Önce ülkenin genel anlamda ve eğitim alanında hızla götürülmek istendiği yere karşın, çocuklarının müzik eğitimi için özveride bulunan ailelere, disiplinle çalışan çocuklarımıza-gençlerimize ve onları geliştirmeye çalışan öğretmenlerine teşekkür ederek başlayalım söze.
Ama “basın” olarak da, “veli” olarak da, “öğretmen” olarak da abatmayalım lutfen! Bilgi verirken, “Hata yapıyor muyuz? Kavramları doğru kullanıyor muyuz?” diye kendi kendimizi sorgulayalım. “Verdiğimiz bilgi tam mı, yoksa kararttığımız bir durum var mı?” diye bakalım. Çocuğumuzun-öğrencimizin katıldığı etkinliğe başka Türk gençleri de katılmış mı, katılmışlarsa onları da göz ardı etmeyelim.
Bu girizgâhdan ve bundan sonra yazacaklarımdan lutfen kimse alınmasın, ama en azından daha dikkatli olsunlar!
Bakın Eylül ayı içinde Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Cumhuriyet Gazetesi'nin birinci sayfasında yer alan “Dünya Birincisi” haberinden birkaç gün sonra, öğrenimini hem genel anlamda, hem müzik alanında İzmir'de sürdüren Kaan Turan'ı bakın nasıl kutladı. Bakanlığın basın bülteni şöyle:
“BAKAN KURTULMUŞ’TAN DÜNYA BİRİNCİSİ PİYANİST KAAN TURAN’A TEBRİK
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, dünya birincisi 13 yaşındaki piyanist Kaan Turan’ı tebrik etti. Bakan Kurtulmuş, İzmirli küçük piyanist kaan turan ve annesi Şenay Turan’ı telefonla arayarak tebriklerini iletti.
İtalya’da düzenlenen ve 17 ülkeden 45 yarışmacının katıldığı Lovere Uluslararası Piyano Yarışması’nda birincilik ödülüne layık görülen 13 yaşındaki piyanistin gelecekte iyi bir piyanist olacağına inandığını dile getiren Bakan Kurtulmuş, anne Şeyma Turan’ı ise evlatlarının başarısından dolayı ayrıca tebrik etti.
Dünya birincisi piyanistten çalışmalarını disiplinle sürdürmesini isteyen Bakan Kurtulmuş, Kaan Turan’a gelecekte mutlaka iyi bir üniversitede okuması ve bunun için de müzik çalışmalarını dersleriyle birlikte aksatmadan sürdürmesi nasihatında bulundu.”
Sayın Bakan'ın böyle bir kutlamada bulunması olumlu, en azından terazinin öteki kefesini de bir dirhem de olsa gördüğünü gösteriyor. Keşke, çok daha yüksek düzeydeki İskoç Uluslararası Piyano Yarışması'nı, kimseyle ortaklaşmadan birinci olarak tamamlayan 20 yaşındaki Can Çakmur için de benzeri bir kutlamada bulunup açıklatsaydı.
Bakanı burada yanıltan Cumhuriyet Gazetesi'nin birinci sayfasında yayımlanan “Dünya Birincisi” başlığı olsa gerek. Cumhuriyet'i kim nasıl yanılttı bilemem. Belki de daha çok dikkat çeksin diye son zamanlarda moda olan bir gazetecilik hilesidir!
Bir müzisyenin, sporcunun “Dünya Birincisi” ilan edilmesi için, dünya ülkelerinin büyük oranda katıldığı bir yarışma olması gerekir. Hani, Dünya Güreş Şampiyonası ve benzeri türden... Müzik alanında ise bu tür yarışmalar yok, isteyenlerin başvurup kabul almaları halinde katıldıkları “uluslararası yarışmalar” var. Dünyada kara kaplı kitaba göre uluslararası alanda tanınan 193 ülke bulunuyor. Milano'daki yapılan yarışmaya katılan 45 çocuk ve gencin mensubu bulunduğu ülke sayısı ise 17. Üstelik bu 45 çocuktan 10 tanesi de Türkiye'den..
