Tarih fetihler, zaferler, yenilgiler, keşifler, icatlar, yanında bunları da kullanarak ne yazık ki sadece bir yönüyle hep ön plana çıkmaktadır: SAVAŞLAR. Bu nedenle tarih daha çok savaş denen en büyük insanlık ayıplarının dersler alınmadan tekrar tekrar yaşandığı ibretlik belgeler toplamı demektir.
Utanılacak bu vahşetler bir de ‘’savaş sanatı’’ gibi adla sunulmaktadır ki savaş duygusunun sözde insani değer sayılan neleri kendi amaçları için kullandığının da örneğidir. İnsan öldürmeyi bir sanat olarak değerlendirmek kadar akla ziyan bir etik değer var mıdır? Geçmişin psiko-patolojik ya da psikopatik hastalıklarının çağdaş dünyada, çağdaş sayılan toplumlarda canilikle yarışması kadar korkunç.
Tarih insanlığın mutluluk öyküleri yerine birbirleriyle yarışan hatta tarihe meydan okuyan ve gittikçe daha da insanlık kırıntılarını kaybeden soykırım örnekleriyle yüz yüze günümüzde. Dünyanın her bölgesi kan ve gözyaşı içinde. Kimi dinsel, kimi etnik, kimi de bitmez tükenmez sömürü hırsı ve sömürgenlerin kışkırtmaları ile.
Dünya genelindeki bu atmosferin ve iklimin beslediği nobran, tiran erk modelleri. Sevgi, saygı, empati yoksunu beslemelerle her geçen gün insani değerler erozyonu. Bu konuda fazla söz yerine geçmişten günümüze, göze ve doğrudan duygu dünyalarımıza etki eden örnekler sunmak istiyoruz.
Savaşların tarihi-İnsanlık Tarihi
Savaşların tarihi elbette insanlık tarihi ile başa baş. ‘’Tarih öncesi savaş, yazının bulunmasından ve devletler gibi büyük sosyal yapıların kurulmasından önceki çağlarda yapılan savaşlardır. Tarihî savaşlar Sümerlerde Bronz Çağı'ndaki profesyonel ordularla birlikte başlar.
“İnsanın ilk ne zaman savaşmaya başladığı antropologlar ile tarihçiler arasında süregelen büyük bir tartışma konusudur. İskeletlerinde mızrak izleri bulunan Neandertal insan örnekleri bulunmasına rağmen bazı antropologlar, bunların savaş sonucu değil de kurban edilme, cinayet ya da av kazaları nedeniyle ortaya çıktığını düşünmektedir. Bu tartışma, "savaş" sözcüğünün tanımına ilişkin bir sorunun cevabı ile yakından ilişkilidir: Avcılık yapan iki ayrı grup arasındaki dalaşma ne zaman iki siyasi ya da etnik grup arasındaki silahlı mücadeleye dönüşür? Günümüzün yanıtlarından pek farklı olmayan bir karşılık beklenir doğal olarak. Bu da çıkar ilişkileri, egemen olma mücadelesi.
“Erken Demir Çağında ortaya çıkan Dorların işgali, Eski Yunan sömürgeciliği ile Fenikeliler ve Etrüsklerle olan ilişkileri tarih öncesi döneme denk gelir. Kavimler Göçü'nün savaşçı topluluklarından olan Cermenler yöresel savaşlar yapmışlardır. Anglo-Sakson savaş biçimi ise tarih öncesi ile tarih arasında bulunur, çalışmalar daha çok arkeolojiye dayanmakla birlikte az da olsa yazılı kanıtlar da bulunmaktadır.’’ (1)
Kadeş Savaşı ve Antlaşması
Ancak görsellerle, belgelerle günümüze kadar taşınanlardan örnekleme yapmaya çalışacağız.
