Önceki iki sezon, dinleyici alışkanlıklarının aksine Bilkent Senfoni Orkestrası’nın programında nedense yer vermediği anıtsal piyanist, TC. Devlet Sanatçısı İdil Biret, bu kez “İyi ki Doğdun İdil Biret” başlığı altında programdaydı. 3 Aralık 2016 akşamı Bilkent Salonu’nda hiç bilet kalmamıştı. Bazı hayranları “son dakika iadeleri”ni gözleyerek umutla beklediler gişe önünde...
Şef Rengim Gökmen, uzunca bir aralıktan sonra bu şerefiyesi yüksek konserde orkestrayı yönetiyordu. Önemli ikinci kuşak bestecimiz İlhan Usmanbaş’ın (d.1921) Orkestra Parçası-07 başlıklı eserinin dünya prömiyerini yapmak onuru da Gökmen’e ait oldu. Gökmen, programın özelliğini dikkate alarak, İdil Biret’i konserin ikinci yarısına yerleştirmişti.
Usmanbaş’ın eseri, kendi çağdaş çizgisinde tonal yapıda, ancak müzikal mesajını karşıtlıklar ve tekrarlarla veren, karşıtlığı yaylılar, üflemeliler ve vurmalı çalgılar üçgeninde kuran bir yapıttı. Tek bölümlük yapıtta, iki saniyede bir tuşlu vurmalıda tekrarlanan La sesiyle, tamtamlarda gidip gelen Bernsteinvari tema iskeleti oluşturuyordu. Yapıt La vurgusunun giderek sönümüyle tamamlandı.
Ardından Franz Liszt’in buluşu olan “senfonik şiir” formunun ilk örneği olan Prelüdler’i dinledik. Gökmen ve başkemancı sandalyesinde İrina Nikotina’nın oturduğu BSO, bu romantik müziğin şiirselliğini kulağımıza ve ruhlarımıza ulaştırdılar.
İkinci yarıda İdil Biret her zamanki ağırbaşlılığıyla sahneye gelerek, dinleyiciyi selamladı. Ardından S. Rahmaninov’un Paganini’nin ünlü 24 Kaprisinden sonuncusunun ana temi üzerine yazdığı “Paganini’nin Bir Teması Üzerine Rapsodi”yi seslendirmek üzere tabureye oturdu.
Gökmen’in yıllar önce BSO’da aynı eseri, genç piyanist Ayşedeniz Gökçin’le yönettiğini hatırlıyorum. BSO, Gökmen’in bagedi altında İdil Biret’le uyum içinde bir eşlik çıkardı. Biret sanki 75 değil de, 25 yaşındaymışcasına müthiş enerjik biçimde eseri seslendirdi. Fortelerin hakkını verirken, hafif çalınması gereken yerlerdeki lirik ögeleri duyarlılıkla vurguladı. Salonun coşkulu tezahüratı karşısında gene Rahmaninov’un Kreisler’in Vals’i “Liebesleid”e yaptığı piyano uygulamasını seslendirdi. Tek bis dinleyiciyi kesmemişti. Bir Schumann parçasıyla konseri noktaladı. Konserden hemen sonra solist odasının önünde uzun bir kuyruk oluştu.
Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdullah Atalar, 2 Aralık 2016 akşamı İdil Biret’in 75. yaşı münasebetiyle dar kapsamlı bir yemek verdi. Özden İnönü Toker, Engin-Erhan Karaesmen, Şermin Savaşçı, orkestranın eski sanat yönetmeni ve şefi Işın Metin ve biz, İdil Biret-Şefik Büyükyüksel çiftinin Ankara’daki dostları olarak çağrılıydık. Rahmetli Mehmet Başman’ın eşi Sevgi Başman ile Yüksel Erimtan mazeretleri nedeniyle gelememişlerdi.
Bilkent’ten evsahibi olarak Ayşe-Abdullah Atalar’ın yanısıra, konserin şefi Rengim Gökmen, Orkestrayı temsilen başkemancı İrina Nikotina ve orkestra müdürü Aydın Mecid ve Sanatçı İlişkileri sorumlusu Yeşim Küreli Dilici’nin yer aldığı bu yemek, bir doğumgünü pastasıyla noktalandı. İdil Biret’in Çankaya Köşkü’ne bir çocuk olarak gittiği zaman bebekleriyle oynadığı Özden İnönü Toker, ertesi akşam değerli bestecimiz Muammer Sun gibi, konseri dinleyenler arasında da yerini aldı.
Bakalım, önümüzdeki sezon Bilkent’in programında İdil Biret’i yeniden görebilecek miyiz?