Jüriyi de verelim: Vincenzo Balzani (Başkan-İtalya), Giuseppe Merli (Italya), Morita Yoshifumi (Japonya), Philippe Raskin (Belçika), Antonio Tarallo (Italya), Catia Iglesias (Italya)
Bu yarışma ile ilgili ilk haber Ağustos ayında İzmir'in Yeni Asır Gazetesi'nde, yarışma Temmuz'da yapılmış gibi yayımlandı. Neyseki “Dünya Birincisi” denilmiyordu. Oysa Yarışma Ağustos'un ilk haftasında yapılmıştı.
Önce yarışmayı ve sonuçlarını hayli zahmetle araştırdım. Sadece C grubunun tutanağına ulaşamadım. Kaan Turan, öğretmenliği ve çalışkanlığıyla takdir ettiğim Payam Susanni'nin YÜSEM'de öğrencisiydi, esas öğrenimini ise Bilfen Koleji'nde görüyordu. Payam'dan Kaan'ın babasına ulaşarak yarışma tutanağını edindim. Gördüm ki, yarışmada üç adet birincilik verilmiş, “assosuno” yani kesin birincilik 98 puanla İtalyan piyaniste. Diğer birincilik dereceleri de 95'er puanla Kaan Turan'la Rus piyaniste. 600 Euroluk Para Ödülü de doğal olarak İtalyan'a verilmiş.
C kategorisinde yarışan diğer Türk çocukları Arda Ayhan 91, Defne Ertürk 89, Naz Mutluel ile Hulusi Ege Koyutürk'ün de 92'şer puanla ikinciliği paylaştığını belirtelim. Yani bu grupta 9 yarışmacıya ilk üç dereceler paylaştırılmış, farklı puanlarla.
A kategorisinde Leyla Ertürk'ün ikinciliği elde ettiğini, B kategorisinde de Papatya Biter, Bora Evinç , Çinara Manafli ve Aylin Özdemir'in yarıştığını, Çınara Manaflı'nın birinciliği elde ettiğini belirtelim. Ancak Çınara Manaflı, birinciliği paylaştı mı, kaç puan aldı, bununla ilgili İz Gazete'deki haberde bilgi verilmiyor, Tadini'nin internet sayfalarında buna ulaşmak mümkün olmadı! E kategorisinde Türkiye'den katılan piyanistin 3. olduğu bir tutanak fotoğrafından anlaşılıyor ancak ismi okunamıyor. Büyük olasılıkla tam adı Berta İdlin Arshinova.
Gelelim Kaan Turan'ın yetenek ve başarısına. En büyük avantajı, esas eğitimini bir kolejde sürdürüyor olması. Yazıda sözünü ettiğim Can Çakmur da lise öğrenimini bir kolejde tamamlayıp, lisansta yurtdışında piyano öğrenimine devam ediyor. Kaan ve ailesinin tuttuğu bu yol doğru.
Gelişimi Londra Kraliyet Koleji'nin uluslararası sınavlarıyla belgeleniyor. Bu yıl Haziran'da 8'inci kurdan girdiği sınavında en yüksek puan aralığıyla tüm dünyada geçerli olan müzik lisesi mezunu diplomasını aldı. 2018'de Ön Lisans Sınavları'na girmeye hak kazandı. Ailesi, “Bizim çocuğumuz en iyisi, büyük piyanist olacak” diye tutturanlardan değil. Babası Hakan Turan bakın ne diyor: “ Kaan piyanist olsun diye özel bir çabamız yok, bu işin çok zor olduğunun bilincinde insanlarız ancak yetenekleri Kaan’ı bırakmıyor. İleride ne yapacağını Kaan kendisi seçsin veya yurt dışında bir okula giderse müzik ile çift eğitim alma şansı olsun istediğimizden ailesi olarak da desteklemeye çalışıyoruz.”
Kaan'ı da, öyle “dünyaca ünlü” olmasalar da birer deneyim kazanma aracı olan çok yaygın yarışmalara katılan ve dereceye giren çocuklarımızı kutluyor ve gene başa dönüyorum. Aman ne kendimizi, ne öğrencilerimizi, çocuklarımızı abartmayalım, onlara zarar vermeden özendirelim.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
ANDANTE DERGİSİ'NİN 1 EKİM 2017 SAYISINDA YAYIMLANMIŞTIR.