Örneğin, Hititlerle Mısırlılar arasındaki Kadeş Savaşı tarihin en önemli savaşlarından sayılır.’’Kadeş, antik Suriye bölgesinde bir şehir ve antik dünyada önemli bir ticaret merkeziydi. Genellikle, MÖ 1274 yılında Mısır Firavunu II.Ramses (Büyük, MÖ 1279-1213) ile Hitit İmparatorluğu Kralı II.Muwatalli (MÖ 1295-1272) arasında geçen ünlü savaşın olduğu yer olarak bilinir. (2)
Kadeş savaşı ticaret yollarını ele geçirmek isteyen Mısır ordusunun başlatmış olduğu bir savaştır. Tarihte en büyük ticarethaneler Hitit krallığında bulunuyordu. Bundan dolayı Hitit krallığı önemli bir gelir elde ediyordu. Bu ticareti ele geçirmek isteyen Mısır ordusu II. Ramses'in komutanlığı ve liderliği ile birlikte Suriye'de Orontes nehri yakınlarında çarpışmaya başladı. Bu savaşta Hitit krallığında 40 bine yakın olan piyade askerler bulunuyordu. MÖ.1274 yılında Mısır krallığı II. Ramses; Hititler II. Muvatalli ve III. Hattuşili'nin liderliğinde savaştı. Savaş sonucunda Hititler sınırlarını iyice güvence altına aldı. Savaşın ardından tarihte ilk yazılı belgeye dayanan Kadeş Barış anlaşması imzalandı.
Savaşlar zaman içinde dinsel ve etnik kimlik ve egemenlik amaçlarıyla daha kanlı ve acımasız katliamlarla yaygın bir boyut kazanır.
Dünya Tarihinde önemli Savaşlar ve Silahlı Çatışmalar (3)
Richard Pallardy tarafından revize edilmiş ve güncellenmiş bir makaleden yararlanılmış ve gerekli eklemeler yapılmıştır.
Bu, düşmanlıkların başladığı yıla göre kronolojik olarak sıralanmış savaşların çok özet bir listesidir.
MÖ 1300-1200-1100 Truva Savaşı (tarihler belirsiz)
MÖ 700-600 Lelantine Savaşı ( MÖ 720-680 Civarı; tarihler belirsiz), İkinci Messenian Savaşı (MÖ 660)
MÖ 500-400 Yunan-Pers Savaşları ( MÖ 492-449 )..Peloponnesos Savaşı (MÖ 431-404 )
MÖ 400-300 Lamian Savaşı (MÖ 323-322 )
MÖ 300-200 Birinci, İkinci ve Üçüncü Pön Savaşı (MÖ 264-241/218-201/149-146)
MÖ 100-MS 100 Galya Savaşları (MÖ 58-50 )
600-700 Jinshin-no-ran (672)
1000-1300 Norman Fethi (1066). Haçlı Seferleri (1095–1291; bundan sonra ara sıra)
1300-1400-1500 Yüz Yıl Savaşları (c.1337-1453), On Üç Yıl Savaşları (1454-66)..Gül Savaşları (1455-85)
1500-1600-1600-1700 Seksen Yıl Savaşları (1568–1648). Otuz Yıl Savaşları (1618–48) .İngiliz İç Savaşları (1642–51)..Büyük İttifak Savaşı (1689–97)
(1701800) İkinci Kuzey Savaşı (1700–21), İspanyol Veraset Savaşı (1701–14), Kraliçe Anne'nin Savaşı (1702-13), Polonya Veraset Savaşı (1733–38), Avusturya Veraset Savaşı (1740–48) , Fransız ve Hint Savaşı (1754-63), Yedi Yıl Savaşları (1756–63), Amerikan Devrimi (1775–83), Bavyera Veraset Savaşı (1778-79), Fransız Devrimi (1787–99-1801)
(1801900) Portakal Savaşı (1801), Trablusgarp Savaşı (1801–05) , Napolyon Savaşları (1803–15) Meksika-Amerika Savaşı (1846–48), Kırım Savaşı (1853–56), Amerikan İç Savaşı (1861–65), Yedi Hafta Savaşı (1866) , Fransız-Alman Savaşı (1870–71), Kızıl Nehir Kızılderili Savaşı (1874–75), Sırp-Türk Savaşı (1876-78), İngiliz-Zulu Savaşı (1879), Çin-Fransız Savaşı (1883–85), Sırp-Bulgar Savaşı (1885-86), Çin-Japon Savaşı (18995), İspanyol-Amerikan Savaşı (1898), Filipin-Amerikan Savaşı (1899-1902), Güney Afrika Savaşı (1899-1902)
