Bazı işlerin ne denli değerli olduğunun ayırdına geç varabiliyor insan. SCAMV’nın 2022 Onur Ödülü Altın Madalyası sahibi orkestra şefi Rengim Gökmen için yazdırıp yayımladığı kitabı okurken, birden benim de 5 kitapla* yer aldığım “Madalya Dizisi”nin en önemli işlevinin Cumhuriyet tarihimize önemli birer katkı olduğu düşündüm. Vakfın, bu diziyi başlatan efsanevi başkanı, değerli dostum rahmetli Mehmet Başman’ı bir kez daha hayırla yad ettim. Başman, bu kitapları madalya alan kişilere birer “armağan” olarak düşünmüş, kime yazdırılacağı, hangi tarzda olacağının seçiminin de madalya sahibi tarafından seçilmesi ilkesini getirmişti. Kitaplar, genellikle madalyanın verildiği müzik insanının yaşam ve meslek öyküsünü anlatır nitelikte oluyordu. Yani bir tür, kişinin kendisinin yazmadığı bir anlattığı kişi tarafından kaleme alınan hatırat…
Zeynep Bilgehan, Rengim Gökmen'le ADK Büyük Salonunda... (Fotoğraf: Rıza Özel)
Gökmen’le ilgili kitabı, günümüzde başarılı bir röportaj yazarı gazeteci olarak sivrilen Zeynep Bilgehan kaleme aldı. Zeynep Bilgehan İsmet İnönü’nün torun çocuğu, yani Özden-Metin Toker çiftinin torunu, Gülsün-Mustafa Bilgehan’ın da kızı. Hürriyet’te pazar günleri, önemli sanatçı, edebiyatçı, akademisyen, eski siyasetçi ve diplomatlarla yaptığı söyleşilerden süzdükleriyle zevkle okunan yazılar kaleme alıyor. Zeynep Bilgehan, bu listesine Rengim Gökmen’i de eklemişti. Madalya Gökmen’e verildiğinde, o da kitabının hazırlanması için genç gazeteciyi seçti.
Yaptıkları görüşmelerde edindiği bilgiler ve muhatabanının düşünceleri, saptamaları karşısında Zeynep Bilgehan kitaba “Bir Müzik Düşünürü Maestro Rengim Gökmen” adını vermiş. Aslında, bir bakıma bu bir “nehir söyleşi”. Son yıllarda moda olan bu tür, birkaç seans halinde yapılan uzun söyleşilerin, gerekli düzeltmelerden sonra kitaplaşmasıyla sonuçlanıyor, çeşitli yayınevlerinin yayımladığı pek çok nehir söyleşi var.
Zeynep Bilgehan ise yaptığı söyleşide aldığı yanıtları anlatı halinde aktarıyor. Gökmen’in ağzından verilenler doğal olarak tırnak içinde, ama yazarın kendi yorumlarını da kattığı anlatı bölümlerine eklemlenen cevaplar, kitabın yer yer git-geller ile örülmüş iskeleti içinde, yaşam öyküsünü daha anlamlı hale getiriyor. Yazar, kitabını “bir roman akışında” olarak nitelendiriyor.
Rengim Gökmen’i yıllardır tanıyan bir kişi olarak, onun hayatında öncelikle önemli dört kişinin annesi opera sanatçısı ve eğitimcisi Muazzez Hanım, babası tiyatro sanatçısı Muzaffer Bey, Cumhuriyet döneminin büyük besteci-eğitimcisi Adnan Saygun ile öğrencisi besteci-eğitimci İlhan Baran olduğunu bilirim. Bazı ayrıntıları anlattığı sohbetlerimiz olmuştu geçmişte. Ama kitapta, dört kişiliğin önemi ve Rengim Gökmen’in yaşamına dokunuşları, katkıları hakkında öyle ilginç ayrıntılar anlatılıyor ki… Aklı sokakta arkadaşlarıyla oynanacak topta olan çocuktan, konservatuvar öğrencisi Gökmen’in bir orkestra şefi, yönetici ve eğitimciye dönüşümünde yaşadıkları, etkilendikleri, tercihleri, kendini geliştirmesi, yurtdışı eğitim ve deneyimleri, ülkedeki yöneticilik ve şeflik yılları, Gökmen’in içtenlikli anlatısı ve Zeynep Bilgehan’ın malzemeyi işleyişiyle ilgilisi için bir solukta okunan 312 sayfalık bir kitaba dönüşmüş.
