Türkiye dans Sporları Federasyonu'nca “bale antrenörlüğü” kursu açılması ve konunun sanat camiasında tartışılmaya başlaması üzerine, Besteciler-Orkestra Şefleri ve Müzikologlar Birliği -BESOm Yönetim Kurulu'nca kamuoyuna bir açıklama yapılarak, “Dans insanoğlunun ilk dönemlerinden beri, onun eylemlerinden biridir. Sporla yanyana getirilerek bazı yeni sözcük ve kavramlar üretilmeye çalışılması bir zorlama ve talihsizliktir. Geçmişi 400-450 yıllık bir tarihe dayanan bale Sanatı ise, dansın en rafine, en estetik, sanat düzeyine yükselmiş en zor alanıdır. Bu bakımdan baleyi sporla birlikte anmak, “bale antrenörü” “sportif bale” gibi kavramlar uydurmak, uluslarası bilimsel-sanatsal terminolojiyle ve ciddiyetle bağdaşmadığı gibi, kabul de edilemez.” denildi.
BESOM'un açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Bilim, sanat, spor, felsefe insanlığın uygarlık tarihi boyunca geliştirdiği zihinsel ve bedensel etkinlik alanlarıdır. Bunların çeşitli alt dallarıyla birlikte, düşünsel ve fiziksel eylemlerimizin ortaya çıkardığı tüm birikimi kapsıyor ve uygarlık dediğimiz yeryüzündeki varlığımızın anlamını buluyoruz.
Kavramların zenginliği, farklılıkları, birbirleri arasındaki ayrımlar dillerin ve kültürlerin zenginliğidir. Ancak zaman zaman kasıtlı olarak bu kavramların birbirine karıştırılmakta olduğu gerçeği yadsınamaz.
Günlük dilimizde çeşitli kavramların yanlış kullanımı ile ilgili örneklere sık sık rastlamak mümkündür. Ancak birkaç gündür basına yansıyan bazı haberler nedeniyle Derneğimiz bu açıklamayı yapma gereğini duymuştur.
Spor, dans, müzik, bale, edebiyat ve bunun gibi alanlar çok farklı çıkış noktaları olan toplum kültürünün önemli ögeleridir. Sanatın ve sporun yaşantımızdaki apayrı yerlerinin önemi tartışılamaz. Ancak birinin toplumun manevi-estetik gelişimi, diğerinin ise bedensel gelişim açısından oynadığı önemli roller göz önüne alındığında, ne kadar farklı kavramlar olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Dans insanoğlunun ilk dönemlerinden beri, onun eylemlerinden biridir. Sporla yanyana getirilerek bazı yeni sözcük ve kavramlar üretilmeye çalışılması bir zorlama ve talihsizliktir. spor kendi içinde farklı değerlere dayanan yarışma ve bedensel dayanıklılık ruhunu taşıyan bambaşka bir olgudur.
Geçmişi 400-450 yıllık bir tarihe dayanan Bale Sanatı ise, dansın en rafine, en estetik, sanat düzeyine yükselmiş en zor alanıdır. Bu bakımdan baleyi sporla birlikte anmak, “bale antrenörü” “sportif bale” gibi kavramlar uydurmak, uluslarası bilimsel-sanatsal terminolojiyle ve ciddiyetle bağdaşmadığı gibi, kabul de edilemez. Bu girişimin, yanyana gelmesi mümkün olmayan iki kavram kullanılarak, ticarî çıkar elde etmek amacıyla başlatılmış olması endişesini taşıyoruz.
Tüm dünyada bilinen bu kavramların farklılıkları karşısında, böyle uydurma yeni yakıştırmalarla dilimize ve kültürümüze de zarar verilmektedir.
Gelecek kuşaklara bırakacağımız doğru bir kavramsal literatür, gelecekteki kültürel mirasımızın değerli varlıklarından biridir.
Bu açıklama, son günlerde duyduğumuz “bale antrenörlüğü” , “sportif bale” gibi uydurma kavramlar karşısında, çocuklarımıza doğru bir kültürel miras bırakmak, kavramları doğru öğretmek ve dilimize sahip çıkmak amacıyla yapılmıştır.
Kamuoyuyla saygıyla paylaşırız.”