Beethoven konserleri orkestraların vazgeçilmezleridir. Evrensel müzik tarihinin bu önemli bestecisine her yıl ayrılan bir veya birkaç konser, konçertolar için çağrılan solistler ve şef de kaliteliyse dinleyici âdeta bir mıknatıs gibi salonlara çeker. 20 Mart 2015 gecesi, CSO böyle bir konsere sahne oldu.
Şef, son yıllarda CSO'nun sürekli konuk listesine giren Regensburg Opera Orkestrası'nın genel müzik yönetmeni ve 1. şefi Raoul Grüneis, solistler, Peter Bruns (çello), Sayako Kusaka (keman) ve Mirella Petrova (piyano) idi. Tahmin edebileceğiniz gibi açılış eseri de Do Majör Üçlü Konçerto'ydu.
Peter Bruns'u (d.1963) solist ve oda müziği katılımcısı olarak CD'lerinden, ayrıca önceki Türkiye konukluklarından tanıyoruz. Almanya'dan yetişen önemli çellist ve öğretmenlerden biri. Halen Leipzig Müzik Yüksek Okulu'nda öğrenci yetiştirirken konser ve kayıt çalışmalarını sürdürüyor.
Diğer iki solisti ise ilk kez dinledik. İkisinin de değişik tarihlerde Bruns'un oda müziği öğrencisi olduğunu öğrenince, ekibi de onun oluşturduğu kanısına vardık. Japon Kemancı Sayako Kusaka (d.1979) solistliğinin yanı sıra, Berlin ve Tokyo'da birer orkestranın başkemancılığı görevini de yürütüyor. Piyanist Mirella Petrova, Bulgaristan'a başladığı eğitimini Almanya'da sürdürmüş, artık Dresden'de hocalık yapan, çellist Ali Sak gibi Türk partnerlerle de oda müziği yapan bir isim.
1804’te yazılıp, 1808’de Viyana’da ilk kez seslendirilen Üçlü Konçerto, büyük senfonist Beethoven’in, özellikle keman ve çello solocuları için zor partilerle donatmasına karşın, en güzel, en kulak okşayıcı yapıtlarından biridir. Beethoven, Üçlü Konçerto’yu , keman partisini Seidler, çello partisini Kraft gibi, döneminin usta virtüozlerinin seslendireceğini dikkate alarak yazmıştır. Piyanoda ise genç Arşidük Rudolf'’n yer alacağı düşüncesiyle, bu partilerin daha kolay ve nispeten etkisiz kaldığı saptaması yapılır.
Geleneksel hızlı-ağır-hızlı yapıdaki konçerto lirik ve dramatik özellikler taşır. Enerjik ve gergin ana tema dramatiktir. Oda müziği özelliklerini dipdiri senfonik örgüye taşıyan ve ana temayı vurgulayan “hızlı” birinci bölümü, son derece “renkli” bir “yavaş” bölüm izler. Ağır tempoda duygulu, şarkı gibi duyulan bu “largo”dan, duraksamadan son bölüme geçilir . Polonez dansının ritmik dokusunun hissedildiği neşeli son bölüm, coşkusu ve ritmiyle tipik bir Beethoven finalidir.
Belirleyici senfonik özellikleriyle daha çok “konçertant senfoni” diye adlandırılabilecek bu etkileyici yapıt için, çellist Bruns doğrusu partnerlerini iyi seçmişti. Kusaka ile çok uyumlu çaldılar. Beethoven'in Arşidük çalacağı için hayli kolay yazdığı piyano partisinde de hiç sorun yoktu. Orkestra da çok iyi bir eşlik çıkardı. Şef, yerleşimi değiştirmiş, çello ve viyolayı ortaya, kontrbasları, hemen çelloların arkasına almıştı. Başkemancı sandalyesinde Bilgehan Erten oturuyordu. Eserdeki senfonik yapı, iyi balans sayesinde daha iyi algılandı.
Sayako Kusaka'nın tek başına solist olarak da davet edilebilecek düzeyde teknik ve müzikalite olarak gelişkin bir kemancı olduğunu gördük. Üçlü, yoğun alkış karşısında, dinleyiciyi Mendellshonn'un Op.49 No:1 Re minör Trio'sunun ikinci bölümü (Andante con molto tranquillo) ile ödüllendirdi.
İkinci yarıda Beethoven'in, giriş bölümü cep telefonu zillerinde bile yer alan 5. Senfonisi vardı. Doğrusu şef Raoul Grünies, bellekten yönettiği senfoniye son derece dinamik bir yorum getirdi. Tempoları hiç gevşetmeden, hızlıca alarak, orkestranın da özellikle yaylıların iyi yüklenmesiyle eserin ruhuna, kahramanlık temasına uygun iyi ve bütüncül bir sonuç aldı. Şefle birlikte orkestrayı, temiz tınılarıyla obua, flüt, fagot, korno solist ve gruplarını özellikle kutlamak gerek.
Fotoğraflar: Şefik Kahramankaptan