Bir sanat kurumu var ki, kendi kadrolu sanatçıları ile yaptığı etkinliklerin yanı sıra, henüz sanatçı adayları olan konservatuar öğrencilerine de sahnelerini açarak, onlar için etkinlikler düzenleyerek, hatta hocaları ile onları çalıştırarak seyircileri ile buluşturmaktadır. Buluşturmak bir yana, onların önlerini açarak, birer yıldız olmaları için, onlara destek vermektedir. İşte İstanbul’da böyle bir sanat kurumu var.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdür ve Sanat Yönetmeni Suat Arıkan’ın, genç sanatçılara olan desteği gün geçtikçe artmaktadır. Bu karşılıklı ilişkiler sonucunda oluşan birliktelikle sanki kurum yıldız üreten bir fabrikaya dönüşmektedir. Belki bu benzetmeyi abartılı bulabilirsiniz, ancak, bunda gerçekten bir abartı yok, gözlerimizle görüyoruz, kulaklarımızla duyuyoruz, kalbimizle hissediyoruz ve bu konulardaki deneyim ve bilgilerimizle tartıyoruz; sonuçlar ortada. Öğrencilerin, profesyonel sanatçılarla boy ölçüşebilecek bir yerde oldukları gün gibi aşikar.
Çoğu, İstanbul’daki değişik üniversitelerin konservatuar opera-şan bölümü öğrencileri 17 Mayıs 2017 günü Kadıköy Süreyya Operası sahnesinde, İstanbul Devlet Opera ve Balesi etkinliklerinden ‘’Gençlik Konseri’’ vardı. Orkestra şefliğini Zdravko Lazarov’un yaptığı konserde, çeşitli okullardan ve sınıflardan Bengisu Çimen, Berk Dalkılıç, Nihan İnan, Laden İnce, Duygu Aylar Lelik, Faik Mansuroğlu, Ayşe Şenoğul, Oğulcan Yılmaz ve Uğur Yılmaz sahneye çıkarak, solo ve düet olarak çeşitli operalardan bölümler söylediler. Gençlerimizi dinlerken, onları yetiştiren hocaları ve okulları düşünürken, bu gençlerin ne büyük emeklerle buralara gelebildiklerini göz önüne getirdim, bu yüzden hepsine minnetlerimi sunuyorum. Bu gençleri dinlerken, operamızın geleceğinden biraz daha umutlandım, yüreğime su serpildi. Tüm gençler, sahneye girişlerinden itibaren, şarkıları, orkestrayla ve şefle olan uyumları son derece başarılıydı.
Ensemble yapan gençler de, bu birlikteliği, zamanlama ve entonasyon olarak iyi biçimde gerçekleştirerek, profesyonel sanatçıların gösterdikleri başarıya ulaşmış oldular. Tüm bunların yanında, öğrenciler arasında, okullarındaki sınıf ve yaş farkları da vardı. Buna rağmen yaşça ve sınıfça daha küçük olanlar da, büyüklerinin başarılarından aşağı değildi.
Konser programında W.A.Mozart, G.Rossini, G.Donizetti, V.Bellini, A. Dvořák ve G.Verdi’nin en popüler operalarından arya ve düetleri seslendirerek, tüm salondaki seyircilerin bitmeyen alkışlarıyla ödüllendirildiler. Hepsi birer yıldız olmuşlardı. Evet, İstanbul’da yıldız üreten bir fabrika var. Bu fabrikanın da adı İstanbul Devlet Opera ve Balesi.
Ey milletvekilleri, bakanlar, tüm karar vericiler! Gelin bu gençlerin güzel seslerine kulak verin, diğer kurumlara dağıtılan kadrolardan sadece bir tutamını bu çocuklara dağıtın. Çünkü bunu çoktan hak ediyorlar..
İsmail Hakkı Aksu