“GEÇEN SEZONDAN AKILDA AKILDA KALANLAR”
İnadına Tiyatro : Paşa Paşa Tiyatro yahut Ahmet Vefik Paşa
Genç tiyatro yazarı Gökhan Erarslan dilimize, kültürümüze, geleneklerimize, göreneklerimize, insanımıza evrensellik boyutları içinde sahip çıkan bir edebiyatçı. Bugün bu topraklarda tiyatro sanatı var ise şayet, bunu isimleri altın harflerle tarihe yazılmış olan sanatçılara borçlu olduğumuzun bilincinde. “Paşa Paşa Tiyatro Yahut Ahmet Vefik Paşa”nın bu bilinç içinde yazıldığı, aynı amaç doğrultusunda sahneye taşındığı ve aynı inançla seyirciye ulaştırıldığı ayan beyan ortada.
“Paşa Paşa Tiyatro Yahut Ahmet Vefik Paşa”, politik yanı ağır basan “güldürürken düşündürten” cinsinden tarihsel bir komedi. Oyun sansürün, siyasi baskının sanatı her dönemde nasıl tehdit ettiğini; rüşvetin, adam kayırmanın, jurnalciliğin, “bugün git yarın gel”ciliğin bu topraklar üstünde pek de yeni olmadığını; görevini düzgün yapan kişilerin nasıl harcandığını anlatıyor, yıllardır bir arpa boyu yol alamadığımız gerçeğini aydınlık beyinler için tekrarlıyor.
Gökhan Erarslan, Bursa’ya vali olarak atanan Ahmet Vefik Paşa'nın (1823-1891), 1879-1882 yılları arasındaki valiliği sırasında Bursa’ya kurmaya çalıştığı tiyatronun öyküsünü anlatıyor. Anlatıyı, Mutlu Güney temponun bir an bile düşmediği iki boyunca sahneye aktarıyor. Devlet ve kamu içinde sivrilen yobaz zihniyete karşı verilen uğraşı ve seyirci koltuğunu doldurmak uğruna makam koltuğundan olmayı göze alan Paşa’nın encamını gözler önüne seriyor.
Oyunu yöneten Mutlu Güney yazarı pek güzel değerlendirmiş; yazarın amacını, bu amaca ulaşabilmek için seçtiği anlatım yollarını keşfetmiş. Metni eşzamanlı ve sahne diline uygun olarak, kendisi sanki yazarın ikinci bir örneğiymiş, gölgesiymiş, kopyasıymış, hayaletiymiş gibi yeniden yaratmış. Gel gelelim, oyuncuların devegiller familyasından lamalar gibi sürekli birbirlerine tükürmeleri ne öyle! Anlamadım, ama 49 kişilik oyuncu kadrosunu gerek oyunculuk, gerekse senkronizasyon anlamında iyi yönetmiş.
Mihriban Oran’ın Osmanlı dönemi motiflerini taşıyan kostümleri oyunun içeriğiyle bütünlük oluşturuyor. Hele bir de pantolonlar ütülü olsa! Medina Yavuz Almaç’ın dekoru da hayli işlevsel. Serhat Akın’ın ışık tasarımına lafım yok da fon perdesine yansıyan Osmanlı tuğra gobosu pek “dam üstünde saksağan” örneği gibi duruyor. Bu arada, oyunda kullanılan müzikleri besteleyen Orhan Enes Kuzu’yu ve Ersin Ersavaş, Pınar Babutçu, Hikmet İplikçi ve Gökhan Demirdöğmez’den oluşan orkestrasını özel olarak kutlamak gerekiyor.
Adlarını burada tek tek sayamayacağım 49 kişilik oyuncu kadrosunda aksayan pek yok, ama Murat Sarı, Cengiz Daner, Van Devlet Tiyatrosu’ndan konuk olarak gelen Cem Zeynel Kılıç, Burcu Kazbek, Aybanu Aykut iyi oyunculuk örneği veriyorlar.
Kısacası, “Paşa Paşa Tiyatro Yahut Ahmet Vefik Paşa”, sıkılmadan izleyebileceğiniz güldürmeli ve göndermeli bir oyun, ama hepsinden önemlisi özellikle tiyatro sanatının baskılara maruz kaldığı günümüzde “devlet adamı nasıl olunur”u hatırlattığı için fevkalade doğru bir zamanda kotarılan doğru ve kutlanası bir iş.