Bazı konserlerin anlamı, yaşattığı duygu herşeyin önünde gelir. 9 Nisan gecesi 32. Uluslararası Ankara Müzik Festivali çerçevesinde böyle bir konsere “Ayhan Baran'ı Anma Gecesi”ne tanıklık ettik. 1100 kişilik salonun yarısı bile dolu değildi ama sıcak, içtenlikli bir dinleyici vardı.
Önce kısaca Ayhan Baran'ı ( 1929-2014) anımsayalım.
Türkiye’den yetişen uluslararası şan sanatçıları arasında erkek sesi olarak bir numaraydı Ayhan Baran… Gelmiş geçmiş en önemli bas sesler olarak kabul edilen Şalyapin, Boris Christoff gibi isimlerle karşılaştırılıyordu… Kral Philipp, Mephisto, Sarastro gibi unutulmaz rollerle Avrupa başkentlerinde ve Moskova’da hâlâ anımsanan Ayhan Baran, türkülerin operatik yorumuyla da kitlelerin sevgisini kazanmıştı. Barok repertuar ve klasik dönem liedlerindeki performansı, herkese şapka çıkarttırıyordu. Kimi piyano eşlikli liedlere, orkestra eşlik düzenlemelerini bizzat kendisi yapıyordu.
Mayasındaki sanat yeteneği sadece müzikle sınırlı değildi. Herkesin opera sanatçısı olarak tanıdığı Ayhan Baran, aynı zamanda bir ressam, heykeltraş, fotoğraf sanatçısı, mimari tasarımcıydı… Gerektiğinde de, kendi eşliğini en mükemmel biçimde yapacak düzeyde iyi bir piyanist…
İlk anma, neredeyse sıcağı sıcağına daha yıldönümü dolmadan İstanbul'da Sedat Gürel - Güzin Gürel Sanat ve Bilim Vakfı tarafından geçtiğimiz yıl düzenlenmiş ve büyük ilgi görmüştü.
SCAMV, 32. Uluslararası Ankara Müzik Festivali çerçevesinde, Onur Ödülü Altın Madalyası verdiği ve hakkında bir kitap yayımladığı Ayhan Baran'ı anarken, aynı bas sanatçılarla bir konser düzenlemeyi kararlaştırdı.
Burak Bilgili ve Güneş Gürle, Gökhan Ürben, Tuncay Kurtoğlu ve Zafer Erdaş , Fügen Yiğitgil'in piyanosu eşliğinde Handel, Saygun, Schubert, Loewe, Çaykovski, Verdi, İbert, Mozart, Massenet, İlhan Baran ve Donizetti’den bas aryaları söyleyip, düetler yaptılar.
Bu konser benzeri bir programla İstanbul'da Sedat Gürel - Güzin Gürel Sanat ve Bilim Vakfı tarafından geçtiğimiz yıl düzenlenmiş ve büyük ilgi görmüştü. Bunun üzerine Sevda-Cenap And Müzik Vakfı, 32. Uluslararası Ankara Müzik Festivali çerçevesinde, 2004'de Onur Ödülü Altın Madalyası sunduğu ve hakkında bu satırların yazarınca hazırlanan bir kitap yayımladığı Ayhan Baran'ı anmayı ve aynı bas sanatçılarla bir konser düzenlemeyi kararlaştırdı.
Beş basın ikisi yurtdışından geldi. Basbariton Güneş Gürle halen Düsseldorf Operası'nın kadrolu sanatçısı. Sesdaşı Burak Bilgili ABD-Philadelphia merkezli olarak uluslararası dolaşımda aranan bir sanatçımız. Ankara Operası'nın solistlerinden Tuncay Kurtoğlu, Avrupa operaevlerinden sıklıkla davet alan bir basso profondo... Gökhan Ürben ile Zafer Erdaş, İstanbul Operası'nın bas solistleri. DOBGM'nün baş korepetitörü Fügen Yiğitgil'in piyanosu eşliğinde Handel, Saygun, Schubert, Loewe, Çaykovski, Verdi, Gomes, İbert, Mozart, Massenet, İlhan Baran ve Donizetti’den bas aryaları, liedler söyleyip düetler yaptılar.
Bu beş bas arasında Baran'la konservatuvar boyunca çalışıp onun sınıfından mezun olmuş tek solist Gökhan Ürben'di. Baran'ın ağız hareketlerini , yürüyüşünü anımsadık Gökhan sahnedeyken.
Zafer Erdaş'la birlikte arabaya atlayıp Ankara'ya cenaze törenine gelmişlerdi. Gökhan'ın Kocatepe Camii'nde musallanın başındaki Baran'ın naaşı önünde nasıl gözyaşı döküp nöbet tuttuğu hâla gözümün önündedir.
Arkadaki perdede Ayhan Baran'ın canlandırıp söylediği çeşitli rollerden fotoğraflar dönüyordu. Bu anlamlı konserle ilgili yazıda kim neyi söyledi, nasıl söyledi, hiç bunlara değinmeyeceğim. Ama en büyük alkışı, ikinci yarının girişinde Baran'ı 1993-94 sezonunda İstanbul'da Verdi'nin Don Carlos operasında Kral Philipp'in aryasını söylerken yansıtan filmin aldığını belirtmeden geçmeyeceğim. Konserin sonunda beş bas sahnedeyken Zafer Erdaş'ın içtenlikli konuşmasında, pop şarkıcılarının cenazelerine devlet erkânı katılıp sayfalarca haber yapılırken, Baran gibi önemli sanatçıların sessiz sedasız göçüp gittiğine dikkati çekmesi de dinleyicinin büyük alkışıyla karşılandı.
Dinleyiciler arasında ta İstanbul'dan kalkıp gelenler vardı. Şu sıralar İstanbul Şehir Operası'nın tarihi üzerine bir kitap hazırlayan İsmail Hakkı Aksu, Türk bestecilerinin eserleriyle ilgili geniş bir kayıt arşivine sahip Müjdat Dal görebildiklerim arasındaydı. Baran'ın küçük kızı Işıl da, bazı aile bireyleriyle birlikte konserdeydi. Bu anlamlı konserin bitiminde, etkinliğin sponsoru NYC Mali Müşavirlik Firması tarafından verilen küçük davette, hep birlikte kimi anılara dalıp duygulu anlar yaşadık. Sanki Baran da bir köşeden genç meslekdaşlarına, o kendine özgü el hareketiyle “Nasıl tınıyı yakalayabildiniz mi?” diye sorar gibiydi.
Değerli okuyucularım, aranızda Ayhan Baran'ı dinlememiş olanlar varsa, SCAMV Yayınları arasında yayımlanmış “Bel Canto'nun Efsane Ustası” kitabının ekinde bir CD'nin de bulunduğunu, ayrıca TRT'nin yayınladığı üç CD'den oluşan Ayhan Baran setinden edinebileceğinizi anımsatmak isterim.
Fotoğraflar :Şefik KAHRAMANKAPTAN
Konser sonrası:
5 Bas, Fügen Yiğitgil,
Işıl Baran ve Cevdet Düşmez'le