“ Bu haberi verirken haz duyuyorum”
Ülkemin aydınlanma döneminin en görkemli kurumlarından biri Ankara Devlet Konservatuvarı. Mustafa Kemal Atatürk 1936 Yılında Büyük Millet Meclisi’nde “ bu haberi verirken haz duyduğu” yorumuyla açıklamıştır kuruluşunu. Türk tiyatrosunun en önemli, başarılı oyuncuları, yönetmenleri, öğretmenlerinin yetiştiği kurumların başlıcasıdır Konservatuvar. Tiyatro oyuncusu olmak isteyen yüzlerce genç aday başvuruyor, içlerinden seçilenlerle dört yıllık zor, yorucu bir eğitim sonunda tiyatro dünyasında yerlerini alıyorlar. .
Ankara Hacettepe Üniversitesi Konservatuvarı 2024/25 Öğrenim yılı mezuniyet oyunu olarak Nikolay Gogol’ün (1809-1852) Müfettiş oyununu sahneledi. Bölüm koordinatörü Murat Atak’ın sahneye koyduğu oyunda son sınıf öğrencileriyle birlikte küçük sınıflardan öğrenciler de görev aldı. Bir okulda öğrenilmesi gereken ne varsa geleneksel olarak ; yalnızca oyunculuk değil oyunu oluşturan bütün ögeler, tasarımları, realizasyon da öğrencilerle kotarıldı. Dahası öğrenciler ellerinde bazen bir süpürge, bazen başka bir temizlik aparatıyla koridorlarda koşuşup durdular.
Günler, saatler süren provalarla birlikte, dekor ışık için uğraştılar. Kostümler için hocaların hocası Sevgi Türkay yanlarındaydı. Murat Atak ve ilgili hocalarıyla birlikte gece yarısı, hafta sonu, bayram tatili demeden her türlü tasarım ve realizasyon için çalıştılar. Örneğin sahne ışıklarının tasarımı, teknik anlamda güçlendirilmesi gibi işleri ellerinden geçti. Mesleğin seyirci karşısına çıkana kadarki yolculuğunun nasıl bir emek, bilgi ve çaba gerektirdiğini yaşayarak gördüler öğrenciler..
Gogol’ün 1826 de yazıp yayınladığı Müfettiş oyunu sanki yakın zamanlarda yazılmış gibi taze nerdeyse güncel her zaman, her yerde seyirci önemli şeyler söylüyor. Yönetenlere de yönetilenlere de güldürerek, sıcacık bir dille… Kuşkusuz Gogol’ün oyununu yaşama geçiren yönetmenin yorumuyla bu genç sunum çıkıyor ortaya.
Oyun oynadıkları günlerde seyirciyle müthiş bir buluşma yaşadığı görüldü. Genç oyuncu adayları mezuniyet sevincini seyirciyle yaşadıkları keyifli buluşmayla katmerlendirdiler.
Gogol geçen gün mü yazdı oyunu….
Gogol bugünlerde yaşasaydı çok üzülürdü sanırım. Doğduğu topraklarda yaşanmakta olan savaş, yitirilen canlar, baskılanan sanatçılar, başka ülkelere sığınmak zorunda kalan yurttaşları onu çok üzerdi eminim.
Gogol, Ukrayna’da Soroçints’de doğmuştur, orta sınıf bir ailedendir. Dergilerde küçük öyküler yazarak başlar edebiyat hayatına. Hayranı olduğu Puşkin’le ilişkisini sürdürür, onun önerilerini, değerlendirmelerini çok önemser… Yaşadığı kırsal yaşamdan, bir süre çalıştığı memuriyet hayatından gözlemlediği öyküleri Rusya’da tanınmasına neden olur. Öykülerinde ve oyunlarında sıradan insanlarının toplum içinde ne denli zorluklarla karşı karşıya kaldıklarını yazmaktadır. Bozuk kamu düzenini acımasızca yerer ama toplumun bu düzene uyum göstermesi de alaylarından payını alır. Yazdıkları aristokratların ve devlet yöneticilerinin hoşuna gitmez. Gerçekçi akımın ilk açık sözlü, ironiye de yer veren metinlerini yazar.