(1900-2000) Filipin-Amerikan Savaşı (1899-1902), Güney Afrika Savaşı (1899-1902), Rus-Japon Savaşı (1904-05) Meksika Devrimi (19120) İtalyan-Türk Savaşı (1911–12) Birinci Dünya Savaşı (1914-18) Türk-İngiliz-İtilaf Devletleri-Çanakkale-Gelibolu Savaşları (1915-1916)
Baltık Kurtuluş Savaşı (1918-20) Rusya İç Savaşı (1918–20), Anadolu Kurtuluş Savaşları (1919-1923), Rus-Polonya Savaşı (1919-20), İtalya-Etiyopya Savaşı (1935–36), İspanya İç Savaşı (1936–39), Çin-Japon Savaşı (1937-45) Rus-Finlandiya Savaşı (1939–40), İkinci Dünya Savaşı (1939–45), Yunan İç Savaşı (1944-45; 1946-49),Arap-İsrail savaşları (1948–49; 1956; 1967; 1973; 1982), Kore Savaşı (1950-53), Vietnam Savaşı (1954-75)
Cezayir Savaşı (1954-62) , Altı Gün Savaşı (1967) , Afgan Savaşı (1978–92), Birinci ve İkinci Dağlık Karabağ Savaşı (1988-1994/2020), Falkland Adaları Savaşı (1982), Bosna çatışması (1992–95), Kosova çatışması (1998-99)
Bunlar elbette tarihin acı gerçekleri ama bir de bunun en trajik sıralaması var.
Dünya Tarihinin En Çok Ölüme Sebebiyet Veren 10 Savaşı
1.II. Dünya Savaşı (1939-1945) - 60.669.200–84.589.300 (ölü),
2.Moğol istilaları (1206-1324)- 30.000.000–60.000.000 (ölü)
3.İkinci Çin-japon savaşı (1937–1945)- 27.000.000 (ölü)
4.Çing hanedanı’nın ming hanedanlığı'nı fethetmesi (1616–1662) - 25.000.000 (ölü)
5.Taiping ayaklanması (1850–1864) - 20.000.000 (ölü)
6.I. Dünya Savaşı (1914–1918) - 16.563.868–30.000.000 (ölü)
7.An Lushan isyanı (755–763) - 13.000.000 (ölü)
8.Aztek İmparatorluğu'nun ispanyollar tarafından fethi (1519–1530)- 10.5 million (ölü)
9.Kızıl Kaşlılar isyanı (9–24)- 10.000.000 (ölü)
10.Timur'un fetihleri (1370-1405)- 7.000.000–20.000.000 (ölü)
Tarihin En Kısa Savaşı: (4)
İnsanı ve doğayı en kısa sürede yok edici savaş ABD uçaklarının birkaç saniyede atom bombasıyla öldürdüğü 1945'in sonuna doğru, bombalamada Hiroşima'da tahmini 140.000 kişiyi ve Nagasaki'de 74.000 kişiyi daha öldürmüştü.
Yugoslavya iç savaşları sonucu ülke beş devlete bölündü. Zaten savaşları girdiği her bölge bölünmeye adaydır. 2. Dünya Savaşında Doğu-Batı Almanya, Kore savaşlarında Güney-Kuzey Kore gibi.
1992 ile 1995 yılları arasında Bosna-Hersek'te meydana gelen uluslararası bir silahlı çatışmaydı. Savaşın, genellikle daha önceki bir dizi şiddet olayını takiben 6 Nisan 1992'de başladığı kabul edilir. Savaş, 14 Aralık 1995'te Dayton Anlaşması'nın imzalanmasıyla sona erdi.
Savaş, Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nın dağılmasının bir parçasıydı. Sonra savaş kısa sürede Sırpların insanlık dışı etnik temizlik amacıyla ülke geneline yayıldı.Hırvatlar ve Boşnaklar arasındaki gerilim 1992'nin sonları boyunca arttı ve 1993 başlarında Boşnak-Hırvat Savaşı'nın tırmanmasıyla sonuçlandı. Saraybosna Kuşatması ve Srebrenitsa Katliamı gibi olaylar daha sonra çatışmanın simgesi haline geldi. Boşnaklar yüzyılın en büyük toplu katliamlarını yaşadı.
