İstanbul’da 13 Ekim 2016 Perşembe akşamı iki konser vardı, Devlet Sanatçımız, piyanist Gülsin Onay ve Amerikalı mezzopsoprano Joyce DiDonato.
Değerli sanatçımız Gülsin Onay, bitmez-tükenmez enerjisi ile konserlerine devam ediyor. Saat 19.30’da Notre Dame de Sion Lisesi konser salonunda Mozart, Mendelssohn, Debussy ve Chopin’den oluşan bir repertuarla seyirci karşısına çıktı. Üçüncü bölümü olan rondo, Türk Marşı olarak da bilinen Mozart’ın KV 311 piyano sonatı ile başlayan konseri, seyircinin beğenisi ile bol alkış aldı. Türklerin Avrupa'da hayranlık uyandırdığı o yıllarda, Mehter Marşı'ndaki ritimden esinlenen Mozart, 1783 yılında 11 numaralı la majör piyano sonatının (K. 311) 3'üncü bölümünde "Rondo alla Turca" (Türk Marşı)'nı besteler. Bu beste halen, Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm özel davetlerinin yanı sıra, ülke tanıtımında kullanılmaktadır. İkinci eser F. Mendelssohn’un Op. 54 Variations Sérieuses, adlı çeşitlemeri 19 bölümden oluşur. Onay bu eserde de zengin tuşe farklarını sergileyerek büyük beğeni topladı. Kısa aranın ardından konserin ikinci bölümünde yer alan eserlerin ilki, izlenimci Fransız bestecisi C. Debussy’nin İmajları Kitap II oldu. Her kitap Debussy için alışılmadık hızla, birkaç ayda yazılmış. Kitap I, 1912 yılının son aylarında ve erken Nisan 1913 arasında, Aralık 1909 ve Şubat 1910 ve Kitap II arasında yazılmıştır. Barok’tan çağdaş bestecilere kadar geniş bir yelpazeye sahip olan sanatçımızın bu eserdeki başarısı takdire şayan, empresyonist renkleri piyanoya yansıtması salonda dinleyicileri adeta büyüledi.
Son eser ise F. Chopin’in Op. 58 piyano sonatı. Frédéric Chopin, bu Op. 58 No. 3 Si minör piyano sonatını, 1844 yılında Kontes Emilie de Perthuis’a adadığı ileri sürülmüştür. Bu onun daha önceki eleştirileri ile onun girişimi olduğunu Op. 35 Sonat No. 2 ile birlikte, bu teknik ve müzikal Chopin en zor bileşimlerin biri olarak kabul edilir. Bu eseri de olağanüstü bir ifade gücüyle yorumlayan Gülsin Onay coşkulu dinleyicilerin yoğun alkışları üzerine bis olarak Ravel "Ondine" ve Adnan Saygun'un Prelüd no 4 ve 12'yi çaldı.
Dinleyenlerin Notre Dame de Sion salonundan mutlu bir şekilde ayrıldıkları bu konser ayrıca okulun web sitesi ile bağlantılı Youtube üzerinden canlı olarak yayınlandı.
Devlet Sanatçımız Gülsin Onay’ın bu güzel konser performansı, uzun süre akıllardan silinmeyecek gibi. Kendisini yürekten kutluyorum.
JOYCE DİDONATO
İstanbul’daki bir başka konser de Lütfi Kırdar Kongre Sarayındaki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası konseri idi. Bu konserde Amerikalı ünlü mezzosoprano Joyce DiDonato’ya eşlik etti. Sascha Goetzel yönetimindeki Bifo, Türkiye’nin birçok yöresinden topladığı orkestra sanatçıları ile oluşturduğu derleme orkestra ile bu etkinlikleri yapıyor.
Konser Rossini’nin William Tell Uvertürü ile başladı. Bu operanın en çok sevilen ve daima konser programlarında yer alan bir uvertürdür. Pacini’nin Stella di Napoli adlı operasına sıra geldi. Joyce DiDonato’nun 2014’te çıkan albümüne de adını veren Stella di Napoli, Amerikalı mezzosopranonun dramatik gücünü ve üstün tonunu dünyaya bir kez daha göstermişti. Nedense orkestrada bir uyumsuzluk hisseden seyircilerin yüzünde bir memnuniyetsizlik vardı. Bazı seyirciler, bu kez orkestradaki bu kez yapılan derlemeden memnun kalmamış gibiydiler.
Sonraki eser W.A.Mozart’ın Titus’un Merhameti’nden “Non più di fiori” adlı aryayı Amerikalı mezzosoprano yorumladı. Orkestra Mozart’ın Figaro’nun Düğünü Uvertürünü çaldıktan sonra yine aynı operadan Sussanna’nın “Deh vieni, non tardar” aryasını güzel bir şekilde yorumladı misafir solistimiz. Rossini’nin koloratür mezzosoprano için yazdığı, ancak, teknik zorluklar nedeniyle koloratür sopranoların seslendirdiği Sevil Berberi’nden Rosina’nın “Una voce poco fa” adlı aryasını güzel bir şekilde söyledi. Orkestra F. Tüzün’ün Türk Kapriçyosu ve ardından Heggie Great Scott’tan “Si…Son io”yu çaldı. Verdi’nin Aida’sından Zafer Marşı korosuz yorumlanması son derece yavan kaldı maalesef. Çünkü, melodiyi koronun sesi tamamlamaktadır. Rossini’nin Gölün Kadını’ndan “Tanti affetti” adlı aryadan sonra konser sona erdi.
Opera sahnelerindeki performansları ile dünyanın gelmiş geçmiş tüm büyük solistleri ile birlikte anılacak kadar üstün bir düzeyde olan DiDonato, konserleriyle de güçlü, davetkâr ve görkemli olarak nitelendiriliyor. 2016’da Dallas Operası tarafından Maria Callas Ödülü’ne layık görülen sanatçı, Temmuz ayında Royal Opera House ile Covent Garden’da, Massenet’nin Werther’inde başroldeydi. New York Times’ın “Mükemmel bir 21. yüzyıl divası, karizmanın, zekâ ve yetenekle birleşimi” olarak nitelendirdiği DiDonato, bel canto’nun dev bestecilerinin seçkin parçalarından oluşan bir programla BİFO’nun yeni sezonunun ilk konuğu oldu.