İDSO'nun 24 Mart 2017 tarihli Fulya Sanat Merkezi'ndeki konserini Can Okan yönetti. Marco Schiavo ve Sergio Marchegiani piyano ikilisi konsere solist olarak katıldı ve Wolfgang Amadeus Mozart'ın KV.365, 10 numaralı İki Piyano İçin Konçertosunu seslendirdi. Programda ayrıca Koray Sazlı'nın (1973) "Anısı'na" başlıklı parçası ve Piotr İlyiç Çaykovski'nin Op.20 Kuğu Gölü Bale Süiti yer alıyordu. Başkemancı sandalyesinde bu hafta Ayşe Özbekligil vardı.
ÖZÜR VE DERTLEŞME.
Öncelikle geçen haftaki yazımda bazı yerlerin eksik ve yanlış olması nedeni ile siz okuyucularımızdan özür dilemek istiyorum. Hafta içinde düzeltilmesine rağmen geçen hafta çalınan Peter Josef von Lindpaintner'in adı hatalı yazılmıştı. Solist olan Yunus Emre Nefesli Beşlisi üyesi fagotçu Muhammed Orçun Ensoy'un adı da her nasılsa yazımda yer almamıştı.
Yazılarımı takip eden okuyucularımız bilir, bugüne kadar kendimi asla bir müzik eleştirmeni olarak görmedim. Burada 23 yıldır yaptığım işin yani tonmaysterliğin perde arkasında neler düşündürdüğünü sizlere aktarmaya çalışıyorum. Bu nedenle olaylara bir müzik eleştirmeninden ziyade kayıt yapan bir tonmayster ne hissediyor, sahnedeki yorumcuların konser kayıtları nasıl geçti, nasıl bir yorum yaptı bu şekilde yaklaşıyorum. Dolayısı ile içindeki yorumlar da bir tonmaysterin yorumları.
Bu arada maalesef teknolojinin ilerlemesi ile evinde bilgisayarı, ses kartı ve öyle ya da böyle mikrofonu olan herkes kayıt yapabilecek duruma gelince tonmaysterlerin işleri daha da zorlaşmaya başladı. Nedeni "yine maalesef" bu işin kolay bir iş olduğunu düşünen "ne var canım ben evimde bile kayıt yapıyorum" diye düşünen insanlar... Ancak bu iş ne sizin düşündüğünüz kadar kolay ne de dünyanın en zor şeyi. Okuyucularımızın bilmesi gereken şey kayıt teknisyeni ile tonmayster arasındaki fark. Kayıt teknisyenleri mikrofonu nereye koyacağını, nasıl kayıt yapacağını bilir ama tonmayster müziği, partisyon okumayı, hangi enstrümanın nasıl tınladığını, çalınan eserin icrasının doğruluğunu da bilmek zorundadır.
Bu nedenle bir tonmaysteri kiralayıp özel bir kayıt yaptırmadığınız sürece işine karışmazsanız mutlu olacağına ve size elinden gelen en iyi kaydı yapmaya çalışacağından emin olabilirsiniz.
KORAY SAZLI ve "ANISI'NA"
Biraz dertleştikten sonra gelelim İDSO'nun konserine... Can Okan yönetimindeki orkestra bu hafta konsere Koray Sazlı'nın "Anısı'na" başlıklı eseri ile başladı. 1973 doğumlu Sazlı Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Gitar bölümünden mezun olmuş. Kompozisyon çalışmalarına Babür Tongur ile armoni ve kontrpuan çalışarak başlayan Sazlı, Boston Üniversitesi’nde Samuel Headrick, Martin Amlin, Theodore Antoniou, Marjorie Merryman, ayrıca katıldığı ustalık kurslarında Lukas Foss, Samuel Adler, Jonathan Harvey, Michael Jarrell ve Marco Stroppa ile çalışmış. Eserleri ABD, İngiltere ve ülkemizin saygın salonlarında seslendirilmiş. Bu arada kendisi de görme engelli olan Koray Sazlı'nın kabartma müzik kütüphanesi çalışması projesi var ki buradan yardımcı olabilecek kişilere bunu duyurmak istiyorum. Bu projenin mutlaka hayata geçmesi gerektiğine inanıyorum.
Konservatuar yıllarından arkadaşım olan Koray Sazlı'nın eserinin seslendirileceğini öğrendiğimde gerçekten mutlu oldum. Kendi kuşağımız öğrencilerin artık öğretim üyesi, solist ve besteci olduğunu görmek ve başarılarını duymak bana gurur veriyor. Sazlı'nın "Anısı'na" başlıklı eseri Dr. Nejat Eczacıbaşı Ulusal Beste Yarışması'nda finale kalmış ve üçüncülük ödülüne layık bulunmuş. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 70. Ölüm yıldönümü nedeniyle ona adanan eseri kendisi şu şekilde özetlemiş: “O'nu yitirmenin yarattığı derin duygusal karmaşa, hüzün, ancak buna rağmen karşı konulmaz bir güce duyulan saygı, ve bu saygının hatırlattığı gerçekliğin dışa vurumcu izlerini yansıtmaktadır."
