Bugün Ankara’da sosyal projeler, sosyolojik ve tarihsel araştırmalar, kent ve çevre sorunları, kent ve kentlilik kimliği, eğitim-kültür-sanat-turizm etkinlikleri vb. üzerine çalışmalar yapan kağıt üzerinde(!) 10’u aşkın dernek,vakıf,merkez bulunmaktadır. Ancak böylesine sıkıntılı bir dönemin kaçınılmaz bir biçimde artırdığı kent sorunlarını aşabilmek için bir arada hareket eden, ağırlıklı, güçlü, ses getiren ve sonuca giden Sivil Toplum Kuruluşları'na(STK) ne denli gereksinim olduğunun ayrımında mıyız, bilmem ?
Ankara STK’larının en eskisi olan Ankara Kulübü Derneği 27.12.1932’de Atatürk’ün direktifiyle kurulmuş, 1947’de dernekleşmiş, 1990’da “kamu yararı” konumuna geçirilmiştir. Ankara’nın “tarihi, kültürü, mimarisi, sanatı, gelenekleri ve sosyal yaşamı, kent kimliği, Seymenlik geleneği vb.”ne ilişkin değerleri araştırmak-yaşatmak-yaygınlaştırmak, Ankaralılar arasında dayanışma ve sosyal yardımlaşma sağlamak, Ankaralılık ve Başkentlilik bilincini geliştirmek gibi amaçlar doğrultusunda çaba göstermektedir. Abidin Paşa’nın 1885-1894 yılları arasındaki valiliği sırasında yaptırdığı aynı adlı köşk ile yapımı Yenimahalle Belediyesi’nce Mart 2014’de tamamlanan Ankara Konağı’nda yerleşiktir.
Atatürk başta olmak üzere Ankara’ya hizmet edenleri tanıtmak, Ankara’nın tarihi-kültürel-turistik zenginliklerini yaşatmak, dayanışma ve yardımlaşma sağlamak vb.gibi amaçları olan 1984 kuruluşlu Ankaralılar ve Ankara’ya Hizmet Verenler Derneği 'nin (AHİD) bugüne değin ses getiren önemli bir etkinliğini “ilgili bir Ankaralı” olarak ben duymadım.
Ankara Enstitüsü Vakfı (AEV) 30 Ekim 1993’de kurulmuştur. Ankara’yla ilgili her türlü verileri derleyerek araştırmalar yapmak ve dökümanlar üretmek, araştırmacılara yardımcı olmak, kültürel birikimleri değerlendirmek, sanat ve kültür etkinlikleri düzenlemek, “Ankara Arşivi-Ankara Kent Tarihi Müzesi-Ankara Bilgi Bankası-Ankara Ansiklopedisi” oluşturmak gibi amaçları vardır. Tarih İçinde Ankara Seminerleri başta olmak üzere önemli Ankara kitapları hazırlamıştır. Geçici olarak ODTÜ Mimarlık Fakültesinde bulunan kütüphanesi yakın gelecekte, Ankara Kulübü Derneği’nin Ankara Konağı’nda yaratılması düşünülen Ankara Kitaplığı’na taşınacaktır. Bu birlikteliğin, önereceğimiz daha geniş birlikteliklerin başlangıcı olmasını dileyelim.
Ankaralılar Vakfı kısaca “Ankara’yı Ankara yapan değerler”i gün ışığına çıkarmak-tanıtmak-korumak, kentli olmak bilincini canlı tutmak amacıyla 1996’da kurulmuş. Güven Dinçer’in başkanlığı boyunca bir hayli kitap yayınlayıp sergiler düzenleyen ve Ankara’ya ilişkin bir çok konuda söz sahibi olmaya çalışan vakıf, son yıllarda sessizleşmiş görünüyor.
