1992 de kurulmuş olan Ankara Modern Dans Topluluğu başarılı çizgisine 2 perdelik yepyeni bir modern dans çalışması daha ekledi. 24 Mayıs 2025 tarihinde, Ankara Goethe Enstitüsü iş birliğiyle yaratılan Çatı ve Kuğu adlı iki kısa eserle, topluluk 2024 - 2025 Sezonu'nun sonuna doğru etkileyici bir temsil sundu. Temsil etkileyici olduğu kadar düşündürücüydü de.
Ambivalans ne demek? İsviçreli psikiyatrist Paul Eugen Bleuler'e (1857 - 1939) göre "ambivalans" aynı anda zıt duyguların bir arada bulunması ve yaşanması (Bleuler wikipedia). Belki de canlılar arasında aynı anda "seven ve döven", "öven ve söven", "yaratıp da yok eden", "gülerken ağlayan" yegâne tür insan türü. Aynı anda zıt duyguları yaşamak, çelişikiler içinde kalmak, beyindeki değişken fırtınalar insanları devamlı olarak etkilemiş. Bu durum yalnızca tıp dünyasının değil, sanat dünyasının da ilgi alanı olmuş.
Dans sanatında, böyle bir durumu belki de "vücut dili" en çarpıcı şekilde incelediği gibi görüntüye de getirebiliyor. Dansçı bu karışık kavgayı değişik hareketler aracılığıyla canlandırabiliyor. Sahnede bir hareket diğerine bağlanırken âniden başka bir harekete dönüşebiliyor. Yumuşak bir adım aynı anda sertleşebiliyor. Bir kol yavaş yavaş hareket ederken aniden kırılıyormuş gibi oluveriyor. Dansçı yürürken koşabiliyor. Koşarken durabiliyor. Yerde yuvarlanabiliyor. Yuvarlanırken dimdik ayağa kalkabiliyor. Takla atarken ters dönebiliyor. İkili danslarda yumuşak başlayan birliktelik bir çatışmaya dönüşebiliyor. Çatışma uzlaşma ile sonlanabiliyor. Topluluk hareketleri dengeli bir şekilde yapılırken denge bozulabiliyor ama zıtlıklardan denge de yaratılabiliyor.
24 Mayıs 2025 tarihindeki 2 perdelik temsilde ilk eser, MDT’nin başarılı dansçısı ve şimdi Sanat Yönetmeni Yardımcısı ve koreograf Deniz Alp'ın yarattığı Çatı izleyicilerle ilk defa buluştu. Deniz Alp, sahne ögelerini de dansçılarıyla kaynaştırarak bu bireyin içindeki fırtınayı ve sonra zıtlıklardan çıkan dengeyi görüntüye getirmiş.
Sahnede 3- boyutlu beyaz geometrik yapılar (bloklar) hemen göze çarpıyor. Soyut, minimalist Kübalı görsel sanatçı Carmen Herrera'nın (1915 - 2022) geometrik desenlerini ve yapılarını (onunkiler renkli) hatırlatan beyaz şekiiler sahnede öylesine dağılmış (Herrera Estructuras Monumentales, 2024). Eserde yer alan 10 dansçının her birinin de bir adet yapısı var.
Dansçılar bu yapılarla hareket halinde. Yapıları hareket ettiriyorlar. Kendileri yapılara çıkıyorlar, yaslanıyorlar, sırası gelince oturuyorlar, yatıyorlar, kalkıyorlar.Yapıların oyuklarında dinleniyorlar. Yapıların arkasından bir kafa belirip yok olabiliyor. Bir "yapı-dansçı" düeti oluşuyıor. İlk başta, bireyler birbirlerinden bağımsız. Yapılar da düzensiz şekilde sahne zeminine yayılmışlar.
Bireyler, yavaş yavaş birbirlerinin farkına varıyorlar. İlişkileri hemen bir uzlaşma sergilemiyor. Birbirlerine yakınlaşmak isteseler de aynı anda uzaklaşabiliyorlar. Bu istekleri var ama aynı anda bu istek yok olabiliyor. Duygular karışık. Hareketler de bunu gösteriyor. Beyaz yapılar da biribirinin içine geçebilecekken birden başka yönde hareket ediyorlar. Bir ara bir yapı üzerinde dansçı dengede durabiliyor ama hemen denge bozuluyor. Dansçı başka bir hareket yapmayı deniyor.
Dansçılar önceleri solo hareketler yaparlerken yavaş yavaş ikili danslar sergiliyorlar.
Yine hemen uzlaşma görülmese de yavaş yavaş dansçılar zıtlıkları ile barışık olmayı deniyorlar. Hareketler sert olabiliyor ama aynı anda yumuşuyor. Bu arada beyaz bloklar da biribirlerinin içine girebilecek hale geliyorlar.
