Yağmurlu bir Berlin günü... Sonbaharı bırakın, âdeta bir kış havası... Kentin eski Doğu bölümünde sadece kültür etkinlikleri için kullanılan St. Elisabeth Kilisesi'ne doğru yürürken nasıl bir akustik ortamla karşılaşacağımızın merakı içindeyim.
İkinci harpte hasar görmüş, çatısı camla kapatılıp sağlam kalan sıvaları indirildikten sonra, konserler için uygun duruma getirilmiş bir eski yapı bu. Sahne bölümünün üzerinde bir yarım kubbe var. Girişte iki tarafa boydan boya kumaş indirilmiş, sesin geriden yansımasını önlemek için.... Merakımı, boş salonda arpist Beste Toparlak'ın ısınması sırasında gideriyorum, çıplak tuğla duvarlar, zemindeki sıkıştırılmış ahşap kaplamayla arpten her tel çekilişinde birer billur tını pırıl pırıl ulaşıyor kulağıma...
Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası, Deutsche Welle'nin organizasyonuyla Bonn'daki Beethovenfest'ten sonra Almanya'daki ikinci konserini veriyor.
Programda dünya prömiyeri Bonn'da yapılan DW'nin siparişiyle bestelenmiş, Tolga Yayalar'ın “Direniş” başlıklı parçası var. Konserden önce DW'nin kültür işleri başkanı Adelheid Feilcke'nin Yayalar'la kısa söyleşisiyle kiliseyi dolduran dinleyici aydınlatılıyor.
Belki eseri ikinci kez daha bilinçli duymanın ve kilise akustiğinin olumlu etkisiyle “Direniş”i daha bir duyumsayarak dinliyoruz. Özellikle eserin vurucu gücü olarak nitelendirebileceğimiz vurma çalgıların tınısı daha bir doyurucu ulaşıyor kulaklarımıza. Yaylılara baktığımızda çocukların eseri daha özümsemiş olarak, yoğunlaşmalarını yükseltmiş biçimde seslendirdiklerini görüyoruz. Eser sönümlenerek nihayete erdiğinde kiliseyi dolduran 400'ü aşkın dinleyicinin yükselen alkışları arasında Yayalar sahneye davet ediliyor. Sanatçının en büyük gıdası olan alkış, süre ve şiddet olarak yeterli... Ama Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi de yok, Büyükelçilik'ten herhangi bir katılım da göze çarpmıyor. Eserin çıkış noktası Gezi olduğu için gelmiyor ve demokratik bir davranış sergileme fırsatını heba etmiş oluyorlar!
Ara vermeden geçilen ikinci bölümde Beethoven'in keman konçertosunu seslendirmek üzere Almanların gelecek vaadeden genç solisti Tobias Feldman sahneye geliyor. Orkestra on günlük bir aradan sonra sabah yapılan tek provayla sahneye çıkıyor. Acaba eşlik nasıl olacak diye düşünürken,
özellikle yaylı gruplarının bütüncül tınısı, şef Metin'in soliste kolaylık sağlayan yaklaşımı, başlangıçtan itibaren kulaklarımıza yuvarlak, iyi bir müzik ulaşmasını sağlıyor. Birkaç kez üflemelilerin biraz geride kaldığını gözlüyoruz, bunu da kilise yerleşimi ve akustiği içinde, yarım kubbenin altında kalan üflemelilerle öndeki yaylılar arasındaki mesafeye bağlıyoruz. Pek çok konserde rastlanan ve ortalama dinleyicinin algısı dışında kalan birkaç aksama, Beethoven keman konçertosunun hem solist, hem orkestra açısından iyi icrasını gölgeleyecek türden değil. Nitekim Tobias Feldman, BGSO ve şef Işın Metin'in olumlu çabaları, iyi bir alkışla ödüllendiriliyor.
DW kayıt aracı, kültür bölüm başkanı Feilcke, Türkçe redaksiyonu şefi Baha Güngör ve teknik personeliyle, merkezi Bonn'dan başkent Berlin'e başarılı bir kültür çıkarması yapmış oluyor.
“Campus Projesi-Beethoven'le Buluşma”nın Bonn ve Berlin etkinliklerinin başarısında, çocukların Bonn'da yanlarında kaldıkları ailelerle uyumları, grup disiplinine uymaları, Beethovenfest ve DW yetkililerinin dikkatli organizasyonu, şef Metin ve orkestra üyesi çocuk ve gençlerimizin işi ciddiye almalarının, iyi sonuç için asılmalarının payı büyük. Emeği geçen, katkıda bulunan herkes kutlanmayı hak ediyor.