Ermenistan-Azerbaycan arasında 1 ve 2. Dağlık Karabağ Savaşları (1988-1994/2020), Rusya-Ukrayna Savaşı dahilinde yaşanan anlaşmazlıklar sonrası 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya devlet başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'da "özel bir askerî operasyon" ilan etmesiyle başladı. İşgal her iki taraftan on binlerce kişinin ölümüyle devam etmekte ve Avrupa'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşadığı en büyük mülteci krizine neden oldu. Mayıs ayı sonuna kadar tahminî 8 milyon insan ülke içinde yer değiştirdi ve 3 Ekim 2022 itibarıyla 7,6 milyon Ukraynalı da ülkeyi terk etti. İsrail-Filistin sorunu, Afganistan Savaşı (2001-14), Irak Savaşı (2003-11), Suriye İç Savaşı (2012–)
Hamas'la savaş ve Gazze.(2023-2025) Çok sayıda sığınmacı komşu ülkelere sığındı.
Heidelberg Uluslararası Çatışma Araştırmaları Enstitüsü'nün (HIIK) hazırladığı yıllık rapora göre geçen yıl dünya genelinde 21 savaş yaşandı. "Çatışma Barometresi 2020" başlığını taşıyan araştırma raporunda ülkeler, etnik ve siyasi gruplar arasındaki silahlı çatışmaların toplam sayısı ise 220 olarak kaydedildi. (5)
Bu konuları irdeleyen yazılar, kitaplar da elbette bilgi dağarımızı zenginleştirecek kaynaklar:
Tüfek, Mikrop ve Çelik/İnsan Topluluklarının Yazgıları/ Guns, Germs, and Stell/ Jared Diamond, The Fates of Human Societies-1997-Çeviri: Ülker İnce.
‘’Neden Avrupalılar Amerika'yı keşfetti de Amerikalılar Avrupa'yı keşfetmedi?" Bu basit sorunun ardında insanlığın MÖ 11.000'den günümüze tarihi gizli. Fizyoloji profesörü Jared Diamond, Tüfek, Mikrop ve Çelik'te, aklımıza gelmeyen, geldiğinde çocukça bulduğumuz soruların yanıtlarını araştırırken, tarımın başlamasından yazının bulunuşuna, dinlerin ortaya çıkışından imparatorlukların kuruluşuna, tarihin seyrini belirleyen pek çok önemli adımı ayrıntısıyla inceliyor. İnsan toplulukları arasındaki farklılıkların, eşitsizliklerin nedenlerini, temellerine inmeye çalışarak sorguluyor; günümüz dünyasını biçimlendiren etkenlerin izini sürüyor... Biyoloji, jeoloji, arkeoloji, coğrafya gibi değişik bilim dallarından beslenen, "Batılı" koşullanmalardan arınmış, geleceği gösteren bir tarih kitabı. (6)
Otto Dix'in 1920'de ürettiği dört resmindeki engelli gazilerin temsillerini inceleyeceğim: 'Savaş Sakatları, 'Prag Sokağı (Çağdaşlarıma Adanmış), 'Skat Oyuncuları ve 'Kibrit Satıcısı' . Dix'in Der Krieg (1929-1932) adlı döngüsü, savaş deneyiminin paradigmatik bir ifadesi ve cephede yaşanan ortak deneyimlerin görsel bir anısı olarak kalsa da, savaş gazilerinin resimleri Weimar Almanya'sının savaş sonrası sıkıntılı koşullarına ve askerlerin cepheden dönerken karşılaştıkları zorluklara tanıklık eder. Bu resimler Dix'in niyetiyle ilgili olarak geniş ölçüde yanlış yorumlanmıştır. Dix'le ilgili araştırmalar, bu resimleri ya Weimar Almanya'sının nesneleştirilmiş bir gözleminin sonucu ya da küçümseyici duygular ileten imgeler olarak ele alma eğilimindedir. Bu baskın görüşten yola çıkarak, Dix'in malulleri temsil ederken Weimar Almanyası'nın savaş sonrası gözlemcisi olmaktan ziyade kendi gazi statüsünden büyük ölçüde etkilendiğini ve asıl niyetinin 'Weimar'ın geçmişin en kötü hatırlatıcılarını kovmak' değil, savaşın psikolojik sonuçlarının toplum tarafından dürüstçe ele alınmasını talep ederek halkı savaşın sonuçlarıyla yüzleştirmek olduğunu…Bu imgeleri, Dix'in hem bir gazi hem de Cumhuriyet'in siyasi sonuçlarına sert bir eleştiri getirmeye kendini adamış bir sanatçı olarak statüsünü göz önünde bulundurarak, çalışmalarına hem kişisel hem de kolektif olaylara tanıklık eden bir bireyin çalışmaları olarak bakarak değerlendirmek gerekir.’’ (7)
