Süreyya Operası sahnesinde, 14 Mayıs 2017 Pazar günü Kadıköy Belediyesi’nin etkinliklerinden biri olan, ‘’Ayla Erduran’a Saygı’’ başlığı altında bir konserdüzenlendi. Bu konser etkinliği sayesinde 4 büyük sanatçı; Devlet Sanatçıları, keman sanatçısı Ayla Erduran, piyanist Ayşegül Sarıca, orkestra şefi Rengim Gökmen ve keman sanatçısı Cihat Aşkın ile henüz kuruluşunun 2. yılında olan Karşıyaka Oda Orkestrası bir araya geldiler. Süreyya Operası yönetimi, Ayla Erduran’a Saygı konserinde tüm bu birlikteliği ile bir araya getirdi.
Programın ilk eseri, İkinci Dünya Savaşı sonrası hüsranıyla yazılmış beş bölümden oluşan, ünlü Rus bestecisi Dmitri Şostakoviç’in yaylı sazlar orkestrası için bestelediği Oda Senfonisi idi. Bu senfoni, müzikte acıyı en katlanılabilir ve güzel bir şekilde tasvir eden eserlerden biri olup, oldukça ağır tempoludur. Oda Senfonisi, bestecinin 8 No'lu yaylı dörtlüsünün oda orkestrasına uyarlanmış halidir. İlk bölüm savaşta ölen çocuklara yakılmış bir ağıttır, son bölümde ise ölüm, cinayet ve insanoğlunun acizliği lanetlenir. Muhteşem bir bölümdür. bittiğinde gerçekten insan olmaktan utanır, ölmek istersiniz, icrası da bir o kadar zordur hele, hele scherzoyu uçuk bir tempoda çalmaya kalkışırsanız…..
Konserin ikinci eseri E. Chausson’un ‘’Keman, Piyano ve Yaylılar için op.21 Konçertosu idi. Orkestra şefi Prof. Rengim Gökmen, seyircilere bu konser hakkında bilgiler vererek şunları söyledi:
‘’- Bu akşam burada, ülkemizin yetiştirdiği olağanüstü başarılara imza atmış değerli sanatçılarımız Ayla Erduran ve Ayşegül Sarıca’yı ağarlamaktan ve aynı sahneyi paylaşmaktan onur duyuyorum. Burada bu akşam bizlerle birlikte olacak olan sanatçılarımızın, bizler için anlamı çok büyüktür. Onlarca öğrenci yetiştiren, sahnede olağan üstü Mozart konçertolarına hayran olduğum, uluslararası üne sahip değerli piyanistimiz Ayşegül Sarıca, öte yandan, ulusal ve uluslararası konser sanatçılığı yanında, eğitimciliği de bir arada yürüten değerli sanatçı dostum Cihat Aşkın da bu akşam burada bizimle birlikte olması bize gurur vermiştir.
Çünkü bu akşam burada, Türk keman sanatının büyük ustası, değerli sanatçımız Ayla Erduran’a saygılarımızı sunmak için bir araya gelmiş bulunmaktayız. Ayla Erduran, Türk keman sanatının en büyüklerinden biridir. Onu burada birkaç cümleyle anlatmamız mümkün değildir. Bu nedenle, bize yardımcı olması için, birçok sanatçılarımızın biyografilerini yazan, bunları kitap haline getiren, bu arada da Ayla Erduran’ın kitabını yazan değerli yazarımız Evin İlyasoğlu’nu, Ayla Erduran’ı anlatması için sahneye davet ediyorum’’
Yazar Evin İlyasoğlu da şunları söyledi: ‘’Ayla Erduran 4 yaşından itibaren keman çalmaya başlamıştır. O her zaman, konuşmaktansa çalmayı önemsemiş bir sanatçımız olmuştur. Onda birkaç özellik hep bir aradadır: Yetenek, bilgi, konsantrasyon, tecrübe ve adanmışlık. Sanatçı tüm yaşamını bu işe adamıştır. İkinci Dünya Savaşının artçı depremleri içinde bocalayan bir ortamda, kendi kozası içinde özel günler geçirmiştir. Bu gibi çıkmazların içinden kurtulmanın yolunu yine kemanı sayesinde bulmuştur. ‘’
Evin İlyasoğlu daha sonra Ayla Erduran ile Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Konser Salonunda da konser yaptıklarını söyleyerek, onun için yazdığı kitabı hakkında bilgiler verdi, katılımcı sanatçılara ve geceyi düzenleyen Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası yönetimine teşekkür etti.
Konuşmalardan sonra sahneye Ayla Erduran ve Cihat Aşkın çıkarak birlikte J.S.Bach’ın ‘’İki keman ve yaylılar için konçertosu’’nu seslendirdiler. Bu konçerto J. S. Bach'ın en ünlü eserlerinden ve geç Barok dönemin en iyi örneklerinden biridir. Ayla Erduran’ın sağlık nedeniyle oturarak çaldığı konserde, ikinci solo kemandaki Cihat Aşkın da oturarak dengeyi sağladı. Devlet Sanatçısı Ayla Erduran, ilerleyen yaşına ve sağlık sorunlarına rağmen bu konçertoyu, Cihat Aşkın ile birlikte başarı ile yorumlayıp, şef Rengim Gökmen’in de mükemmel yönetimiyle, seyirciden bol alkış aldılar.