"Anısı'na" başlıklı eseri dinlerken içimden eserin genel yapısı Türk Beşleri'nin açtığı yola Koray Sazlı'nın modern bir bakış açısı getirdiği oldu. Tını olarak karanlık bir atmosfer sergileyen eser, ilerledikçe Anadolu motiflerini ince ince işlemeye başlıyor ancak bunu bariz şekilde göstermiyor. Modal ve tonal yapının güzel bir harmanı olmuş diyebilirim.
İKİ PİYANO KONÇERTOSU.
Schiavo ve Marchegiani ikilisi ilk kez 2013 yılında bu konserde seslendirdikleri Mozart'ın KV.365, 10 numaralı Mi bemol Majör iki piyano konçertosu için bir araya gelmiş. Dünyanın önemli müzik merkezlerinde ünlü şef ve orkestralarla konser veren ikili, 2014 yılında da bir albüme imza atmışlar.
Mozart'ın kendinden beş yaş büyük ablası ile birlikte çalmak üzere yazdığı ve "tek" iki piyano için konçertosu 1775-77 yılları arasında yazıldığı düşünülmüşse de Alan Tyson'ın 1987 yılında basılan ya da Lindeman'ın 2006 yılında basılan kitaplarında eserin 1779 yılında tamamlandığı ağır basmaktadır.
Schiavo ve Marchegiani ikilisi konserde eseri yorumlarken bir kaç defa arka arkaya nota azizliğine uğrayınca şaşırdım. Sanırım piyanistler için en zor durum konser verecekleri sahnedeki piyanoya alışmak zorunda olmaları. Düşünsenize, antrenman yaptığınız bir otomobiliniz var ancak yarışa başkasının arabası ile çıkmak zorundasınız. Çok çok iyi bir piyano da olsa sizin piyanonuz değil sonuçta... Bu konudaki bildiğim tek istisna Sviatoslav Richter'dir. Anlatılanlar doğru ise Richter trenle gidemediği yerlerde konser vermemeyi tercih edermiş, nedeni ise kendi piyanosunu taşımasıymış. Ne kadar doğrudur bilmem ama konu Richter olunca makul geliyor.
Eseri dinlerken Mozart'ın bu konçertosunun değişik bir atmosferi olduğunu düşündüm. Evet, Mozart klâsik yapısını korumuş ancak ilk bölümdeki lirik bir yapıyı ve daha sonra gelen bölümlerde ise kendi stiline göre daha katı klâsik dönem yapısını hissettirmiş gibi geldi. Schiavo ve Marchegiani ikilisi de sonuç olarak bana göre oldukça yakın bir Mozart yorumu yaptıysa da yaşadıkları tuş kazalarının konsantrasyonlarına sekte vurduğu hissedildi. Yine de dinleyiciden gelen alkışları karşılıksız bırakmadılar ve Johannes Brahms'ın 5 numaralı Macar Dansı ile bis yaptılar.
ÇAYKOVSKİ ve OKAN.
Konserin ikinci yarısında seslendirilen Piotr İlyiç Çaykovski'nin Op.20 Kuğu Gölü Bale Süiti, Çaykovski'nin kendisinin yapmadığı bir süit olarak müzik tarihinde yer almış. Gerçi bu baleden bir süit yapma niyeti olduğunu biliyoruz, Jurgenson edisyonunun kurucusu olan Pyotr Jurgenson'a gönderdiği mektupta da bundan bahsetmiş. Yine de 1900 yılında Jurgenson edisyonundan yayınlanan bu süitte aranje edenin kim olduğu yer almamış, müzik tarihçileri en büyük aday olarak Riccardo Drigo'yu göstermekte.
Can Okan bana göre yıldızı parlayan genç şeflerden. Bu akşamki orkestra yönetim performansı da gerçekten başarılıydı. Hem konçerto eşliğinde hem de orkestra eserlerinde kusursuz bir yönetim gerçekleştirdi. Üstelik eserlerden biri orkestranın ilk defa seslendirdiği bir eserdi. Çaykovski zaten Çaykovski'dir, hata kabul etmez.
İDSO'nun Çaykovski'de soloları omuzlayan üç ismi de üzerine düşeni yaptı, başkemancı Ayşe Özbekligil, obuacı Sezai Kocabıyık ve viyolonselci Hakkı Öztürk gecenin tebrik edilmesi gereken isimleriydi.
GECEYE DAİR.
Geçen hafta performansında biraz sıkıntı yaşadığını hissettiğim İDSO bu hafta eski performansını yakaladı. Solistler dinleyici için başarılı bir yorum sergiledi. Çaykovski ise tını olarak iyi yansıdı mikrofonlara. Dinleyici ise bu hafta alkışlarda ofsayta düşeyazdıysa da hakeme bayrak kaldırtacak pozisyona girmedi diyelim.
Son olarak, en büyük eleştirmenin mikrofonlar olduğunu hatırlatıp sizlere sanat dolu bir hafta diliyorum.
Mehmet Sungur
25 Mart 2017