AKM’nin kapalı olmasının en büyük zararı İDOB Balesine oldu. Sahnelerin küçük olması, dansçıların hareket alanlarının daralmasına, bu nedenle de, ister istemez beyaz balelerin rafa kaldırılmasına neden olmuştu.Sanatçıların, bale dersleri dışında klasik baleden uzak kalmaları nedeniyle, neredeyse beyaz baleyi unutma aşamasına gelmişlerdi.
Bu durumu tersine çevirmek için İDOB Balesi yönetimi ve başkoreograf Ayşem Sunal Savaşkurt kolları sıvadı ve basit bir benzetme ile ‘’evdeki malzemeye göre en iyi yemeği yapmaya karar vererek’’ seyircileri klasik bale ile buluşturma yollarını aradı.
Koreografisini Victor Marius Alphonse Petipa'nın tasarladığı, Pyotr İlyiç Çaykovski'nin bestesi, müzikle balenin bütün farklı kavramlarının, karakterlerin ve güçlüklerle dolu bale adımlarının en doğal biçimde kaynaşmasına imkan verdiği "Uyuyan Güzel"i sahneye taşımaya karar verdi. 'İDOB böylece, Ayşem Sunal Savaşkurt'un çıkış noktası olarak da Petipa'ya sadık kalarak, Rudolf Nureyev'den etkilenerek sahneye koyduğu eseri; AKM’deki, 28 Nisan 1998 tarihindeki temsilden 19 yıl sonra Süreyya Operası'nda sahnelemeye başladı.
Öncelikle, sahne üstündeki dekor ve aksesuarları geri çekerek, dans edilecek alanı genişlettiler. Tekel’deki bale stüdyosunda 1,5 ay süre ile, bazen Pazar günleri de dahil olmak üzere devamlı çalıştılar, bir süre de Süreyya’da sahne provası aldılar. Ancak 3 kez, o da her seferinde değişik kastlarla orkestra provası yapabildiler. Teknik aksaklıkları aşmak gibi sorunlardan da hevesleri kırılmadı. Klasik bale sergilenmeyince, bunu bir eksiklik gibi gören İDOB Balesi yönetimi, bu güçlü mücadeleden başarılı çıktı. Gerçi bale sanatçıları uzun süre klasik bale oynamamışlardı. Bunun için bir adaptasyon süreci olacağı kesindir. Çünkü neredeyse ‘’beyaz baleyi’’ unutmuşlardı. Bunları gözlemlemek hiç zor olmadı. Özellikle kordöbalede bu durum belli oluyordu. Bir de orkestra şefi ile bale arasındaki iletişim çok önemliydi. Şefin ritm duygusu ile sahne üstü arasındaki beraberlik çok önemlidir. Hatta, operadan bile çok daha önem taşır bu beraberlik.
Uyuyan Güzel balesi, müziği ile kulağa güzel melodiler sunarken, sanatçıların estetik dansları da göz doldurdu. Bir de sahnenin çevre düzeni ve bale kostümleri hakkında bir şeyler söylemek gerekli. Adnan Öngün’ün dantel gibi işlenmiş dekor tasarımı, onu çalışan İDOB dekor hazırlama atölyesini kutluyorum. Kostüm ve tütülere gelince, bence, bu kadar yıldır izlediğim bale temsilleri içinde en güzel tütülerdi bunlar. Bunların tasarımını yapan İDOB kostüm tasarımcısı Çimen Somuncuoğlu ile İDOB terzihanesi çalışanlar de bir teşekkürü hak etti. Hepsinin ellerine sağlık. Klasik baleye bu kadar ara veren İDOB Balesi, böyle kısa zamanda bu yapım bence bir başarıdır. Tüm solist, kordöbale ve çalıştırıcıları kutluyorum.
Ayşem Sunal Savaşkurt’un sahneye koyduğu Uyuyan Güzel balesinin orkestra şefliğini Roberto Gionola yaptı. ‘’Prenses Aurora"yı Gizem Tuncay ,"Prens Florimund"u Melih Mertel, "Carabosse"u İlke Kodal, "Leylak Perisi"ni Melike Koper oynayarak prömiyeri yaptılar. Temsil sonunda da hak ettikleri alkışları bolca aldılar. İDOB bale sanatçısı İlke Kodal, bu temsilden birkaç gün önce vefat eden ve kendisin de yakın dostu olan, Antalya DOB Orkestrası başkemancısı Zeynep Işık için dans edeceğini ve alacağı tüm alkışları ona ithaf edeceğini söylemesi, görevini de çok güzel yapması sayesinde bol alkış aldı.
Uyuyan Güzel balesinin ortaya çıkışı şöyle olmuştu: Çaykovski, St. Petersburg'daki Çarlık Tiyatrosu Mariinski'nin müdürü olan İvan Vsevolozhski'den 25 Mayıs 1888'de bir mektup aldı. Mektupta, Vsevolozhski, Charles Perrault'un "La Belle au Bois Dormant" adlı peri masalları üzerine bir bale yazmasını öneriyordu. Bunun üzerine Çaykovski, Vsevolozhski'den bir senaryo hazırlamasını istedi. 3 Eylül'de eline geçen metni bir solukta okuyan Çaykovski, aynı gün hem Vsevolozhski'ye hem de kardeşi Modest'e birer mektup yazdı ve "Bu metin tam bana göre, bestelemek için bundan daha iyisini isteyemem." diyerek beğenisini bildirdi.
Bestecinin çalışmaya başlaması için gerekli detaylı oyun planını, balenin koreografisini yapacak Marius Petipa, metnin yazarı Vsevolozhski ile iyice geliştirip Çaykovski'nin de görüşünü aldıktan sonra hazırlayıp gönderdi. Petipa, henüz yazılmamış bir müzik üzerine "Uyuyan Güzel" balesini tasarladı. Daha önceden eserin kişilerini belirlemiş, tempoyu, ritmi ve hatta hangi çalgıların kullanılacağını bile düşündü. Çaykovski ile bir araya geldiklerinde, ona, nerede ne yapması gerektiğini büyük bir titizlikle tek, tek anlattı.
Klasik bale repertuarının önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen, konservatuarlarda üzerine incelemeler yazılan "Uyuyan Güzel", ilk kez 1890 yılında St. Petersburg'da sahnelendi ancak asıl şöhretine 20. yüzyılda kavuştu. Uyuyan Güzel, Çaykovski’nin, Kuğu Gölü ve Fındıkkıran ile birlikte en çok beğenilen baleleridir. Beyaz bale denince de akla ilk gelenlerdendir.
Hem kulağa, hem de göze hitap eden bu güzel balenin daha uzun yıllar sahne üstünde olacağına inanıyorum.
Evet, artık İDOB’un tekrar bir ‘’Beyaz Balesi’’ var.
İsmail Hakkı Aksu
13 Şubat 2017