Konserin üçüncü eseri, Fransız romantik dönem bestecisi Amédée-Ernest Chausson'un ‘’Keman, piyano ve yaylı sazlar için konçertosu’’ idi. Sahneye çıkan Ayla Erduran ve Ayşegül Sarıca, yine Rengim Gökmen’in orkestra yönetimi birlikteliği ile bu konçertoyu da başarılı bir şekilde yorumladılar. Verimsizliğine rağmen, Chausson'un müziği, her zaman zekice ve çekici olduğu kadar, nüanslarla da doludur. Oda müziği yapısındaki bu ikili konçertonun konser salonlarında sıkça yorumlandığını da biliyoruz.
Konserin son eseri ünlü Macar bestecisi Béla Bartók’un Divertimentosu idi. Divertimento, sözcük olarak neşeli, eğlenceli ve eğlendirici anlamlarında olup, müziklerin içindeki danslı bölümler için de kullanılır. Bartók'un savaşın eşiğinde İsviçre Alpleri'nde yazdığı bu eser, önceki eserlerden daha az yoğun ve karmaşık. Dış hareketleri, güneşli bir iyimserlikle koşuşturuyor. İçinde yer, yer Rumen halk danslarından motifler vardır. Başarılı bir orkestra yorumlaması ardından konser sona erdi. Konser sonunda tüm sanatçılar tekrar sahneye çıkarak seyircileri selamladılar. Ayla Erduran’a Saygı konserinde, tüm bu sanatçıları bir araya getirebilmeyi sağlayan Süreyya Operası yönetimini kutlamamız gerekiyor.
Ayla Erduran kimdir?
22 Eylül 1934, İstanbul doğumlu. 4 yaşında Karl Berger'in öğrencisi olarak kemana başlamıştır. İlk resitalini on yaşında, Ferdi Statzer eşliğinde Saray Sineması'nda vermiştir.
1946 - 1951 yılları arasında Paris Ulusal Konservatuarında Benedetti ve Benvenuti ile eğitim görerek keman bölümünden mezun olmuştur. 1951 - 1955 yılları arasında ise ABD’de Ivan Galamian ve Zino Francescatti ile özel olarak çalışmıştır. Burada ilk konserini Newyork'ta, Thomas Schermann yönetimindeki orkestrayla vermiştir. Ayla Erduran, Avrupa'daki konser kariyerine ise Polonya'da, Varşova Filarmoni Orkestrası eşliğinde çaldığı Glazunov'un keman konçertosuyla başlamıştır.
1957 - 1958 yılları arasında Moskova Konservatuarında David Oistrakh ile çalışmıştır. 1957 Wieniawski yarışmasında ödül kazanmıştır. Avrupa’nın çeşitli kentlerinde, Güney Amerika'da ve ABD, Kanada, Ortadoğu, Hindistan, Afrika, Rusya, Azerbaycan ve Türkiye’nin pek çok köşesinde turneler yapmıştır.
1958'de Brüksel'de Ulvi Cemal Erkin'in keman konçertosunun ilk seslendirisini, bestecisi yönetiminde gerçekleştirirken, konseri Belçika Kraliçesi Elizabeth de izlemiştir
1963'te Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile Ortadoğu turnesine çıkmış ve Anadolu'nun çeşitli köşelerinde konserler vermiştir.
1964’te Mithat Fenmen eşliğinde Londra’da verdiği ilk resitalinde Harriet Cohen-Olga Verney ödülünü kazanmıştır. 1965’te yine Londra'da Albert Hall’da Rozhdestvensky ile Brahms’ın keman konçertosunu seslendirdiği konser BBC tarafından naklen yayınlanmıştır. 1985’te Paita yönetiminde Londra Filarmoni Orkestrası ile Brahms konçertosunu plağa almıştır. Jean Sibelius’un 100. yılında Ansermet yönetiminde Suisse Romande orkestrası ile bestecinin keman konçertosunu çalmıştır.
1970’de Hollanda’da Beethoven Ödülü’nü kazanmıştır. 1971’de Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı unvanı almıştır.
1973’ten 1990’lara kadar İsviçre’deki Conservatoire Populaire’de ve Lozan Konservatuarı ustalık sınıfında öğretmenlik yapmış ve günümüzün pek çok ünlü sanatçısını yetiştirmiştir. Ayla Erduran, ikili konçertolarda Menuhin, Szeryng, Navarra, Iogor Oistrakh, Valery Oistrakh, Pikaizen, Fallot, Collins gibi sanatçılarla çalmıştır
Carlos Paita yönetimindeki Londra Filarmoni Orkestrası'yla çaldığı Brahms'ın Keman Konçertosu LP yapılmıştır. Ayşegül Sarıca ile seslendirdiği Franck, Debussy ve Grieg'in keman-piyano sonatları UPR Classics olarak, Richard Beck ve Armin Jordan yönetiminde Suisse Romande Orkestrası'yla seslendirdiği Brahms ve Bruch Konçertoları Gallo CD'si olarak piyasaya sunulmuştur. Erduran, Elgar'ın Keman Konçertosu'nun Türkiye'deki ilk seslendirisini gerçekleştirmiştir.
Yaşamı Evin İlyasoğlu tarafından "Ayla'yı Dinler misiniz?" adıyla biyografik roman olarak kaleme alınmıştır.
İSMAİL HAKKI AKSU