Ozan-Halkbilimci Oğuz Tansel, ölümünün 20. yıldönümünde anıldı. Ulusal Eğitim Derneği’nin 13 Aralık 2014’te düzenlediği, Ozan Nazım Mutlu’nun yönettiği etkinlikte Prof. Dr. Aysıt Tansel babası Yazar Oğuz Tansel’in kişiliğini, sanatını anlattı. Şiirinin, halkbilim çalışmalarının dayandığı kaynakları çözümledi. Aysıt Tansel, “Babam Sivas Kıyımından büyük acı duydu, bu üzüntüye dayanamadı” dedi. Oğuz Tansel’in doğumunun 100. yıldönümü olan 2015 yılında yapılacak kapsamlı bilgi şölenine, anma buluşmasına, etkinliklere katılım çağrısı yaptı.
Günay Güner ise Oğuz Tansel’in ozan ve halkbilimci yetkinliğiyle Türk ekinine kazandırdıkları üzerinde durdu. Oğuz Tansellerin Dil Devrimiyle başlayan cumhuriyet yazını sürecinin kurucu topluluğu niteliği taşıdığını, Oğuz Tansel’in başarısının özgünlüğüyle belirginleştiğini, masalları ile şiirlerinin iç içe olduğunu, Derleme Sözlüğü’ndeki bazı sözcükleri yazınsal alan içine kattığını, masalları yeniden yazdığını, bu olgunun Viladimir Propp’ın yaklaşımıyla koşutluklar taşıdığını, barışın, sevginin, doğanın ozanı olduğunu, Türk siyasa tarihinde kalıcılaşmış Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Konya örgütünün kurulması ve 1965 genel seçimlerinde Oğuz Tansel’in büyük payı, emeği bulunduğunu anlattı; şiirlerinden örnekler sundu.
Yazar Remzi İnanç, Tansel’in, sanatındaki yetkinliği yanı sıra kişiliğiyle de çevresinde büyük saygınlık uyandırdığını, TİP Konya il örgütünün kurulması ve çalışmasında çok etkili olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Cevat Geray, ozanımızın adına ailesince ve dostlarınca düzenlenen ödüllerin Türk yazınına değerli adlar, yapıtlar kazandırdığını, Türkçemizin Tansel gibi yazarların çabalarıyla geliştiğini söyledi. Sanattan Yansımalar’ın da köşeyazarlarından olan Yazar Mina Tansel, Oğuz Tansel’in özgürlükçü yanı üzerinde durdu. İnsanların düşüncelerine büyük değer verdiğini belirtti. Oğuz Tansel’in birçok yakını, dostları düşüncelerini, anılarını anlattılar. Coşkulu etkinlik Günay Güner’in bağlamasıyla sunduğu türkülerle sona erdi.
Belirtildiği gibi 2015 Oğuz Tansel’in, Konya-Bozkır’ın, Torosların eteğindeki Meyre köyünde doğumunun 100. yılı olacak. Oğuz Tansel 2015 yılında düzenlenecek bilgi şöleniyle anılacak. Yapıtları, dili, şiiri, kişiliği üzerine araştırmalar, bilimsel çalışmalar sunulacak. Kitap yayımlanacak.
Oğuz Tansel sanatta en güç olanı başarmış bir aydın: Özgünlük! Adının üzeri kapatılsa yapıtın ona ait olduğu anlaşılan bir usta yazar. Büyük büyükbabası divanı da olan Şair Hüseyin Efendidir. Konya’daki lise döneminde Pertev Naili Boratav ile Abdulbaki Gölpınarlı’nın öğrencisi olur. İstanbul’a, Pertevniyal Lisesinde ise Nurullah Ataç ile Sabahattin Eyuboğlu, Tansel’in öğretmenleridir. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde sınıf arkadaşları arasında Behçet Necatigil, Cahit Külebi, Zeki Ömer Defne gibi adlar da vardır.
Amasya’da tanıştıkları masal anası Ziyereli Emine Uyaroğlu’ndan, masal atası Menşur Dülger’den, kurdukları sıcak iletişimin de sonucunda derledikleri masallar Türk halkbilimine, Türk ve dünya masal dağarcığına eşsiz bir katkıdır.
Oğuz Tansel, Adnan Binyazar’ın deyişiyle “Üç Kanatlı Masal Kuşu”dur. Remzi İnanç’ın deyişiyle “Tren gibi bir adam”dır. Gürül gürül bir ırmaktır. Dost canlısıdır, gönül insanıdır. Konya’da, güller arasındaki evi, ne tadına doyulmaz dost söyleşilere, çınlayan kahkahalara, ekin coşkusuna, alınan gönderilen selamlara, giderek özlemlere yurt olmuştur.
