daha önce de değindiğimiz gibi, çok güzel düşünülmüş bir programdı; güzel bir konserdi.
AYŞE ÖKTEM
28 Ocak 2019