Bir grup fotoğrafçı bir objeye bakarlar. Obje değerli bir nesnedir; Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü bir yolculuğunda konuk etmiş bir tren vagonu. 'in Burada kuşkusuz öne çıkan düşünce, o büyük varlığın ayağını bastığı, dokunduğu, nefes aldığı belki bir fincan kahve içtiği (acaba) bir mekanı görmenin etkileyici sarsıcı varlığıdır. Öndeki duyum budur. O güzel insan, onun değerleri öne çıkar, fotoğraflar çekilir... Fotoğraf makinelerini ellerinde tutanların -hemen hepsinin- önceliği bu mekanın geçmişteki konumu, önemi, ağırlığı üzerine yönelmiştir. Çekerler.
İbrahim Demirel'de çeker fotoğraflarını vagonun.. Ama o başka birşey görmektedir o vagondan yola çıkarak. Sanatçı bilinci ve duyarlılığı onun makinesini tutan ellerinden beynine doğru ya da tersine bir hüzün bir isyan bir mutsuzluk olarak yoruma dönüşür... Ortaya muhteşem fotoğraflar çıkar . Sergiye dönüşür: "Atatürk'ten Sonra."
İbrahim Demirel'in yıllardır Ankara'ya bir güzel soluk katan sanat merkezi Galeri Sanat Yapım'da açtığı serginin adı bu. Atatürk'ten sonra. İbrahim Demirel bu sergisiyle aynı zamanda 50. Sanat yılını kutluyor. Galeri Sanat Yapım, gördüğüm en büyük resim ve fotoğraf kolleksiyonuna sahip bir mekan ve ne yazık ki bir su baskını kazasıyla sıkıntılı bir süreç yaşadı geçtiğimiz günlerde. O büyük koleksiyonun kurumsal olarak saklanabileceği ve sanat severlere ulaştırılabileceği bir girişim arayışının sürdüğü günlerde böylesi kapsamlı bir serginin açılması ayrıca önemli.
"Atatürk'ten Sonra" isimli sergide İbrahim Demirel Atatürk ve birlikte hareket ettiği cumhuriyetin kurucu ekibinin o güçlü, yiğit, aydınlanma girişimlerinin sonraki yıllarda ya da günümüzde nasıl yol aldığına ilişkin bir düşünceye yönelmiş. Vagonun dış görünüşünden yola çıkarak bir sonuca varmış. O somut görünüşün soyut bir anlama hizmet ederek sanata dönüşmesine yol açmasıyla ortaya çıkan fotoğraflar bunlar.
Bir şeylere baktığımızda gördüğümüzün fotoğrafını çekebiliriz, ortaya bir fotoğraf çıkar. O fotoğraf baktığımız yerde ne gördüğümüzü gösterir. Bir fotoğraf sanatçısı aynı objeye, sujeye ya da bir duruma, olguya, olaya baktığında ne görür. Gördüğüyle nasıl bir yoruma yönelir, yöneldiği yorumu insanlara iletmek için nasıl bir düşünsel yaratıcılık sürecine girer.İşte onu diğer fotoğraf çekenlerden ayıran budur. Onun çektiği sonunda ortaya çıkan bir sanat eseridir. O artık baktığı şeyden ayrılmış, soyut bir anlam ifade etmektedir. O vagon İbrahim Demirel'de böylesi bir anlam kazanmıştır. O Fotoğraflara bakan insanlara, acı da verecek olsa, güzel bir görselle bir şeyler söyler İbrahim Demirel...Haziran ortalarına dek gezilebilir.
Eline düşüncesine sağlık…
Gülşen Karakadıoğlu