İDSO'nun 13 Ocak 2017 tarihli Caddebostan Kültür Merkezi'nde verdiği konserini bu hafta İsrailli şef Lior Shambadal yönetti. Sırbistan doğumlu kemancı Robert Lakatos konsere solist olarak katıldı ve Eduard Lalo'nun Op.21 Re minör Keman ve Orkestra İçin İspanyol Senfonisini seslendirdi. Programda ayrıca Franz Schubert'in 9 numaralı Do Majör Senfonisi yer alıyordu. Bu hafta başkemancı koltuğunda Özgecan Günöz Kızılay vardı.
İSRAİLLİ ŞEFLERİN İDSO İLE UYUMU.
Görünen o ki İDSO ile İsrailli şefler arasında ciddi bir uyum var. Orkestranın 21 Ekim konserini yöneten Avi Ostrowski'de olduğu gibi bu hafta konuk olan şef Lior Shambadal da orkestrayla ciddi bir uyum yakalamış. İkisinin de ortak yönü oldukça deneyimli şefler olması.Tabii bir de İsrailli sanatçıların aşırı disiplinli olmaları başka bir etken.
Shambadal 1997 yılından bu yana Berlin Senfoni Orkestrası'nın daimi şefliğini yapmakta. Biyografisine baktığımızda dünya üzerinde yönetmediği orkestra kalmamış gibi duruyor. Opera alanında da inanılmaz bir repertuara sahip olan sanatçı kırkın üzerinde operayı repertuarında bulundurmakta ve bir çok eserin de dünya prömiyerini yapmış. Tel Aviv'de dünyaya gelen Shambadal, eğitimine viyola dersleri alarak başlamış, daha sonra trombon, kompozisyon ve orkestra şefliği eğitimiyle devam etmiş. Salzburg Mozarteum Akademisi'nde Carl Melles ile çalışan sanatçı çalışmalarına şef, eğitimci ve kompozitör olarak devam ediyor.
25 YAŞINDA BİR USTA.
Şefin geri planı o kadar dolu olunca soliste geçmek biraz gecikti haliyle. Ancak başlıktan anlaşılacağı gibi Robert Lakatos İDSO'nun bu sezon şu ana kadar eşlik ettiği en iyi kemancı dersem herhalde yanılmam. Sırbistan'ın Novi Sad kentinde dünyaya gelen Lakatos, ilk derslerini babasından almış. Sırbistan Sanat Akademisi'nin en genç öğrencisi olma ünvanına sahip olan Lakatos, burada ünlü eğitimci Dejan Mihailovic ile yüksek lisans yaptıktan sonra üstün yetenekli sanatçıları destekleyen özel bir fonun verdiği bursla Zürih Sanat Üniversitesi'nde Prof. Rudolf Koelman ile çalışmış. Lakatos, Viyana Müzik ve Sanat Üniversitesi'nde Julian Rachlin ile çalışmalarını sürdürüyor. Şef Shambadal gibi Lakatos da dünyanın belli başlı bir çok orkestrası ile konser vermiş. Oda müziği çalışmaları da bulunan sanatçı halen Novi Sad Akademisi'nde hocalık yapıyor.
Lakatos konserde Eduard Lalo'nun İspanyol Senfonisini seslendirdi. İspanyol kökenli bir aileye mensup Fransız besteci Lalo müziğe duyduğu ilgiyi asker olan babasına kabul ettirmekte oldukça zorlanmış. Doğduğu kent Lille'de bulunan konservatuarda eğitim alan besteci, daha sonra maddi desteği olmadığı halde Paris'e giderek Paris Konservatuarı'na girmiş. Burada keman ve bestecilik üzerine eğitim almış. Lalo İspanyol Senfonisini 1873 yılında tamamlamış ve eseri de dönemin ünlü bestecisi ve kemancısı Pavlodar de Sarasate'ye ithaf etmiş. Eser ilk olarak Sarasate tarafından 1875'te Paris'te seslendirilmiş.
Bazı solistler vardır, daha ilk notadan size eserin geri kalanının nasıl olacağını hissettirirler. İşte Robert Lakatos da böyle bir sanatçı. Lalo'nun ilk notalarında kendinden emin ve nota kaygısı olmadan yorum odaklı bir performans göstereceği mikrofonlarıma yansıdı. Lakatos'u mükemmel bir usta olarak yorumlamak için henüz erken olsa da 25 yaşında usta olmuş bir kemancı diyebiliriz. Üstelik önce Paganini çalacağını düşünürken plan değişmiş ve 5 gün içinde Lalo'yu hazırlamış.
Özellikle sağ el tekniğini çok iyi kullanan sanatçı, konçertoyu temiz ve olması gerektiği gibi tamamladı. Bu arada salonda bulunan dinleyici çoşkusunu güzel dizginledi ve bölüm aralarında alkış yapmadığı için bu performans da mükemmel bir şekilde sona erdi.
ZORLAYICI BİR ESER SONRASI YANLIŞ SEÇİM.
