Ankara’lı müzikseverler geçtiğimiz hafta İstanbul’lu bir topluluğu, İstanbul Wind Ensemble’i (IWE) dinleme fırsatını elde ettiler. Üflemeli (ya da nefesli) çalgı icracısı IWE’nin “Ensemble” özelliğini, daralan ve genişleyen bir grup olmasından aldığını; üçlü, dörtlü, beşli olarak konserlerini gerçekleştirdiklerini program metninden öğreniyoruz. Mozarthaus’ta dinlediğimizde karşımızda İstanbul Devlet Opera ve Balesiyle İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’na bağlı beş nefesli çalgı icracısı, Elif Yurdakul Baykurt (flüt), Mehmet Seyid Mas (obua), Ecesu Sertesen (klarinet), Mert Kutluğ (fagot) ve Altuğ Tekin (korno) vardı.
Ankaralı dinleyiciler için programlarına aldıkları eserler nefesli çalgı beşlisi repertuarının çok da bilinenlerinden değildi. Nitekim Ecesu Sertesen (klarinet) yaptığı açıklamada, çok bilinen veya çalınanlar dışındaki eserlerle, Türk yapıtlarını programlarına almayı tercih ettiklerini anlattı, ayrıca ilk eserin bestecisi Nielsen ve eseri hakkında kısaca bilgi verdi. Aynı şekilde İlhan Baran’ın Demet Suite adını verdiği, 9 bölümden oluşan ikinci parça ve Fazıl Say’ın Alevî Dedeler Rakı Masasında isimli yapıtı hakkında da kornocu Altuğ Tekin ve flütçü Elif Yurdakul Baykurt açıklamalar yaptılar. Bu açıklamaları önemsiyoruz; keşke zaman verdiği ölçüde, daha da genişletilebilse.
İlk çalınan eser Danimarka’nın en ünlü bestecisi, Carl August Nielsen’in Nefesli Çalgılar için Beşlisi (Op. 43) idi. İlginç bir yapısı vardı yapıtın; tatlı, yumuşak bir melodiyle başlıyor; klarinetin girişiyle neşeli bir hava yaratılıyor; sonra, kornonun koyu sesiyle başlayan bir dizi çeşitleme; sonunda bir rahatlama, durgunlukla eser sona eriyor.
İlhan Baran’ın Demet Suite adlı yapıtı da dokuz bölümden oluşmuş. Renkli, hatta çok renkli, kıvrak, tatlı, yumuşak, heyecanlı, müziğinde çok çeşitli duygu barındıran, sıfatlar yakıştırılabilen hoş bir yapıt.
Fazıl Say’ın Alevi Dedeler Rakı Masasında adlı eseri betimlemeli bir yapıt. Yapılan açıklamalardan, bir rakı masasının etrafında toplanan beş Alevî dedesinin sohbetini tasvir ettiğini öğreniyoruz. Her bir çalgı, bir Alevî dedeyi sembolize ediyor. Eser çok renkli, mizahî; ilerledikçe dedelerin sohbetlerine âdeta tanık olunuyor. Ve tabii her üç eserdeki farklı renkler enstrümanları çalanların ustalığıyla ortaya dökülüyor. Genç müzisyenler üç eserin zengin ses çeşitliliğini çok iyi sergilediler. IWE’nin 2011 yılında ilk kez bu eser için bir araya geldiğini de bu vesileyle öğreniyoruz.
Alkışlar üzerine Cemal Reşit Rey’in üflemeli beşli için yazmış olduğu ve bestelendiğinden beri ilk kez bu yıl İstanbul’da, yine IWE tarafından icra edilen kısa eseri çalan (ve bu konserle Ankara prömiyerini de gerçekleştirmiş olan) İstanbul Wind Ensemble başarılı icraları, programlarıyla beğeni kazandılar.
AYŞE ÖKTEM
14 Nisan 2019, Ankara