Fazıl’ın “köy konserleri” kapsamında, Arguvan’daki konseri de 5 Temmuz 2015 Pazar günü yapıldı. Biz de gittik Arguvan’a. Zahmetli bir iş değil: Uçakla Malatya’ya inince, bir saatlik minibüs yolculuğuyla varılıyor oraya. Konserin çekiciliğinden olacak, “Nâzım Hikmet Meydanı” adlı konserin verileceği alan, tıklım tıklım dolmuştu. İftar saati de beklendikten sonra, Fazıl ile Serenad, portatif sahneye oturtulmuş piyanonun önünde, en az dört bin kişinin doldurduğu alandaki dinleyicileri selâmladı.
Bu konser, elde olmayan birtakım aksamalarla anılacaktır gibime geliyor: İlk giderilemeyen aksilik, sönen sahne ışıklarının onarılamayışı idi. Fazıl, piyanonun tuşlarını göremez oldu. Ses düzeni ise rüzgârın gadrine uğradı: Alanın arkalarında yer alan dinleyiciler, piyanonun ve Serenad’ın sesini duyamıyor, buna karşılık onların memnuniyetsizliğinden kaynaklanan sesler, portatif sahnedeki sanatçılara ulaşıyordu. Yapacak bir şey yoktu, çünkü rüzgâra emir verilemezdi. Fazıl, birkaç kez konuşma yaparak arkalardaki dinleyicilere durumla ilgili dilekte bulundu, ama rüzgârın yarattığı keşmekeşte kime neyi anlatabilirdi? Neyse ki konser böyle bitmedi, tatlı bir Arguvan türküsüyle sona erdi.
Ertesi gün, tanıdığım bir doktor arkadaş anlattı: Dinleyiciler arasında bulunan bir Alevî Dedesi’ne konseri nasıl bulduğunu sormuş, gelen cevap tek kelimeymiş:
“Bezdim!”
Oysa Fazıl, Japonya’da konser sonrası bindiği otomobili okşayan, Çin’de elli bin kişilik salonlarda alkışı çılgınca bir gösteriye dönüştüren, Frankfurt’ta, Amsterdam’da, Münih’te, Paris’te, Viyana’da, Londra’da, alkışı dakikalarca sürdüren ağırbaşlı konser dinleyicisinin gösterdiği yakınlığa alışıktı. “Bezmek” ne kelime?
Arguvan’daki olumsuz koşulların bir araya gelmiş olması, kuşkusuz ki olağandışı rastlantılardır. Olağan olan, Fazıl’ın Kayseri’deki Karaözü köyünde verdiği konserdir. Buradaki konser, her yönüyle Paris Konser Salonu’nun Karaözü köyüne getirilmiş haline benziyordu.
Kimi köylerde tersliklerle karşılaşılacak olursa bilinmelidir ki bu durum, elde olmayan nedenlerden ötürüdür.
Köy konserleri devam edecektir. Halkımız, ayağına getirilen uygarlık örneklerinin değerini biliyor. Halkımızı küçümsemeye kalkışmak, ters yönden esen rüzgârı suçlamak kadar komiktir.