Bu yapı blokları, "çocuk eğitimi" nde kullanılan "blok oyuncakları" hatırlatıyorlar. Bu oyuncaklar zamanla geliştirilerek "akılcı oyuncaklar" sınıfına dahil edilmişler. Çocuk eğitiminde "temel fizik kuralları" nı ve "mekansal ilişkiler"i görsel olarak tanıtmaya yarayan bu bloklar aynı zamanda çocukların hem kafa yapılarını hem de el becerilerini geliştirerek çocukların bu parçaları biribirlerine kenetlenecek şekilde bir araya getirip bir bütün yaratmalarını sağlıyor. Parçalar önce anlamsız şekilde dururlarken bir araya getirilip anlamlı bir yapıya dönüşüyorlar. Biribirleriyle ilgileri olmayan, bağımsız ama belki de zıt parçalar bir bütüne dönüşüyorlar (Mimarizm 1).
Bu oyuncaklar dans sahnesinde dansçıların kendilerini geliştirmede kullandıkları bloklara dönüşüyorlar. Belki dansçılar da bir oyun oynamakta. Bir oyun sırasında da duygular, zıtlık ataklarından geçebiliyorlar. Bu durum da dans diliyle görüntüye geliyor.
Dansçılar ikili danslarından sonra toplu olarak birbirleriyle ilişki kurmak istiyorlar ama yine de anında birbirlerinden uzaklaşabiliyorlar, birbirlerini itebiliyorlar. Yine de yavaş yavaş bloklar da bir araya getiriliyor ve kırmızı çatılı bir yuvaya dönüşüyor. Bu yuvaya dansçılar girerlerken artık zıtlaşmaları onları bir araya getirmiş olan duygular oluyor. Yuvanın içine yavaş adımlarla giriyorlar. Yuvanın kapısının önüne bırakılan bir çift ayakkabı aniden akla "ölüm" ü getiriyor. Bir yuvada ölüm olunca kapı önüne bir çift ayakkabı koyma âdeti mi hatırlatılmak isteniyor? Yoksa, "ölüm" olduğu zaman insanların bütün zıtlıklarına rağmen bir araya gelişleri mi anlatılmak isteniyor?
Bu dans çalışmasında, bunca çabadan sonra kırmızı çatılı bir yuvanın yaratılması, birbirinden bağımsız blokların iç içe geçebilecek şekilde bir araya getirilmesi, birbirlerleriye çelişkili durumlar, zıtlaşma içinde olan bireylerin kutuplarından ayrılıp kaynaşmaları, kendi fırtınalı duygu hallerini de yatıştırmış olarak ayakta kalabilmeleri iyice vurgulanmış. Bloklar bağımsız tek yapılar iken, bireyler tek olarak gezinirlerken hem yapılar anlamlı bir şekilde bir araya getiriliyorlar, hem bireyler birbirleriyle kaynaşıyorlar. Bulmacalar çözülüyor. Parçalar yerli yerine oturuyor.
Belki psikiyatristler bu kadar sanatsal bir şekilde bireylerin fırtınalı beyinlerini rahatlatamıyorlar ama dans dili görüntüye başarılı bir koreografik çalışmayı getiriyor.
Çatı'nın koreografı Deniz Alp, Galip Emre'nin etkileyici müziğini kullanmış. Bu parçanın repetitörü, Aslı Güneş Sümer. 10 Dansçı: Asya Canbulat, Beste Üstün, Deniz Uzuner, Serra Yazıcı, S.Eylül Atak, Şeyma Akbay, Atahan Tepe, Mustafa Özçelik, Özkan Gültekin Sercenk Yücel.
2. perde de de konuk koreograf Guido Markowtiz'in (1969- ) Ankara MDT için çalıştırdığı Kuğu parçası ilk olarak sahnelendi.
23 Mayıs doğum gününü Ankara'da yeni bir eser çalıştırarak kutlayan konuk koreograf Guido Markowitz, 2015 yılından beri Stadttheater Pforzheim'in dans yönetmeni. Tiyatro binaları dışında da dans eserleri yaratmayı seven Markowitz'in 60’ a yakın dans eseri var (Markowitz web sitesi).
Ankara MDT için yarattığı modern dans da bir ikilemi ve aynı zamanda bir kaynaşmayı yansıtmakta. Ünlü klasik bale eseri Kuğu Gölü bir çıkış noktası yaratmışken "kuğu" yeniden üretiliyor. Dansçılar "kuğu" yu keşfederlerken hem "kuğu" olmayı deniyorlar ama kendilerini de öne çıkarıyorlar. "Kuğu" yu yeniden yorumlayıp ve yoğurup görüntüye getiriyorlar. Dans hareketlerinin içinde "kuğu" motifi vardır ama "klasik" ile "modern" yaklaşımlar kaynaşmaktadır. Bu da koreografik düzenleme ile yaratılmış bir modern çalışmaya dönüşmüş oluyor.
