Karamanoğlu Mehmet Beyin, büyük bir uzakgörüşlülükle yayımladığı "Bugünden sonra hiç kimse divanda, dergâhta, bergahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dilde söz söylemesin" (13 Mayıs 1277) sözlerinden oluşan fermanında somutlaşan tepkisini nasıl anımsamayalım ki. “Türkçe öldü” aymazlığıyla, imam hatiplerde Türkçenin yasaklanmaya çalışıldığı koşullarda Dil Bayramımızı kutluyoruz. Oysa Türkçeyi dışlayan Osmanlının bile Türkçe konuştuğunu kaç kişi düşünüyor? Tıpkı günümüzde Dil Devriminin kazanımlarına karşı çıkanların da öz Türkçe konuştukları gibi…
1 Kasım 1928’de Abece Devriminin yapılmasıyla, Arap abecesinden, Türkçe sesletime uygun, kolay öğrenilir, öğretilir Latin abecesine geçilmiş, o değin önemli olarak, usçuluk, eleştirellik, bilimsellik yönünden gelişmiş batı düşünce dünyasına, onun abecesine uyum sağlanmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk, Sadri Maksudi Arsal’ın “Türk Dili İçin” adlı yapıtına (1930) yazdığı değinide temel ilkeyi açıklar: “Ulusal duygu ile dil arasında bağ çok kuvvetlidir. Dilin ulusal ve zengin olması, ulusal duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil bilinçle işlensin.
Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”
Türk Devriminin en önemli eylemlerinin başında, Atatürk tarafından, dönemin en yetkin yazarlarının, bilimcilerinin toplanarak, yapılan değerlendirmeler sonucunda, 12 Temmuz 1932’de Türk Dil Kurumu’nun kurulması ve ardından, 26 Eylül 1932’den başlayarak Dil Kurultaylarının yapılması olduğu kesindir. Kurultaya tüm halk çağrılmış, katılımın olabildiğince geniş olması istenmiştir. Öyle de olmuştur. Dolmabahçe Sarayında, her kesimden halkın büyük coşkusuyla; bilgi, şölen, şenlik ortamında yapılan bu ilk kurultayda 26 Eylüllerin Dil Bayramı olarak kutlanması kararlaştırılmıştır.
Dil Devrimiyledir ki Türk ulusu okuryazarlık olanağını kazanmış, altı yüz yıl uzak tutulduğu Türkçesine yazılı alanda da ulaşmış, insanlığın ortak bilgisine hızla ve yaygın olarak erişmiştir. Ulus okulları, halkevleri, üniversiteler, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu, köy enstitüleri gibi ekinimizin anıtsal kurumlarıyla Dil Devrimimiz gelişmiş, kalıcılaşmıştır.
Dil Bayramınız kutlu olsun!