1975 yılında, dünyanın öte ucundaki Venezuella’da, yoksulluk ve suçla mücadeleyi öngören, ayrıca halk arasında geniş ilgiyle karşılanan bir müzik yöntemi kurulmuştu: “El Sistema” denen bu yöntem, günümüzde bu ülkede 280 müzik merkezinde, 15.000 eğitimciyle 350.000 çocuğa ulaşan dev bir eğitsel modeldir. Söz konusu modelin amacı, kentlerde yaşayan 7-17 yaş arasındaki farklı gelir gruplarından, farklı kültürel donanımdan ve farklı toplumsal koşullardan gelmelerine karşın, bütün çocukları ücret almadan, yetenek sınavından geçirmeden, daha önce yapılmış bir “ön eğitim” aramadan, beraber müzik yapmak yoluyla çocuklara karşılıklı saygı, anlayış ve farklılıkları kabullenme gibi kavramları kazandırmak ve hayata geçirmekti. “El Sistema”nın Venezuella’daki başarısı bütün dünyaya parmak ısırtmış ve birçok ülkeyi özendirmişti.
Söz konusu yöntemin uygulaması, Türkiye’ye biraz geç geldi, ama geldi: İstanbul’da kurulan Barış İçin Müzik Vakfı’nın kurucuları Yeliz-Mehmet Baki, yurdumuzda bu yönteme öncülük ettiler. Onların gözünde kitlesel planda çocukların birlikte müzik yapması, sadece bir müzik eğitimi programı değil, toplumsal bir dayanışma ve kültürel kalkınma modeliydi.
Uzatmayalım, Eskişehir’de Tepebaşı Belediyesi, “El Sistema”yı örnek alarak bir çocuk senfoni orkestrası kurmanın yollarını açtı: Tepebaşı Belediyesi Başkanı Ahmet Ataç’ın desteği ve yönlendirmesiyle kurulan orkestra için, bu kentteki Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın viyolonsel hocası Prof. Dr. Ozan Evrim Tunca yönetiminde bir eğitim kadrosu oluşturuldu. Çalgılar da belediye tarafından satın alınarak çocuklara verildi.
Üç aylık bir çalışmanın verimleri olarak “İki Elin Sesi Var” adlı bu çocuk orkestrası, 22 Ocak 2015 günü 130 çocuğun katılımıyla kuruldu. Orkestra, ilk konserini üç ay sonra verdi. Eskişehir’de yeni ve özgün bir hareket başlatan bu başarılı konserden sonra, kişilerin ve kurumların yaptığı çalgı bağışlarıyla hareket gelişti. 5 Eylül 2015’de orkestra, çalışma mekânına da kavuştu, çalışmalara katılan çocuk sayısı ise 250’ye çıktı. Çocuklar bu coşkuyu aileleriyle birlikte büyüttüler ve 29 Ekim 2015 Cumhuriyet Bayram’nda, “İki Elin Sesi Var” adlı çocuk orkestramız, ikinci konserini binlerce dinleyicinin önünde verdi. Bu konserden sonra Eskişehir’de “imece” anlayışının geliştiği söyleniyor. Şundan belli ki, çalgı bağışları arttı, orkestraya üflemeli çalgıların da eklenmesiyle daha yetkin bir senfoni orkestrasına adım atıldı.
15 Kasım 2015 günü, bu kez İstanbul’daki Zorlu Center Performans Sanatları Merkezinde, “Barış İçin Müzik Vakfı”nın 10. yılı dolayısıyla verilen konserde, 300 çalgı sanatçısı çocuktan oluşan orkestra, barış için sahnede yerini almıştı.
Bu örnek hareketin son konseri ise önceki hafta Ankara’daki MEB Şûra Salonu’ndaydı. Bu konsere ben, ağır bir grip geçirmekte olduğum için gidemedim. Hiçbir şey yapamamaktansa “İki Elin Sesi Var” adlı Eskişehir’in Tepebaşı Belediyesi tarafından kurulan bu topluluğu en azından tanıtayım istedim. Orkestracı çocukları, onların ailelerini, eğitimci arkadaşları ve başta Tepebaşı Belediyesi olmak üzere destek olan kurumları yürekten kutluyorum.