2006’da kurulan Ankara Ankara Kalesi Derneği , Ankara Kalesi’nin sorunlarına çözümler bulmak, kaleyi yenileyerek yeni projeler yaratmak, restorasyon çalışmalarını gerçekleştirerek kalede “kültür-sanat-ticaret-tarih-turizm-mimari” konulu etkinlikler düzenlemek gibi amaçlar taşıyor. 16-24 Haziran 2007’de geniş bir Kale Festivali düzenleyen derneğin sonraki yıllardaki etkinliklerini de , kale yöresinin Altındağ Belediyesi’nce “dönüşüm-restorasyon-iyileştirme-ıslah” gibi yakıştırmalarla hallaç pamuğu gibi atılıp “yepyeni” ve de “kitch” bir çevre oluşturulması karşısında nasıl bir tavır takındığını da, şu andaki izini de doğrusu merak ediyorum.
Ankara ili sınırları içinde yaşayan halkın yaşamı ve çevresi ile ilgili tüm değerlerinin(tarih-ekonomi-sosyoloji-çevre-mimari-tarım-arkeoloji vb.) ortaya çıkarılması, bu konuların bireysel ya da disiplinlerarası çalışmalarla doğru ve güvenilir bir biçimde saptanması, çalışmaları yapan kuruluşlarla iletişim ve işbirliği sağlanması, çalışma sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılarak bir arşiv oluşturulması, 8.6.2009 günlü Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik uyarınca Ankara Üniversitesi bünyesinde kurulan ANKAMER'in (Ankara Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi) amaçları arasında. Merkez bugüne değin, 21-22 Ekim 2011 tarihinde Koruma ve Restorasyon Uzmanları Derneği ile ortaklaşa “Dünden Bugüne Koruma Toplantısı-1” düzenliyor. Bir de DTCF’nden 12 kişilik bir grubun 2 yıllık çalışmalarıyla Fransızca’dan çevrilen, Ankara’nın ilk kılavuzu diyebileceğimiz, Ernest Mamboury(1878-1953)’nin “Ankara Gezi Rehberi”ni yayınlıyor.
VEKAM (Vehbi Koç ve Ankara Araştırmaları Merkezi) ile TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi bence yaptıklarıyla daha ayrı kefelerde değerlendirilmesi gereken kuruluşlar. 1994’de kurulan VEKAM kısaca “Ankara Araştırmaları”(zaten aynı adla yayımladıkları 6 aylık bilimsel dergi de aynı adı taşıyor) üzerine yoğunlaşmış bir kuruluş. Yıllardır nice sergilerini, söyleşilerini, toplantılarını ve diğer etkinliklerini yakından izlediğim VEKAM, Ankara üzerine bir hayli de kitap yayınlamış durumda. Öte yandan Ankara’da Ankara’ya ilişkin en çok kitap ve belge barındıran kütüphanesi tüm Ankara Araştırmacıları’na açık.
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ankara’nın neredeyse tüm sorunlarını sahiplenmeye çalışan, bilimsel kitaplar yayımlayan,sorunların göz ardı edilmesini önlemek için söyleşiler ve toplantılar düzenleyip öneriler getiren, iktidarın ve belediyenin kent kültürüne ve çıkarlarına aykırı her türlü uygulamalarına karşı sokaklara inip ciddi uyarılarda bulunan, ancak çevresindeki halkayı genişletemeyip yalnız kalan bir kuruluş.
Bunların dışında 32 yıldır Ankara Müzik Festivali’ni düzenleyegelen Sevda -Cenap And Müzik Vakfı, 1999’dan buyana Gezici Film Festivali’ni üstlenen Ankara Sinema Derneği, 1977 kuruluşlu Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği(AFSAD), Kavaklıderem’in sorunlarıyla ilgilenen Kavaklıdere Dayanışma ve Güzelleştirme Derneği, TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Ankara Şubesi gibi kuruluşlar ile Atılım Üniversitesi Dijital Ankara Kent Arşivi, amaçlarıyla sınırlı Ankara STK’ları olarak düşünülebilirler.
