Hoppala! Kaymakam, vali, diplomat yetiştiren Mekteb-i Mülkiye-i Şahane'de orkestranın işi ne diye sakın sormayın. Çünkü, bizim eğitim sistemimiz içinde kırk yılda bir ortaya çıkan örnekler, aslında kimi Avrupa ülkelerinde ve Amerika'da olağan işler. Bünyesinde müzik okulu da bulunduran bazı üniversitelerde iki senfoni orkestrası birden vardır. Biri müzik öğrenimi görenlerin, diğeri ise başka disiplinlerde okurken çalgı da çalan öğrencilerden oluşan orkestra..
Fikir, SBF'de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi 4. sınıf öğrencisi Azerbaycan Türkü Nigâr Rzaguliyeva'ya ait. 6 yaşından beri keman ve piyano çalan Nigâr, temel eğitiminin yanısıra Bakü'de müzik okulunu da bitirmiş. Bir ara Ankara Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren AGFO'da (Ankara Genç Filarmoni Orkestası) baş kemancılık yapmış, bir ara oluşturulan TED Senfoni'de kemancı olarak görev almış.
Anadili gibi Rusça, iyi derecede İngilizce, biraz da İtalyanca bilen Nigâr Rzaguliyeva'ya bu girişimi nasıl başlattığını ve geliştirdiğini sordum, anlattı:
“Bir gün, Mektebi Mülkiye gibi köklü tarihe sahip bir fakültenin neden bir orkestrası olmasın diye düşündüm ve bu orkestrayı kurabilmek için tam iki yıl bekledim. Bu yıl da, Siyasal Bilgiler'de ve Ankara Üniversitesi'nin diğer fakültelerinden müzikle ilgilenen birkaç arkadaşımı bir araya getirdim ve orkestranın kurulması için küçük de olsa kemik kadro oluşturdum. Çalışmalarımızı tüm yıl boyunca yaptık, henüz konser vermedik çünkü henüz konser verebilecek duruma gelemedik.
Amatör bir orkestrayız ama elimizden geldiğince profesyonel olmaya çalışıyoruz. Orkestrayı ben yönetiyor ve çalıştırıyorum, bunun dışında da aramızda fikir paylaşıyor ve icra ediyoruz.
Orkestramızı Ankara Üniversitesi Öğrenci Topluluğu olarak başlamak istedik lakin Üniversite Kültür ve Sanat merkezinin Konseyi henüz kurulmadı ve bu nedenle bizim topluluğun resmi şekilde kurulması ne yazık ki havada kaldı. Bu topluluğun kurulması için Konseyden onay bekliyoruz. Biz yine de fakültemizde çalışmalarımızı yapıyoruz.”
Şimdi SBF'deki bazı tören ve toplantılara düo, trio gibi oluşumlarla renk katıyorlar. Peki bir oda orkestrasının temel üye sayısı 16 olduğuna göre, bu girişim başarıya ulaşabilecek mi? Nigâr Rzaguliyeva elinden gelen çabayı gösteriyor:
“Orkestramız herkese açık, ister öğrenci, hoca, mezun olsun hiç farketmez. Şimdilik orkestramızda 6 kemancı arkadaşımız var ki aralarında henüz üniversite öğrencisi olmayanlar da var, fakültemizden iki kişi(biri ben) ve mezunlar var. Bunun dışında viyolonsel çalan iki arkadaşımız var, ikisi de mezun. Biri ODTÜ ,diğeri ise bizim üniversite ama diğer fakülteden. Akordeon,piyanist ve kontrabas çalan arkadaşlarımız var. Ankara Hukuk, Siyasal ve Gazi Üniversitesi Müzik bölümü öğrencileridirler. Bu yıl en az bir konser düzenleyip ,bir öğrenci topluluğundan daha fazlasını olduğumuzu gösterebilmek, hep beraber müzik icra edip o müziği dinleyicilere sevdirmek, gerekirse eleştirilere maruz kalmak ve daha da gelişebilmek için bu yola girdik. Umarım bu yolda azıcık da olsa başarılı olabileceğiz.
Orkestramız yalnızca klasik müzik parçaları üzerinde çalışmıyor,ayrıca Türk Sanat Müziği söyleyen ve icra eden arkadaşlarımız da var. Bu nedenle müziğin evrenselliğini ve güzelliğini olabildiğince dinleyicilere ulaştırmak ve sevdirmek istiyoruz.”
Bakalım, Mülkiye Oda Orkestrası'nın tamamlanıp konser verdiğini görebilecek miyiz?
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
ANDANTE Dergisi'nin Kasım 2018 sayısında
Gençlerden haberiniz Var mı? sayfamda yayımlanmıştır.