SAVAŞA KARŞI SAVAŞ: Ernst Friedrich Bi̇ri̇nci̇ Dünya Savaşı sonrası Avrupa'da.‘’Savaşa karşı’’ toplumsal mücadele aracı olarak resi̇mle anlatım.
Bu kitap tüm savaş vurguncularına ve parazitlerine, tüm savaş kışkırtıcılarına adanmıştır ve tüm ülkelerin "krallarına", generallerine, başkanlarına ve bakanlarına da kutsanmıştır. Silahları Tanrı adına kutsayan rahiplere ise bu kitap bir Savaş İncili olarak adanmıştır! Ernst Friedrich-Temmuz. 1924
Pek çok Alman sanatçı ve entelektüel, savaşı yeni bir başlangıcın vaadi ve Almanya'nın arınarak çıkacağı bir yıkım olarak gördü. Dix başlangıçta bu coşkuyu paylaştı ve 1914'te, Nietzsche'nin yıkımdan sonra yeniden doğuş inancından etkilenerek, cepheye gönüllü oldu. Dix, tüm savaşı batı ve doğu cephelerindeki siperlerde makineli tüfekçi olarak deneyimledi. 1918'de çavuş yardımcılığına terfi ettirildi ve pilot olarak eğitimine başladı. 'Savaş korkunç bir şeydi' diyordu, 'ama aynı zamanda muazzam bir şey de vardı. Ne pahasına olursa olsun onu kaçırmak istemedim. İnsan doğasının ne olduğunu bilmek için insanları bu serbest bırakılmış durumda görmüş olmanız gerekir. Daha sonra açıkladığı gibi 'hayatın tüm derinliklerini kendim deneyimlemem gerekiyordu'. Ancak birçok Alman gönüllünün umut ve beklentilerinin hayal kırıklığı olduğu kısa sürede ortaya çıktı. Savaş insanlığa hiçbir arınma getirmedi ve savaşan insanlar erdemli ya da kahraman değil, hayvanlar gibi vahşi ve acımasızdı. Savaş barbarca, zalimce ve ilk kez sanayileşmiş bir savaştı. Erkekler sadece erkeklere karşı değil, makinelere karşı da savaşmak zorundaydı. Ernst Jünger'in ifadesiyle, savaş 'bir çelik fırtınası'ydı. Sanatsal bir üslup olarak Yeni Nesnellik, savaşın gerçek doğasının bu şekilde farkına varılmasından ortaya çıktı; bu, 'şeylerin gücünün ayık bir şekilde farkına varılmasıydı'. Otto'ya göre Dix, 1919 ve 1920 çizimleriyle değişime uğradı. Savaş sırasında Dix, kişisel deneyimlerini etkileyici çizimlerle yansıtmıştı. Ancak geri döndüğünde farklı bir yol izledi ve Yeni Nesnelliğin karakteristik temsili, nesne temelli resim stiliyle meşgul oldu. 1923 yılında Dix, Weimar Cumhuriyeti döneminde ürettiği savaş görüntüleri serisinin ilki olan ve vahşete dair görsel bir anı olarak tasarlanan 'Hendek’ adlı tablosuyla bu yeni hareketi temsil eden bir sanatçı olarak ünlendi. (8)
Otto Dix’i özellikle ele aldım. Ama konunun çok boyutlululuğu içinde ele alınacak, örnek gösterilecek o kadar çok ressam, heykelci, şair, romancı var ki 400 sayfalık bir kitap yazdım, hala bitiremedim ele aldığım bu konuyu. Ama sorunu dünya sanatına etkili ve çarpıcı olarak taşıyan Goya’nın’ 3 Mayıs 1808 Katliamı."3 Mayıs", İspanya'nın Fransız işgaline karşı çıktığı bir isyan olan Madrid'deki Dos de Mayo Ayaklanması'nı temsil eder. Tablo, isyanın trajik ve kanlı bir olayı olan Dos de Mayo Katliamı'nı gösterir. Fransız askerleri tarafından ezilen İspanyol direnişçileri betimleyen tablo, şiddetin ve acının bir simgesidir. (9)
İkinci örneğimiz de İspanyol ressam Picasso ve onun 1937 tarihli Guernica Tablosu.
