33. Festival'den Seçtiklerim/1
Önceliği iyi müzik yapmaya veren, hep tam bir “imece” anlayışıyla konserlerini kotaran, şef Orhun Orhon'un 2011'de kurup genel müzik yönetmenliğini yaptığı Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası, artık “özyönetim” modelini uygulamaya başladı. Yedi kişilik bir yürütme kurulu, orkestrayla ilgili tüm iletişim, mekân sağlanması, prova ve konser organizasyonlarını, müzik yönetmenine danışarak kararlaştırıp uyguluyor.
Beş yıllık geçmişe sahip bu orkestranın üyelerini Ankara'daki tüm orkestraların gençleri ile lisans ve lisansüstü öğrenimlerine yurtdışında ve Türkiye'de devam edenler oluşturuyor. Orkestranın destekçileri Müzikle Yaşan Gençlik Derneği ve SCAMV.
Uluslararası Ankara Müzik Festivali de SCAMV tarafından düzenlendiği için, son yıllarda her festivalde AGSO'nun bir konseri mutlaka yer alıyor. Vakfın 40. yılında düzenlediği beste yarışmasında da kazanan eserleri AGSO seslendirmişti.
AGSO, bu yıl 33. Uluslararası Ankara Müzik Festivali'nin açılış konserini de üstlenerek, öncekiler de dikkate alındığında, bir tür “festival orkestrası” görünümüne büründü. Bu genç ama kaliteli müzik yapan orkestrayı pekâla festivalin “daimi orkestrası” diye nitelendirmemiz mümkün.
Orkestrayı kuruluşundan bu yana izliyorum. Yaratılan bu olumlu havada, kuruluşu yapan ve müzik yönetmenliğini sürdüren şef Orhun Orhon'un kişilik ve yaklaşımının da payı önemli. Genç müzisyen ve öğrencilere tepeden bakan ve çekinilen bir hoca gibi değil, alçakgönüllülükle bir arkadaş gibi davranan, hepsine eşit mesafede durmaya özen gösteren, onlara orkestra dışında da yardımcı olan, ama yeri geldiğinde ve konu iyi icra olduğunda sıkı bir disiplin uygulamaktan geri durmayan bir şeftir Orhun Orhon... AGSO'daki başarısının da etkisiyle, son beş yıl içinde CSO dahil, ülkemizdeki hemen hemen tüm orkestraların yıllık programlarında da yer almaktadır.
33.Uluslararası Ankara Müzik Festivali'nin 4 Nisan'daki açılış konserinde solist olarak yer alacak piyanist Tolga Atalay Ün'ü de (1995), HÜ. ADK'ndaki öğrencilik günlerinden itibaren tanıyor ve izliyorum. Yrd. Doç. Sibel Özgün'ün öğrencisiydi. Öğrenme, kendini geliştirme, resital verme ve sonrasında şeflik konusunda çok meraklı, bu meraklarına uygulama olanağı da bulabilen ateş gibi bir öğrenciydi. Nitekim, kendi içlerinde kurdukları Hitit Filarmoni adlı orkestranın şefliğini de yapmaya başlamıştı. Onun bu çabaları Orhun Orhon ile Doç. Burak Tüzün tarafından da desteklendi. Liseyi tamamlayınca, Londra'daki “The Royal College of Music / Kraliyet Müzik Koleji”ne burslu olarak kabul edildi. Okul ücreti ödemiyor ama yaşam masraflarını karşılamak için bir veya birkaç destekçiye gereksinim duyuyor. Hâlen orada Niel Immelman ile piyano, Terence Charlston ile de klavsen çalışmaktadır. Ama resmî ders programının dışında şeflik derslerine de devam ediyor. Çünkü Tolga'nın en büyük hayâli, esas amacı, uluslararası alanda çalışabilecek iyi bir şef olabilmektir.
Tolga, festival açılış konserinde W. A. Mozart'ın toplam 27 piyano konçertosu arasında, bestecinin kısa yaşamına karşın olgunluk sayılabilecek dönemindeki verimi arasında seçkin bir yeri olan Do majör 21. konçertosunu seslendirecek. Andante bölümü özellikle çok ünlü olan konçertoyu, Tolga Atalay Ün'ün tuşesinden dinlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Üstelik bir sürpriz de var! Orkestra eşliği şefsiz olarak yapacak. Orhun Orhon'un daha önce birkaç kez denediği bir tarz bu.
Konserin açılışında sahneyi hayli kalabalık göreceğiz. Çünkü orkestranın arkasında “Saygun Filarmoni Korosu” yer alacak. Atilla Çağdaş Değer ile Çiğdem Aytepe'nin girişimiyle 2014'de kurulmuş olan bu koro da tıpkı AGSO gibi bir anlayışla çalışmalarını sürdürüyor. Amatör koro üyelerini bir araya getirerek büyük ölçekli eserlerin seslendirilmesinde görev alabilecek alternatif bir koro olarak Bilkent Senfoni Orkestrası'nın da işbirliği yaptığı sivil girişimler arasında yerini alan SFK, açılışta kısa ama etkileyici bir müzik olan Ave Verum Corpus seslendirmesiyle festival dinleyicisiyle de tanışacak.
Açılış konserinin ikinci yarısında ise AGSO, Ankara dinleyicisinin pek tanımadığı ama önemli bir Rus besteci olan Vasili Sergeyeviç Kalinnikov 'un (1866-1901) Sol minör 1. Senfoni'sini dinleyeceğiz. Ankara'da çalındığını anımsamıyorum. Belki de bir Ankara prömiyeri olacak. Son derece ezgisel, ferah, güzel bir orkestralamaya sahip bu senfoni, içinde bulunduğumuz puslu günlerde dinleyicinin hayâlinde aydınlık doğa manzaraları canlandırmasını sağlayacak nitelikte.
Şefik KAHRAMANKAPTAN