Öte yandan Ankara’nın geçmişine ilişkin her türlü dökümanı toplayıp bir arşiv oluşturmak üzere 2011’de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı bünyesinde kurulan Ankara Kent Araştırmaları Merkezi ile Ankara Valiliği’ne bağlı olarak kitap-kitapçık-harita-broşürler üreten Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ise, Ankara’ya ilişkin olarak iktidar ile belediyenin temsilciliğini ve sözcülüğünü yapan “resmi” kuruluşlar.
Görüldüğü gibi STK’ların çoğunluğu ortak paydaları aynı olmakla birlikte, birbirlerinden habersiz ama aynı amaçlara yönelik çalışmalar yapıyorlar. Mimarlar Odası Ankara Şubesi dışındakiler, iktidarı ve belediyeyi pek karşılarına almayan uğraşlar içindeler. Güçlerini birleştiremedikleri içindir ki Büyükşehir Belediyesi göstermelik ve yanlı bir-iki anket dışında Ankaralılar’a hiçbir şekilde danışmaksızın; Atatürk Bulvarı’nı zincirliyor, kavşaklara birbirinden çirkin saat kuleleri dikiyor, herkese açık Ankara’yı “kitch” kapılarla kuşatıyor, tamamlanmadan açtığı Çayyolu(Koru) Metrosu ile kendisine oy vermeyenleri cezalandırarak zaten berbat durumdaki trafiği hepten köstekliyor, yarış kulvarlarına dönüştürdüğü bulvarlarda trafik kazalarına neden oldukları gibi sudan bir bahanenin arkasına sığınarak şehirlerarası yolcu otobüslerinin yalnız bu yönde çalışanlarının yolcu indirip-bindirmelerini yasaklıyor, Koru’dan kaldırdığı “Ring”, AŞTİ’den çalıştırdığı “Servis” otobüsleri ile toplu taşımacılığa bir türlü çare üretemiyor, eskisini kullanmamak için birbiri ardı sıra komik Ankara amblemleri yaratıyor, örneğin Sanayi Müzesi’ne dönüştürülebilecek Havagazı Fabrikası’nı bir gecede yerle bir ediyor, uzun yıllar Ankara ile özdeşleşmiş Türkiye’nin ilk Hayvanat Bahçesi’ni yok ediyor, yapay kayalıklarda sevimsiz şelaleler oluşturuyor, kaldırımları bıktırıcı sıklıkta yenileriyle değiştirerek yeni ihaleler yaratıyor, Ankara’nın florasına uymayan ağaçları “dikmeyi-kurutmayı-kesmeyi-yeniden dikmeyi” alışkanlık haline getiriyor, İnönü Bulvarı’ndaki tarihi çınarları katlediyor, yağmurlu havalarda tıkanan altgeçitlere dalgıçlar indiriyor, görme engelliler için göstermelik olarak yaptırdığı kaldırım yapıştırmalarının bozulup yayalar için tehlike oluşturmasını engellemiyor, çeşitli anımsatmalarımıza karşın 1992’de yayımladığı Ankara Kent Bibliyografyası’nı güncelleştirmiyor(Bibliyografya’nın devamını getirmek üzere oluşturulacak bir komisyona katkıda bulunmak isterim), aldığı onca Çevre Temizlik Vergisi’ne karşın caddeleri-sokakları-kaldırımları pislik içinde yüzdürüyor…
Düşünelim, bu örgütlerden “resmi” olan ikisi dışında kalanlar, muhalefet partilerinin ve İl Genel Meclisi muhalefet üyelerinin de kuvvetle arka çıkacağı, hepsini kavrayıp kucaklayarak çok daha güçlü ses getirebilecek Tüm Ankara Platformu(adı değil etkinliği önemli) gibi bir üst kuruluşun çatısı altında enerjilerini birleştirseler, kendini her şeylerin üstünde gören Büyükşehir Belediye Başkanı bu denli rahat at oynatabilir miydi ? Ankara bu kadar öksüzleşir miydi ?
ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ DERGİSİ , Aralık 2015, Sayı : 334