İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'yü 89 yaşındayken yitirişimizin üzerinden tam 42 yıl geçmiş. O yıl ve sonrasında doğanlar, bugün değişik mesleklerin mensubu olarak siyaset de yapıyor, müzik de... Orkestralarımızda o yıldan sonra doğmuş pek çok müzisyenimiz var. Bu müzisyenlerimiz Atatürk ve İnönü'yü anma konserleriyle, orkestralarını, varlıklarını borçlu oldukları bu iki öndere manevî borçlarını ödemiş oluyorlar. Ama ne yazık ki pek çok gencimiz, yeterli tarih bilgi ve bilincine mevcut eğitim sistemi içinde sahip olamadıkları için, İnönü'nün (Sevgili İsmet Paşamızın) niye orkestralar tarafından anıldığına akıl erdiremiyorlar.
Anılıyor, çünkü daha hâla, siyasetçiler arasında İsmet İnönü kadar devamlı ve meraklı bir çoksesli müzik dinleyicisi çıkmadı. Orkestra sanatçılarını, bestecileri O'nun kadar yakından tanıyan, ilgilenip destekleyen bir siyasetçi de gelmedi... Birkaç istisna dışında, ilgili bakanlık koltuğuna oturanların da, görevleri biter bitmez sanatla ilgilerini âdeta bıçak gibi kestiklerini görüyoruz.
İnönü, çevresine hep “İnatla dinlemezseniz, sevemezsiniz. Bir kere sevdiğiniz zaman da vazgeçemezsiniz” diye öğütlediği klasik müziğin yaygınlaşması, öğrenilmesi, Türkiye’ye nitelikli, ünlü solist ve orkestraların, şeflerin gelmesi, bizde de iyi besteci ve icrâcılar yetişmesi için elinden geleni yaptı.
İsmet Paşa’nın, en sevdiği enstrüman viyolonseldi. Tutkusunu öğrenme çabası göstermeye kadar vardırmıştı.. 1935-36 yıllarında viyolonsel derslerine başlamış, ilk dersleri CSO’nun viyolonsel sanatçılarından Edip Bey’den almış, daha sonra konservatuardaki yabancı hocalardan Zirkin’le devam etmişti. İsmet Paşa’nın bu viyolonsel öğrenme girişimi bir yıl kadar sürmüştü.
Paşa’ya “50 yaşından sonra saz çalınamayacağını” söyleyen çok olmuştu. Bunu söyleyenlere İsmet Paşa’nın cevabını orkestra şefi rahmetli Hikmet Şimşek’ten dinlemiştim: “Ben de biliyorum bu yaştan sonra çalgı öğrenemeyeceğimi. Ama parmaklarımın tellere temâsı, tellerin ihtizazını(titreşimini) hissetmek, bu şekilde ses tonlarının çıkışını anlamak beni çok mutlu ediyor.”
İnönü’nün viyolonseli bugün Pembe Köşk’te kızı Özden İnönü Toker ve torunları Gülsün Bilgehan ile Gülperi Özlen tarafından en değerli anılar arasında korunuyor.
Çevremizde savaş tamtamlarının çalındığı günümüzde, Türkiye'yi 2. Dünya Savaşı âfetinden korumuş olan İsmet İnönü'yü her yönüyle gençlere tanıtmak, öğretmek hepimizin görevi olmalı.
Şefik KAHRAMANKAPTAN