703 Sayılı KHK, Opera, Bale, Tiyatro Tartışmaları Üzerine
Zorunlu Açıklama
Okuyucularım, takip edenler ve tanıyanlarım bilirler. Yazdığım yazılar, makaleler üzerinde yapılan doğru – yanlış, olumlu - olumsuz değerlendirmelere yanıt vermek, laf yetiştirmek huyum değildir. Ancak bu kez durum farklı ve çok önemlidir. Çünkü konu Cumhuriyetin yaşamsal değerdeki iki sanat kurumu ile ona can veren geniş sanatçı çevresi ve gönülden bağlı toplum kesimidir. Bu nedenle yapılan değerlendirmelere açıklama yapma gereği duymaktayım.
Çünkü yapılan tartışma ve açıklamalarla kafalar iyice karıştırıldı.
Sorun, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğüne yaptırımlar getiren 703 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girmesiyle nasıl bir sanat ortamının yaratılacağı, nasıl bir Tiyatro, Opera Bale Kurumunun oluşacağı, dahası oluşup oluşamayacağı sorunudur.
1.“Yeni Türkiye’nin Sanat Alanındaki İlk İcraatı; Opera, Bale ve Tiyatro Kurumunu Ortadan Kaldırmak” başlıklı yazının bir günde ulaştığı rekor sayıda 20.000 i aşkın okuyucu sayısı, bu alandaki duyarlılığı ve bilgi açlığını da ortaya koyuyor. Zaten yazının amaçlarından biri de buydu. Geçtiğimiz zor süreçte bu alanda yapılabilecek yanlışlıkları düzeltmek, engellemek için duyarlılık yaratmak ve kurumlara sahip çıkmak. Sonuçta kurum yöneticileri de bu oluşumla daha güçlü olurlar. Bilinmelidir, hiçbir şey olmamış gibi sanat çevresini rahata, uykuya sevk eden açıklamalar Operaya, Baleye, Tiyatroya yapılabilecek en büyük kötülüktür.
2. Yazılan makale, kişisel bir yorum yazısı olmayıp, teknik ve hukuksal düzlemde 703 Sayılı KHK’nin getirdiği ve götürdükleri irdeleyen, sanat alanında oluşan yeni durumu ortaya koyan somut, net bir analiz yazısıdır. Bunları tartışmaya çalışmak, bana göre dünyanın dönüp dönmediğini tartışmak gibidir. Hukuk bilgini olmaya da gerek yok. Önünüze ilgili KHK ile Operanın, Balenin, Tiyatronun yasalarını koyar karşılaştırır, değerlendirirseniz karşınıza yazıdaki sonuçlar çıkar.
3. Hukuksal dayanakları olan Kuruluş Yasaları lağvedilmiş, Tüzel Kişilikleri yok edilmiş, İdari ve Sanatsal Kurulları ortadan kaldırılmış, Genel Müdür ve Müdürlükler gibi Yönetim Kadroları, Bütçesi bırakılmamış, Tahsisli Bina ve Mekânları bile elinden alınmış İki genel müdürlükteki yeni durum için hala “değişen bir şey yok, aynen devam ediyoruz, sorun yok” denebiliyorsa, kurumlarda asıl o zaman büyük sorun var demektir. Dikkat etmek gerekiyor, akılla alay etmek çok tehlikelidir…
4. Çok açıktır, amaç, Opera, Bale ve Tiyatro Genel Müdürlüğünü yaşatmak, daha verimli ve sanatsal yükselişe olanak tanıyan kurumlar yaratmak olsaydı, Opera, Bale ve Tiyatro Kanunlarının bunları engelleyen hükümleri ayıklanır, yerlerine hazır, kurumu ve sanat alanını yükselten, yücelten hükümleri konulurdu. Ancak bakar mısınız? Tersine, var eden yasa maddeleri yürürlükten kaldırılarak kurumlar ölüme terk ediliyor.
5. Lağvedilen sanat kurumlarımızın yeniden yaşama kavuşması için çıkar yol 703 Sayılı KHK nin 68. ve 82. Maddelerinin iptal edilmesidir. Ona çalışmak gerekiyor.
6. Tüm bu gerçekler nedeniyle “sorun yok, devam ediyoruz” söylemi boş laf olmaktan öteye geçmiyor. Değerli Genel Müdürlerimizi anlayabiliyorum, zor bir sürecin içindeler, yükleri çok ağır. Ancak yine de rasyonaliteyi elden bırakmadan açıklamalar yapmak gerekiyor. “Aynen devam ediyoruz” yerine, ileriyi görebiliyor, inanıyorlarsa, “başka bir yapılanmayla, başka bir statüyle” diyebilirler. Çünkü, “gerçeklerin, önünde sonunda bir gün mutlaka gün yüzüne çıkma gibi kötü huyları vardır”.
7. Dilerim olmaz, gidişat, daha önce gündeme getirilen ve sanatı siyasetin kucağına ve ateşine atan TÜSAK düzenlemelerini andırıyor. Malum çevreler bunun için yine ortalıktalar. Bağdaşmaz yapıları nedeniyle olmazlık, derin, başka bir yazı ve tartışmaların konusudur. Yeri gelince anlatır, yazarız.
8. Açıklamaları, son, önemli bir saptama ile noktalayalım. Aynı KHK ile Senfoni Orkestralarımıza Orkestra Şefi ve Şef Yardımcılarının atama şekillerini ve niteliklerini belirleyen 6940 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının Kuruluş Kanununun 5. ile 6. ve 8. Maddeleri de yürürlükten kaldırılarak orkestralar da kaosa sürüklendi. Başbakanın ve Cumhurbaşkanının çok özel konuya bu boyutlarda ilgi duyduklarını düşünmüyorum. Bizden, sanat çevresinden bilinen kişilerin, ülkeyi yönetenleri yanılttıklarını ve töhmet altında bıraktıklarını şimdilik not etmekle yetinelim.
İlgili haber-yazı linkleri:
http://www.sanattanyansimalar.com/oguzhan-kavruk-antalya-dso-nun-yeni-sefi/3839/