İstanbul Boğazı'nın Anadolu yakasındaki Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’nda yıllardır yapılmakta olan klasik müzik konserlerine bir yenisi daha eklendi; 2008 yılında Mersin'de kurulan AKOB'un (Akdeniz Opera ve Bale Kulübü Derneği) AKOB Mersin Barok Müzik Topluğu konserini bu tarihsel mekânda dinledik.
İsabella Monique Kollo (keman), Tuba Özkan (viyola), Serçin Yatkın (viyolonsel) ve Aslı Demirağ’dan (klavsen) oluşan topluluk, Akdeniz Opera ve Bale Kulübü (AKOB)’un önderlik ve iş birliği ile 2017'de kurulmuş. Tamamen gönüllülük esası ile Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğretim üyesi dört seçkin sanatçıdan oluşan topluluk, AKOB kurumsal çatısı altında, konser ve etkinliklere katılmak suretiyle, Barok Müziğin ülkemizde daha geniş halk kitlelerine tanıtımını amaç edinmiş.Hem Mersin, hem de ülkemizin uluslararası platformda tanıtımını için çalışıyorlar.
Destek bekliyoruz
Konserden önce bir açıklama yapan AKOB yöneticisi İhsan Toksöz, şunları söyledi:
‘’Bu konserlerle, AKOB ve AKOB Barok Topluluğunu tanıtmak amaçlanıyor. Bunu başarmak zor olmakla birlikte, mevcut koşullar içinde bile çabalayarak bu başarıyı yakalamak istiyoruz. Sizlerin de bizim ve bu yalının etkinliklerine gelmenizle, sizin katkınız, bizim katkımızdan daha fazladır.
Şimdi sizi AKOB Barok üyeleri ile tanıştıracağım. Dört üye de Üniversitemizin kadrosunda öğretim görevlisi, çoksesli müzik sanatçıları. Bu çabanın başarıya ulaşması için, önümüzdeki yıllarda sizlerden davet bekliyorum. Biz de AKOB olarak Hekimbaşı Yalısının adını duyurmaya çalışacağız. Siz de bizleri yanınızda taşıyın, yazışın, kapımız her zaman açıktır. Sizler ve patronlar için bu ve her türlü desteğe ihtiyacımız vardır. Gerçekten dokuz yıldır çok zor koşullarda bu çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bundan sonra sizlerle sıkıntılarımızı değil, başarılarımızı paylaşmak istiyoruz.”
Yaşam kültürümüz tehdit altında
Daha sonra söz alan Yalı Konserleri'nin düzenleyicisi Zerhan Gökpınar’ın kızkardeşi Süveyda Birışık da şunlara değindi:
‘’Değerli dostlarım, sayın Avusturya Büyükelçisi de burada, hepiniz hoş geldiniz. Birlikte olduğumuz için çok mutluyuz. Küçük bir konuşma yapmak istiyorum.
Onat Kutlar gibi, Zeynep Oral gibi bizler de ülkenin bilime ve sanata içtenlikle bağlı olanlarla aydınlığa çıkacağına inananlardanız. Yaşam kültürümüz tehdit altında. Her geçen gün uygar yaşamımız daralıyor. Özgür trend içinde yaşamak istiyoruz. Kin, nefret, inanç ayrımı olmadan yaşamak istiyoruz. Geleceğe güven duymak istiyoruz. Çocuklarımızın daha iyi bir dünyada yaşamasını istiyoruz. 2009’dan beri konserleri düzenli organize ediyoruz. Onun için bu vahada kötülükleri unutalım istiyoruz. Kış gibi ciddi bir konser sezonunda, etkinliklerimizi 2009’dan beri yapıyoruz. Bu ortamda güzel bir iş yaptığımıza her gün biraz daha fazla inanıyoruz. Müzik, insanları mutlu eden, iyileştiren bir gıda. Müzikle uğraşan insanlar, hassas, zevkli ve güzel insanlar. Biz bu insanlarla beraber kendimizi de iyileştiriyoruz. Şimdi bu konser ile ilgili bilgileri sizlere kardeşim anlatacak.’’
Zerhan Gökpınar da ‘’Buradaki konserlerimizin her zaman bir öncekine benzememesine gayret ediyoruz. Bunları da hep ilklerle devam ediyoruz. Bizim ilk piyano konserimiz yapıldığında, İlhan bey ile eşi bize çok katkıda bulundular. Bu piyanoyu da onlara borçluyuz. Bahçe konserlerimizi de Tuba Özkan ile Ayşegül Kirmanoğlu ile yapmıştık. Daha sonra da aynı ekiple iç mekan konseri yaptık. Bugün de Tuba ile klavsen konseri yapacağız. Hepinize iyi dinletiler dilerim.’’
Tamamı Barok dönem bestecilerin eserlerinden seçmelerin oluşturduğu konserde B.Marini, A.Corelli, D.Bextehude’nin çeşitli keman, viyola, viyolonselden oluşan triolarla klavsenin eklenmesi ile oluşan dörtlülerine yer verildi. Arada sanatçılar besteci ve eserleri ile kısa bilgiler de verdiler. Konser başarılı bir şekilde geçti. Adeta tüm Boğaz’a Barok esintileri yayıldı. Dinleyiciler memnuniyetlerini alkışlarla gösterdiler. Her zaman olduğu gibi, seçkin dinleyicilerin bulunduğu bir ortamda konser izlemenin de çok ayrıcalıklı olduğunu düşünüyorum. Bu bakımdan hem sanatçılara hem yöneticilere, asıl ise dinleyicilere çok teşekkür etmek gerekiyor. Bu kurum zaten dinleyicilerle ayakta kalabilmektedir.
İsmail Hakkı Aksu