Konya yıllarının başlıca kaydını, yazanağını, kısa zaman önce “Canım Oğuzcuğum-Oğuz Tansel’e Mektuplar” adıyla yayımlanan (YKY, 2012), Metin Eloğlu’nun mektupları oluşturdu. Bu mektuplar yazınımızda son yıllardaki en değerli kazanımlardan biri niteliğinde. (Tansel Ailesine bu nedenle de gönül borcumu sunuyorum. Yazınımızda mektup türüne pek az yer verildiği bir gerçek). Bu mektuplarda Tanseller ile Eloğluların, çocukların büyümelerinden kitapların yayımlanmasına, Metin Eloğlu’nun tablolarının yaratı sürecine, uzadıkça uzayan askerliğine değin uzanan büyük bir gönül bağı, dayanışma içinde oldukları görülüyor.
Oğuz Tansel ile Metin Eloğlu’nun dostluklarının bir sonucu da Bektaşi fıkralarının şiirleştirilmesine dayanan “Bektaşi Dedikleri” adlı güzel kitaptır. Tansel ile Eloğlu’ya en çok uyan çalışmalardan saymak hiç yanlış olmaz.
Oğuz Tansel, öz Türkçeye olan tutku düzeyindeki sevgisiyle, görkemli bir şiir dili kurmuş, büyük bölümü, Arapça, Farsçanın yüzyıllar süren baskısıyla kullanımı yerel ölçekle sınırlı duruma dönüşen sözcüklerden; Derleme Sözlüğü’nde yer alan, bu Sözlüğe ulaştırılmış sözcüklerden özel şiirsel anlam yüklediği sözcüklerden oluşan bir özel söz dağarı yaratmıştır. Bu sözcükleri şöyle derlemek olanaklı: Kındam, üğrelemek, özek, büngüldemek, şıvşıv, urun, ölgenlik, keler, yönet, tamu, yılbırdamak, boncukcalba, ıramak, sınat, güzleyin, yumuşçu, giyit, küşümlenmek, böğeleyin, üğrelenmek, esenle(ş)mek, farda, kıyadalamak, metel, zeneyet, bile, çalba, eşkin, sur, çıdam, örüzger, yağı, tutarga, tamu, bar, yetik, bellik, ağnamak, ivedilenmek, anar, vb. Ayrıca bazı sözcüklerin de kullanım biçimini değiştirnıek yoluyla yeni söyleyişler, yeni bir şiirsel ortam yaratır. Örneğin renk sözcüğü yerine boya sözcüğünü benimser. Mavi sözcüğü ise güzele, iyiye, doğruya dair anlamlar içeren bir boyut kazanır.
Tansel, masalların geleneksel başlayış tarzını da değiştirir: “Öncelerin öncesinde, mavi urunun berisinde”, “İlksiz mavi urunda, mavi vaktın birinde”, “Mavi zaman içinde, mavi vaktın birinde”, “Eski zaman içinde, hem var hem yokmuş”, “İlksiz mavi zamanda, kalbur da var, saman da”, “Mavi vaktın birinde, mavi ülkede”, “Dünlerin mavi dumanlı tasında, ormanlar ortasında; köseleri sakallı, kellerinin alnı aylı; dağların çoğu çırılçıplak, azı ormanlı; dereleri, ırmakları kuru, erkekleri işli, işsiz; çocuklar dişsiz, kadınların gözü sulu, bir güneş ülkesi varmış”, “İlksiz mavi urunda, masmaviliğin ortasında, mavi yılların birinde, bir güneş ülkesi vardı”.
Anadolu’dan gelip geçmiş tüm uygarlıkları, ekinleri beslendiği düşün yurdu sayar. Yazarın, aydının ayağını toprağına basan, özgüvenli; gölgesinde dinlendiği, ekmeğini yediği ülkesine bağlı kişi olması gerektiğini belirtir. Bu nitelikleri özünde birleştirmiş, yaşama biçimine yansıtmış çok az aydın sayılabilir ki onların ilk belleğe gelenlerindendir Oğuz Tansel.
Eleştirel (yergi) şiirleri de azımsanmayacak nicelik ve nitelikte olan Oğuz Tansel’in, sözgelimi “Aydın Oğlu Aydın” başlıklı şiiri güncelliğini yitirebilir mi eskiyebilir mi:
Gündüzü gece eyler kuş beyni
İsterse öküz altına buzağı kor
Fil doğurtur karıncaya
Aydın oğlu aydın
Karga oğlu karga
Oğuz Tansel Ustayı yitirişimizin 20. yılında büyük saygıyla, sevgiyle anıyorum.