Üç Mayıs Katliamı, Francisco Goya(1746-1826) Guernica. Pablo Picasso (1881-1973)
Guernica, Pablo Picasso tarafından 1937'de yapılan, İspanya İç Savaşı sırasında Nazi Almanya’sına ait 28 bombardıman uçağının 26 Nisan 1937'de İspanya'daki Guernica şehrini bombalamasını anlatan, 7,76 m eninde ve 3,49 m yüksekliğinde anıtsal tablodur. Guernica, savaş trajedilerinin ve savaşın bireyler üzerindeki acı verici etkilerinin bir özetidir. Tablo zaman içinde, savaşın yarattığı trajedilerin anımsatıcısı, savaş karşıtı ve barış yanlısı düşüncelerin sembolü haline gelmiştir. 10.
Kuşkusuz günümüzde ve yaşadığımız şu her dakikada Yakın doğuda, Asya’da, Afrika’da Güney Amerika’da ve Avrupa’ın göbeğinde yaşanan trajedilerin hepsinin altında insan denen canlının eli ve imzası var. Her trajedi de bunları yaşayan toplum kesimlerinin temsilcileri olan her alandan sanatçıların duyarlılığı içinde farklı anlatım yollarıyla ifade edilerek.
Bizi de ulus olarak yoğun etkileyen Afganistan, Suriye iç savaşları ile Filistin mücadelesi ve bunların yarattığı göçler sanatçılarınca isyanı ve protestosu ile zaman içinde mutlaka çeşitli sanat dallarıyla ifade edilecektir.
Suriyeli sanatçı Tammam Azzam’ın iki eseri Al-Najm (d.1990)
Şu gerçektir ki her savaş nerede, hangi sebeple, hangi gerekçelerle olursa olsun; insanlığın kendi insanlığını inkar etmesidir.
HASAN PEKMEZCİ
7 Haziran 2025, Ankara
Kaynakça
1.War against War: Pictures as Means of Social Struggle in Post First World War Europe.
2. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-481/kades/
3.https://www.britannica.com/topic/list-of-wars-2031197
4.https://eksiseyler.com/dunya-tarihinin-en-cok-olume-sebebiyet-veren-10-savasi https://www.icanw.org/hiroshima_and_nagasaki_bombings
5. https://www.mepanews.com/gectigimiz-sene-dunyada-21-savas-yasandi-43407h.htm
6.TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları – 173’’ https://web.archive.org/web/20060910105620/http://kitap.tubitak.gov.tr/k174.html
7.Otto Dix’s War Cripples. Trauma, Heroism and the Mechanized Body
8.Otto Dix’s War Cripples: Trauma, Heroism and the Mechanized Body
9.https://www.pluscanvas.com/3-mayis tablosu#:~:text=%223%20May%C4%B1s%22%2C%20%C4%B0spanya',%C5%9Fiddetin%20ve%20ac%C4%B1n%C4%B1n%20bir%20simgesidir.
10.https://tr.wikipedia.org/wiki/Guernica_(tablo)