İspanyol Senfonisinin sona ermesi ile çoşkulu bir alkış alan Lakatos, bu alkışlara Paganini'nin 17 numaralı kaprisi ile cevap verdi. Bu noktada Lakatos'un iyi bir seçim yapmadığını düşünüyorum. Maalesef Lalo performansının netliğini Paganini kapriste duyamadım. Özellikle oktav notaların temiz olmaması kaprisin ihtişamını sildi ki 17 numaralı kaprisin temelini oktav notalar oluşturur. Keşke daha sakin ve emin olduğu bir bis yapsaydı diye düşünmek zorunda kaldım. Ters köşe sadece solistte değil, dinleyicide de oldu ve kaprisin ortasında bir iki dinleyiciden gelen ofsayt alkışı ile ilk yarı tamamlandı.
DEĞİŞİK FORMASYONLA OTURAN İDSO.
Bu hafta şef Lior Shambadal orkestraya hakim olmakla kalmamış oturuş düzenini de değiştirerek devrimsel bir iş yapmış. Fransız oturma düzenini andıran oturuş düzeninde birinci kemanların yanına viyolonsel, viyolonsellerin arkasına da kontrbaslar gelmiş. Viyolalar biraz daha sola kaymış ve viyolonsellerin olduğu yere de ikinci keman gelmiş. Açıkcası tonmayster olarak ben bu düzenden çok memnun kaldığımı söyleyebilirim. Öncelikle akustik düzenlemeleri senfoni orkestralarına göre yapılmamış salonlarda, viyolonsel ve kontrbasların kemanlara dönük duran "F" delikleri salondaki dinleyiciye yansımamakta. Hele ki salonun sağ tarafında oturan dinleyicinin bas partilerini duyması mümkün olmamakta. Bu formasyonla orkestra bana göre daha dengeli biçimde salona yansımış.
STOKOWSKYİ'NİN SCHUBERT DÜZENİ.
Shambadal konserin ikinci yarısında daha da devrimsel bir oturuş yaptırarak tahta nefeslileri tam önünde yarım daire biçiminde oturtmayı tercih etti. Neden böyle bir düzen seçtiğini sorduğumda Shambadal'ın cevabı ilginçti; yıllar önce New York'ta bir konserde Stokowski'nin Schubert'in 9. Senfonisinde bu düzeni yaptığını çünkü bakır nefeslilerin tahta nefeslileri bastırdığını ve tahta nefeslilerin önemli rolü olduğu için duyulması gerektiğini söyledi.
İLAHLAR DEHA BESTECİLERİ SEVER.
Birkaç yazıma denk gelen Mozart, Bizet, Pergolesi ve bugün de Schubert'in en büyük ortak özelliği hepsinin de 40 yaşını görememiş olması.
31 yıllık yaşamına 600'den fazla Lied sığdıran Schubert, görünüşte büyük eserlerin bestecisi değilmiş gibi gelse de eserlerinde Mozart'ın alaycı tavrı, Beethoven'in katı klasiszmi ve yaşadığı dönemin romantizmini toplayarak aslında ne kadar önemli bir besteci olduğunu anlayabiliriz. Yazdığı 9. Senfoniyi dinleme şansı bulamayan bestecinin adında da yer alan "Büyük Senfonisi" Robert Schumann tarafından Felix Mendelssohn'a ulaştırılmış ve eser ilk olarak 1839 yılında Leipzig'de Gewandhaus Orkestrası tarafından seslendirilmiş.
Eserin uzunluğu dışında ifadesel olarak bestecinin ustalık döneminin bu gerçek pırlanta Senfonisinin bu sezon İDSO programında yer almasına sevindim. Şef Lior Shambadal bu hafta orkestra ile gerçekten iyi kontak kurmuş diyebilirim. Özellikle nefesliler bir iki ufak hata dışında neredeyse kusursuz sayılabilecek bir performans sergilediler. Sadece senfoninin sonunda sanırım biraz yorgunluk belirtisi oldu ki entonasyonda ufak kaymalar duyulmaya başladı. Bunun için orkestranın efor konusunda kendine biraz daha yüklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sonuç olarak bu hafta ilginç ve deneysel bir konser oldu diyebilirim. Orkestranın tınısına odaklı bir şefi her zaman bulmak mümkün olmuyor. Denemeye açık bir şefin, genç olması yerine orta yaşın üzerinde olması durumu daha da ilginç kıldı. Solist gerçekten başarılı bir kemancı da olunca keyifli bir konser oldu.
İDSO yönetiminin konserin birinci yarısındaki oturma düzenini ciddi şekilde düşünmesi gerektiğine inanıyorum. Bu haftaki kaydı Şubat ayının ikinci haftasında yayınlayacağım “Bir Konser” programında dinleyebilirsiniz.
Gelecek hafta buluşuncaya kadar herkese sanat dolu bir hafta diliyorum.
Mehmet Sungur
14 Ocak 2017