* Osman Arık genç bir sanatçı. Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar, Resim bölümünden mezun. Dostumuz değerli ressam Himmet Gümrah'ın da öğrencisi olmuş.
Bodrum'da dört ay cehennemi sıcakla başbaşa kaldıktan sonra birden bastıran diş ağrılarıyla kendimi Ankara'da ve dişçimin haşin ve gaddar bakışlarını görmemek için suratıma yansıyan acı ışıltılı spota bakmayı tercih eder bir halde dişçimin ellerinden uzanarak ürkünç aletlerle ağzımın içine süzülen, oradan da tüm bedenime, yok hayır yetmedi zihnime, ruhuma, tüm benliğime yayılan ıstırap dolu bitmez tükenmez acılar ve saatlerden vakit ve biraz salah (iyileşme) bulur bulmaz sergileri gezmeye koşturmaya başlıyorum. Aslında topu topu sanırım bir iki sergicik gördüm.
Biri, Sepa Sanat Galerisinde (Mutlukent mahallesi, 2074 sok. 6/B Ümitköy Ankara; 0312 473 06 47; [email protected]; www.sepasanat.com) yakın dostumuz Aynur Ocak Gündoğan'ın 'saydam düşlerde mistik yansımalar' adını verdiği 4-30 kasım 2015 tarihleri arasında ziyarete açık muhteşem camaltı sergisi. Bizleri masal dünyalarına götürüp getiren sanatçılarımızdan Aynur hanım. Şahmeranlar, efsaneler, vs... Aynur Ocak Gündoğan'ın sergileri ve sanatı ile camaltı gibi büyük emek isteyen bu sanat hakkında daha önce muhtelif yazılarım oldu. O nedenle burada artık detaya girmiyor ve kendisini bir kez daha candan kutluyor ve bu müstesna sanattan müstesna örnekler görmek isteyenlere sergiyi hararetle tavsiye ediyorum. Nokta.
İkincisi, Peker Sanat Galerisi (Hilal mah. Aleksander Dubcek cad. Yıldız Çankaya Ankara; [email protected]; 0312 439 20 03) Osman Arık'ın 19 kasım-15 aralık 2015 tarihleri arasında ziyarete açık sergisi. . Arık, kendisini ilüstrasyon ve resim sanatçısı olarak tanımlıyor. 1987 doğumlu genç sanatçı otomobil meraklısı. Küçüklükten beri hep otomobiller çizermiş. Hayret verici bir ustalığı var.
Sergi salonuna girince bir oto galerinin duvarları çeşitli otomobil fotoğraflarıyla dolu salonuna girmiş gibi oluyorsunuz. Öylesine hiperrealist. Popart havalı hiperrealist yağlıboya eserler. Popart daha çok gençlere hitap ediyor bence. Yani şöyle; gençlerin ev ve ofislerinin duvarlarına pek yakışır. Biz evimizin duvarlarına asarsak belki gençliğe özenmiş olarak etiketlenebiliriz. 'Yav şu sanata baksana kardeşim, ben otomobiller için değil şu sanatı karşımda görmek için bu resmi aldım,' diyebiliriz. Diyebilmeliyiz de. Sanatın yaşı başı yok.
Hiperrealist resimlerde realitenin de ötesini görüyoruz. Realist resim gözümüzün gördüğü gibi; bazı detayları kaçırabiliyoruz. Veya istediğimizi görüyoruz diğerleri dikkatimiz dolayısıyla algımız dışında. Hiperrealist resimde sanatçı hiçbir realiteyi bize kaçırtmıyor. Yani zihnimizin belki tembellikten, belki görmek istemediği kısımları sansürlemesinden rahatsız olan sanatçı 'Aha, al bu da var!' kabilinden görmek istemeyen gözümüzün içine sokuyor. Abartı mı? Değil. Sadece bir başka ifade şekli, Belki de bir protesto. Sürekli hiperrealist resimler izleyen bir insan belki de çevresinde olup biten olayları daha iyi görmeyi öğrenecek; kayıtsız kalmayacak. Bir şeyler yapma gereksinimi duyacak.
Zaten her gerçek sanat eseri, çok güzel dingin bir manzara resmi dahi olsa, bir başka dürtü şekli değil midir? Dürtülürüz. Bir başka bakış açısıyla görürüz her şeyi belki de bir anda.
Bu sene pastırma yazı uzun sürdü. Gündüzleri güneşin sıcaklığı Bodrum'u pek aratmıyor. Bakalım daha ne kadar bu güzel havalarda neşeleneceğiz. Kediler güneşe karşı ne de güzel debeleniyor!
monad balkan, 21 kasım 2015 ankara