10. yaşını kutlayan D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali’nin 3. akşamında “albümleri en çok satan klasik müzik sanatçısı” unvanının yanı sıra, People dergisi tarafından “dünyanın en güzel 50 insanı” arasında gösterilen “Sıra Dışı Kemancı” Vanessa-Mae (1978)’yi izledik/dinledik.
Sahneye şef Oğuzcan Balcı yönetimindeki Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nın önünde yer alan vurmalı çalgıların neredeyse tamamının yanı sıra; klarnet, flüt, elektrogitar, İspanyol gitar, klavye, alto saksafon ve tanıdığım tanımadığım bir takım enstrümanları icra eden arkadaşlarıyla birlikte çıkan Vanessa-Mae, elektronik kemanıyla yarattığı farklı tarzı izleyicilerine tanıttı.
MAE TARZI
Pek çok müzik türünü içinde barındıran ve bir “tekno-füzyon” olarak değerlendirilen Mae tarzı, alkışlardan ve “bravo” nidalarından anlayabildiğim kadarıyla Marina’yı dolduran (sanıyorum çoğunluğu “discotech” alışkanı) izleyicilerden olumlu not aldı, alkışların ardı arkası kesilmedi.
Yaptığı müzik hakkındaki sorulara: "Beethoven, Beatles, Mozart, Michael Jackson, Paganini, Prince.. Ben hepsini seviyorum. Bu dünyaya bir kez geldim ve bu şansımı iyi değerlendireceğim. Dinlemekten zevk aldığım her tür müziği kemanla çalmaya çalışmaktan büyük haz duyuyorum" diye yanıtlayan Mae, repertuarındaki klasik eserlere de farlı yorumlar getirmesiyle dikkat çekti.
Diğer taraftan kendi düzenlemeleri ile de boy gösterdi, ayrıca pop şarkılarına uyguladığı yorumları da dinletti, diğer taraftan Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası Korosu, görevini bihakkın yerine getirdi.
İYİ BİR KEMAN VİRTÜOZU
Vanessa Mae'nin “dünyanın en güzel 50 insanı” arasında gösterilmesine yorum getiremem, ama iyi bir keman virtüozu olduğunu rahatça savlayabilirim. Gel gelelim, kendi orkestrasının elektronik ses düzeninin alışılagelmiş desibel seviyelerini zorlayan “forte”liği, özellikle elektro bas’ın göğsümde//beynimde zonklayan “do”ları (tanıklık ettim) benim gibi ihtiyarlar arasında “sükûtu hayal” yarattı.
Kemanın ses rengini, güzelliğini ve duygusal anlatım zenginliğini en iyi yansıtabilme yeteneği ortada olan; keman çalmada iskelet, kas, beyin, sinir sistemi ve işitme, görme gibi algılama organlarının görevinin neler olduğunu pek güzel yansıtan Mae’nin, mikrofonlu kemanından çıkan tınılar bana sorarsanız (ki neden soracaksınız ki) kendini bulamadı.
SES ÇEŞİTLİLİĞİ
İtiraf etmeliyim ki kemanın ses rengi, kullanılabilen dört oktavlık ses sınırında müzikal düşünceleri anlatmaktaki ses çeşitliliği Mae’nin virtüozitesinde dinleyiciye yansıyamadı.
Yaylı çalgılar ailesinin en ifadeli, en kıvrak aleti; ses rengi, tınısı ses olanakları açısından en virtüöz üyesi olan keman, benim Mae’den beklediğim seviyeye ulaşamadı. Hatta kimi yerlerdeki yay çekişi, testere-demir gıcırtısını çağrıştırdı, işitme organımın ayarlarıyla oynadı.
Mae’nin renkleri elde etmek için gösterdiği ustalık elbette duyumsandı, ama bana öyle geldi ki Vanessa-Mae, Bodrum’da kendini elektronik teknolojiye kurban olarak adamıştı.
Şef Oğuzcan Balcı yönetimindeki Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası mı?
Galiba varlardı!