Rengim Gökmen, kiminle ne ve nasıl konuşacağını bilen, “ketum” sayılabilecek bir insandır. Anlatısında diline dikkat ederek, bazı olumsuz sayılabilecek durumlarda isimlendirmelerden kaçınarak değindikleri özellikle son 20 yıl içinde kültür-sanat alanında bazı yaşananlara da ışık tutar nitelikte. Bir bakıma, zamanında gizli tuttuğu bazı bilgi ve görüşleri, artık memuriyetten emekli bir müzik insanı olarak ifade etmekten ya da kamuoyuyla paylaşmaktan bir çekince duymamış. Bu nedenle, yazımın başlığında “hatırat” yerine “gizli anılar” demeyi bile düşünmedim değil…
Kitabın bir özelliği de, Gökmen’in hem okuduğu, hem de mezuniyet sonrası yıllarında yaptığı görevler nedeniyle Cumhuriyetin devlet müzik kurumları hakkında gözlem ve yorumlarının tarihe önemli notlar düşülmesini sağlaması. Gökmen’in görüşlerinden birkaç örneği, burada siz okurlarımla paylaşmak isterim:
“…Kültür sanat dünyasının büyük bir gelişme içinde olduğu söylense de bu gelişmenin büyük bölümü ticari kaygıların öne çıktığı, sanatsal içeriği zayıf, toplumsal eğitim gücü çağın gerisinde kalmış girişimleri de maalesef içinde barındırıyor.”
*
“…Gerçek sanatın tamamen özel sektörün ellerine bırakılması hiçbir zaman düşünülemez. Devlet nitelikli yüksek sanata her zaman koşulsuz destek vermeli ve sanatın yönetimi liyakatli ellere ve mutlaka sanatçılara bırakılmalıdır. Sanatı mutlaka o dalın uzmanı sanatçılar yönetmelidir.”
*
“…Çok genel fikir edinmek isteyenler harita üzerinde sanayisi gelişmiş, güçlü ekonomiye sahip, demokratik düşünce ve insan haklarına saygılı ülkeleri işaretlerlerse, aynı zamanda kültürel açıdan ve müzik yaşamı bakımından gelişmiş ülkelere ulaşabilirler.”
*
“…Toplumsal refah, eğitim ve bilinç. İyi müzik nerede bulunur? İyi müzik talebi arttığı zaman… İyi müzik talebi oluşturmak için ne lazım: Eğitim. Yalnız müzikte değil, her konuda eğitim ve estetik arayışı lazım. Müzik beğeni düzeyini arttırmak için de eğitim seviyesini arttırmak gerek.”
*
Gökmen’in pandemi kapanışı sırasında kaleme aldığı “Orkestra Şefliği Temel Teknikleri” başlıklı kitap alanında Türkçe’de telif olarak yazılmış ilk kitaptı. Şimdi, “Bir Müzik Düşünürü Maestro Rengim Gökmen” başlıklı kitap, teknik yanı daha öncelikli diğer kitaba tarihsel, düşünsel ve sosyolojik bir bütünlük katıyor.
Meraklısının yanı sıra, tüm konservatuvar öğrencilerine, devlet sanat kurumu mensuplarına, orkestracılara, günümüz sanat yöneticilerine okumalarını öneririm.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
5 Haziran 2025, Ankara
* Çeşmebaşından Esintilerle : FERİT TÜZÜN
Bel Canto'nun Efsane Ustası : AYHAN BARAN
Müzikte Derin Zirve: İLHAN BARAN
Ezgiselliğin Doruklarında: YALÇIN TURA
Müziğin Yüce Gönüllü Şövalyesi: MEHMET BAŞMAN
Not: Rengim Gökmen kitabı internetteki kitap satış sitelerinde satışta bulunmaktadır. SCAMV kitaplarını doğrudan temin etmek isteyenler, WhatsApp: 0 532 618 22 80 üzerinden iletişime geçebilirler