Giderek inanç dünyasına kaptırır kendini, kutsal topraklar olduğuna inandığı Filistin’e gitmekten de geri durmayacaktır. Mutsuzdur, depresyondadır, Roma’da yaşadığı beyin iltihabı rahatsızlığı nedeniyle uzun süreli bayılmalar yaşamaktadır. Rusya’nın önemli doktorlarının, menenjit olduğu iddiasıyla uyguladıkları yanlış tedavinin de etkisiyle 42 yaşında ölür. Ölümü hakkında çeşitli söylentiler türetilir…Çünkü bayılmalarının uzun sürüyor olması endişesiyle ancak bedeni çürüdüğünde gömülmesini vasiyet etmiştir… Bir Delinin Hatıra Defteri, Palto, Müfettiş tiyatroyla ilgilenen hemen herkesin tanıdığı oyunlar, Kazaklar, Ölü Canlar, Burun, Portte, Taras Bulba, İki Soylu Kişinin Öyküsü gibi kitapları en önemli yapıtlarıdır.
Gogol Puşkin’den etkilenmiştir ama kendisinin etkilediği düşünülen bir çok sanatçıdan söz edilebilir. Bunlardan F. Kafka ve Dostoyevski en ünlüleri.
“Hepimiz Gogol’ün paltosundan çıktık”
Dostoyevski Gogol’ün Palto öykü kitabı yayınlandığında o ünlü sözünü edebiyat tarihine kaydeder. “Hepimiz Gogol’ün Paltosundan çıktık” . Öykü yayınlandığında soylular yine çok tepki gösterir. Yazarın Rus halkını aşağıladığını, hain olduğunu iddia ederler. Oysa Gogol, halkı değil onları bu denli yoksullaştıran, çaresiz bırakan yönetimi yermektedir. Komedilerinde zaman zaman acımasız alaylı bir dil kullanan yazar bilinçlenmekte geciken toplumu da eleştirmektir.
Müfettiş oynandığında kıyamet kopar, yöneticiler kadar kendisi de rahatsızdır . Gogol’ün rahatsızlığı oyunun sahneleniş, oynanış üslubu üzerinedir. Adeta komedi oyuncuları için manifesto ağırlığında bir eleştiri metni yazar. Oyuncuların rollerini anlamadıklarından bu nedenle karikatürize ettiklerinden söz eder. Komedinin, aktörün oynadığı role inanması ve ciddiyetle oynaması halinde ortaya çıkacağını söyler.
2024/2025 Mezuniyet Oyunu Müfettiş
Gogol’ün ünlü Müfettiş oyunu liyakatsiz rüşvetçi bir Kaymakam’ın yönettiği bir kasabayı anlatır. Kasabanın arap saçına dönmüş, yönetilemeyen kaotik bir yapısı vardır. Birgün Moskova’dan bir müfettiş geleceği haberi kasabada gerilim yaratır. Ortaya çıkabilecek öyle çok yolsuzluk, beceriksizlik, kötülük vardır ki! Kasabada rastlantıyla kalmakta olan mirasyedi bir kentli müfettiş sanılır her türlü yolsuzluk girişimleri genç adama yöneltilir. Bu yanlış anlaşılmadan memnun olan adamın ve onu memnun etmeye çalışan bürokratların hali seyirciye pek de yabancı gelmez.
Oyunun seçimi hem Gogol gibi gerçekçi akımın en büyük ustalarından birini, komedi yazarını tanımaları açısından yerinde bir karar. Hem de komedinin sağladığı uzak açıyla oyunun eleştirel içeriğini dengelemenin deneyimlenmesini sağlayacağı için iyi bir seçim.
Oyun genç oyuncularca taze bir enerjiyle başarıyla oynanıyor. Kaymakam’ı, sahte Müfettişi oynayan oyuncular başta olmak üzere sahnede Gogol’ün de beğeneceği bir yorum var. Yönetmenin ve oyuncuların işlerini ciddiye aldıkları anlaşılıyor. Oyuncuların dinamizmi Murat Atak’ın usta işi rejisiyle fırtına gibi müthiş bir oyun ortaya çıkıyor.
Genç arkadaşlarımın Tiyatro dünyasına varlıklarıyla farklı değerler katmalarını diliyor, öğrenmeye, gelişmeye, deneyimleriyle büyümeye devam edeceklerine inanıyorum.
GÜLŞEN KARAKADIOĞLU
28 Mayıs 2025, Ankara