Bazen aylar öncesinden yapılan bir konser programı, hiç hesapta bulunmayan bir olay için özel olarak seçilmiş gibi hissedilebilir. 16 Ekim Cuma akşamı Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası'nın programı hazırlandığında, 10 Ekim'de Ankara'da vandal teröristlerin büyük bir katliam yapacağını kimse bilmiyordu. Belki birileri biliyordu da en azından biz bilmiyorduk!
HSO'nun 16 Ekim akşamı yaptığı dünya prömiyeri ise bir başka katiamda öldürülmüş sivilleri anmak için yazılmış, Hatıra Ahmedli Cafer'in (d.1958) “Hocalı” başlıklı Senfonik Şiiriydi. Bestecinin, geçtiğimiz mart ayında tamamladığı eser, Dağlık Karabağ'daki Hocalı kasabasında 1992'de Ermenilerce katledilen Azeri sivillerin anısına adanmıştı ama biz bu ağıtı, İşid'in Ankara katliamında yitirdiklerimizin sıcacık anılarını duyumsayarak dinledik.
HSO'nun Genel Müzik Yönetmeni şef Burak Tüzün yönetiminde yaptığı bu ilkseslendirme, eserin güzelliğine yakışır nitelikteydi. Otantik bir Azeri ninnisinin ezgisiyle başlayan eser, hem sivillere yönelik katliamların dehşetini, hem de bunların toplumda yarattığı hüznü başarıyla yansıtan bir programa sahipti. İyi orkestrasyonu, sağlam anlatımı ve güzel armoni uygulamalarıyla seçkinleşen, bu eseri inceleyen her müzik yönetmeninin orkestrasına çaldırmak isteyeceği kanısındayım. Hatıra Ahmedli Cafer'i ve eseri özüne amacına uygun duygulu bir yorumla dinleyiciye aktaran HSO'yu kutluyorum.
Program kitapçığında Rektör Prof.Dr. Murat Tuncer'in imzasını taşıyan bu konsere özgü yazıda bakın ne deniliyor: “Çağının toplumsal ve düşünsel rengini en iyi yansıtan anlatım araçlarından biri olan müziğin, yaşanılan acılara ebedi şahitliği ile bu acılar ilelebet hatırlansın ki, gelecek nesiller bu olaylardan ders alsınlar, kin ve nefretin yerine, hoşgörü, sevgi ve saygıyı koysunlar”.
Katılmamak mümkün mü?
Anlam ve önemi, üzerimizde bıraktığı etki nedeniyle, konser yazısına son eserden başladık. “Hocalı”dan önce bir başka Azeri besteci Fikret Amirov'un (1922-1984) Azerbaycan Kapriçyosu'nu dinledik. Rus ekolünden yetişmiş Azeri besteciler arasında en verimli ve beğenilenlerden biri olan Amirov'un eserini daha önce en az üç kez dinlemiştim. Bu dinleyişte ise birden bire Amirov'un bu eserdeki orkestrasyonu, ezgi çeşitlendirmesi, armonisiyle ne denli Ferit Tüzün'le (1929-1977) benzer özellikler taşıdığını hissettim. Bestecinin ülkesinin, toplumunun ruhunu yansıttığı, Anadolu'yla ortak pek çok özelliği parlak biçimde işlediği eserin seslendirilmesinde özellikle HSO'nun tahta ve bakır üflemelileri, yorumun başarısına önemli katkı sağladılar.
Konserin girişinde ise Fransız müziğinin önemli bestecisi Maurice Ravel'in (1875-1937), piyano konçerto dağarının seçkin yapıtlarından Sol Majör Piyano Konçertosu'nu Demet Akkılıç'ın virtüoz yorumuyla dinledik. Özellikle eşliklerinde üflemeli ve vurmalı çalgılarla bestecinin caza gönderme yaptığı eseri, Akkılıç gösteriye kaçmadan, piyanoya abanmadan yalın biçimde seslendirdi. Eşlik yer yer iyi tınlarken, bazı çalgılardan kaynaklanan ufak kazalar da olmadı değil! Orkestranın içinde çok sayıda lisans ve hâtta lise öğrencilerinin de yer aldığını düşündüğümüzde bunlara hoşgörüyle bakıyoruz. Geçmişte, dışardan büyük paralar ödenerek getirtilen kimi solist ve grup şeflerinin büyük kazalarını henüz unutmadık!
Akkılıç, yoğun ve kesilmeyen alkışlar karşısında dinleyiciyi bir bis çalarak ödüllendirdi. Frederik Chopin'in (1810-1849) henüz 20 yaşındayken bestelediği Op.9 No:2 Noktürn'ünü, son derece duyarlı bir tuşeyle yorumlayarak ustalığını ortaya koydu.
Bu konserle ayrıca “mumun dibine de ışık verdiğini” gözledik. Dünya prömiyeri yapılan eserin bestecisi Hatıra Ahmedli Cafer, Kompozisyon Bölümü'nde öğretim üyesi. Demet Akkılıç da Piyano Anasanat Dalı Başkanı.