Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “yeni akm ve tanıtımı”yla ilgili görüşlerini SANATTAN YANSIMALAR'a açıklarken, “Tabanlıoğlu, Kurtulmuş ve Erdoğan'ın 'elitler' göndermesi çok haksız” dedi. Günay görüşünün gerekçesini şöyle açıkladı: “ Kültür Bakanlığı, DT, CSO, DOB bilet fiyatlarıyla bir anlamda kültür ve sanat alanında sosyal devlet görevinin gereğini yerine getiriyor. Bu toplulukların hem sanat kaliteleri yüksek, hem de biletleri özellerle karşılaştırılmayacak kadar uygun. Bu etkinliklerden, -zenginler kastediliyorsa bu anlamda- elitler değil, kültür ve sanata ilgi duyanlar yararlanıyor. Devletin bu alanlardan çekilmemesi gerektiğini savunurken, ilgililere hep bunu anlatmaya çalıştım.”
Hatırlanacağı üzere Ertuğrul Günay, AKM'nin güçlendirilerek restorasyonunun yapılması için çaba göstermiş, ancak restorasyon projesindeki bazı konulara sendikanın dava açması üzerine ve mahkemenin de projeyi iptali üzerine AKM kendi haline terk edilmiş, bu arada Emniyet güçleri tarafından karakol olarak kullanılmıştı.
Günay, yeni AKM projesiyle ilgili şu saptamalarda bulundu:
“Proje, önemli ölçüde 2009 projesi üzerinden geliştirilmiş. Müellif aynı: Tabanlıoğlu Mimarlık... İçerideki etkinliklerin binanın dışına yansıtılması ve Taksim alanından izlenmesi, çatıdaki panoramik Istanbul Lokantası (ki Sendika'nın iptal gerekçelerinin başında idi), girişin ve fuayelerin yeniden düzenlenmesi, kahve, kitap ve müzik marketleri, sergi mekanlarıyla canlı, sürekli işleyen bir AKM..
Sendika'nın anlamsız itirazları ve o dönem iktidara karşı açılmış her davayı kabul eden yargının tutumu olmasaydı, AKM, 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinliklerinde bu yeniliklerle perdelerini açmış olacaktı. Parası hazırda, ihale yapılmıştı ve yer teslimi safhasında iptal kararı geldi.
Bizim projede mevcut yapının yıkılmadan korunması söz konusu olduğu için, inşaat alanı daha sınırlıydı. Şimdi alan yanlara ve arkaya doğru büyütüldüğü için, iç mekanlar, salonlar da doğal olarak büyümüş.
Ayrıca atölyeler mevcut yapının eklerine taşınmış. Biz bazı atölyeleri yandaki otoparkın altına kaydırmaya çalışmıştık; Sendika bunu da iptal nedeni yapmıştı.”
Ön dış cephenin eskisiyle aynı olarak tasarlanmasının, tıpkı Ankara Bulvar Palas'da uygulandığı gibi tescilli bina yıkım yasağını aşmak için mi yapıldığı konusunda Günay, “ Dış cephenin aynen korunması olumlu; tabii bazı itirazları aşmak için de düşünülmüş olabilir” dedi.
İstanbul DOB ile İstanbul DSO'nın yerleşik biçimde bu binayı kullanıyor olması konusunda da Günay, “AKM'de önceki tüm etkinliklerin ve toplulukların aynen devamı doğaldır” şeklinde görüş açıkladı.
Günay, projenin geneli ve geleceği konusunda da şunları söyledi:
“Proje beklediğimden iyi. Ben, önceki konuşmalara bakarak kötü bir barok vs. takliti saçmalığına kalkılacağı kaygısı duymuştum. Bu hali doğrusu eskisinden iyi olabilir umudu veriyor. Umarım boşa çıkmaz. Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nda, hatta Emek Sinemasında (Atila Dorsay'ın da yazdığı gibi) kaygıları ve spekülasyonları haksız çıkaran gelişmeler oldu.
Opera elbet olacaktır; ama her dönem kendine özgü sahne eserleri seçiyor, hatta oluşturuyor. Erken Cumhuriyetin opera eserleri, sonra 4. Murad, Türk adımlı bale tartışmaları bazı örnekler... Bir dönem bunların benzerlerine gülebiliriz. Bence su akar, yolunu bulur.
Önemli olan İstanbul'un orta yerinde bu binanın bu talihsiz sürecin sona ermesiyle yeniden sanat evi haline gelmesi.. Sol ve sağ tutuculuğun inadı AKM'nin ve İstanbul'un bunca yıl kaybına neden oldu. Artık olmasın.”