Çok bilinen, çok tanıdık bir "motif" bu sefer modern adımlarla "tanıdık" bir şekle dönüşüyor. Sahnenin arka bölümündeki tavandan sarkan renkten renge giren plastik şeritler ve ışık kullanımı dansçıların bu dönüşümünü ve zaman zaman sahnenin arkasında kaybolup tekrar ortaya çıkmalarını sağlıyor. Bir ara kollar ve eller sanki kuğu başlarını oluşturuyor. Kollar "kuğu kanadı" gibi de kullanılıyor. Vücutların eğilip bükülmesi de "kuğu"yu andırırken yepyeni bir dans adımı ortaya çıkıyor ve artık o adım "tanıdık" adım oluyor. Dansçılar da yeni hareketleri benimseyip akışkan bir dansçılık sergiliyorlar. Hareketler tekdüze gibi görünse de devamlı değişkenlik gösteriyorlar ama bu değişkenlik kendi içinde bir devamlılık ile görüntüye geliyor. Her hareketin şaşırtıcı bile olsa gideceği bir yönü var. Koreografik çalışmada en dikkati çeken de hareketlerin monotonluktan uzak bir akıcılık içinde olması. Bir yerde dansçılar da keşifte bulunuyorlar. "Kuğu" motifi ile birlikteler ama kendilerini ortaya çıkarmaları keşiflerine yeni bir boyut katıyor. Bir ara iki dansçı sırtlarında bej rengi tüylerden oluşan yeleklerle sahneye gelip hareket ederlerken sırtlarından dumanlar çıkıveriyor.
Eserin kostümleri Kuğu adına uygun olarak beyaz, yer yer tüylerle kaplı, her dansçı için değişik kesimde hazırlanmış ve dans hareketleri ile kaynaşan kostümler.
Eser Kuğu Gölü balesini hatırlatırken Tchaikovsky müziği kullanılmış ama Fabian Schulz'un elektronik müziği öne çıkıyor. Bu da bilinen bir müziğin ve balenin yeniden yorumlanırken elektronik müzikle başka bir boyuta geçişini sağlıyor. Eserin sonunda da "siyah kuğu" sahneye parmak ucunda hareket ederek geliyor.
Koreograf Guido Markowitz ve Müzik yapımcısı Fabian Schultz'un yanında bu eserin de repetitörü Aslı Güneş Sümer. Eserde dans eden 16 dansçı ise; Asya Canbulat, Beste Üstün, Deniz Uzuner, Doğa Çetin, Gülşah Koşukçu, Serra Yazıcı, S.Eylül Atak, Şeyma Akbay, Atahan Tepe, Eren Çelebi Kutlu, Hakan Özenalp, Mert Bozkurt, Mustafa Özçelik, Özkan Gültekin, Sercenk Yücel, Zeynel Can Soylu.
Ambivalans eserinin başarılı ve etkileyici sahnelenmesinde rolü olanlar: Sahne/Kostüm Tasarımı: Aydan Çınar,
Işık Tasarımı: Bülent Arslan - Durmuş Ercan,
Prodüksüyon Asistanı: A.Pelin Köken,
Sahne Amiri: Mert Okutan,
Eser Sorumlusu: Bürge Kayacan
Deniz Alp, Guido Markowitz ve Bürge Kayacan
Çatı ve Kuğu Ankara MDT için ilk defa sahnelenirken "çatı" isim Ambivalans 'ı da düşündürücü bir şekilde görüntüye getirdi ve dans dilinin ne kadar çok keşfedilecek alanları olduğunu ve gücünü de kanıtlamış oldu.
AnkaraMDT de 1992 yılından beri bu keşif yolculuğunu tutarlı ve devamlı bir şekilde sürdürmekte ve yeni keşiflerini izleyicilere başarılı bir şekilde sunmakta.
Necla Çıkıgil
29 Mayıs 2025, Ankara
Sahne arkası ve sahne dışı fotolar: N. Çıkıgil
KAYNAKLAR
Bleuler,Paul Eugen, wikipedia
https://en.wikipedia.org/wiki/Eugen_Bleuler (Kullanım tarihi: 29 Mayıs 2025)
"Blok Oyuncakların 300 Yıllık Hikayesi", Mimarizm, 7 Nisan 2011
https://www.mimarizm.com/makale/blok-oyuncaklarin-300-yillik-hikayesi_114834
Kullanım tarihi: 29 Mayıs 2025
Herrera, Carmen, Estructuras Monumentales, Parish Art Museum, 25 Mayıs -15 Aralık 2024.
https://parrishart.org/exhibitions/carmen-herrera/ (Kullanım tarihi: 29 Mayıs 2025)
Markowitz, Guido
choreograph-markowitz.de (Kullanım tarihi: 29 Mayıs 2025)