Yeni seslendirilecek bir eseri merak ediyorsunuz, ama iki etkinlik çakışıyor! Ne yaparsınız? Birinin genel provasına gidip merakınızı tatmin edersiniz. Ben de öyle yaptım ve Hacettepe Senfoni Orkestrası'nın 17 Ocak akşamı vereceği konserin genel provasına gittim. Böylece hem Türkmen-Sovyet besteci Serdar Muhatov'un (d.1945) 4. Senfoni'sini, hem de Arnavut kontrabascı Dritan Gani'yi (d. 1967) Serge Koussevitzky'nin konçertosunda dinleyecektim. İyi ki de gitmişim.
Serdar Muhatov , on yılı aşkın süre Ankara Devlet Konservatuvarı'nda kompozisyon bölümünde ders verdi, nitelikli öğrenciler yetiştirdi. Altı yıl kadar önce emekli olunca Moskova'ya yerleşerek beste çalışmalarıyla meşgul olmaya başladı.
Bestecinin 2005'de bestelediği ve dünya prömiyeri Polonya'da aynı yıl yapılan eseri, bir “oda senfonisi” niteliğinde. Sadece yaylı orkestra için yazılmış bu senfoni, klasik formun dışında, üç bölümden oluşuyor. Birinci ve üçüncü bölümler neredeyse aynı müzikal fikri işliyor. Orta bölüm ise, kendi içinde hızlı-ağır sıralamasıyla beş birbirine bağlı bölümden oluşuyor. Bütününü, gergin, derin ve ağıtsal bir eser olarak nitelendirebiliriz. Bunu da eserin yazıldığı yıllarda Sovyetler'in dağılması sonucu, bestecinin vatanı Türkmenistan ile komşuları Özbekistan ve Kırgızistan'da yaşanan olay ve sorunların üzerinde yarattığı etkiye bağlamak mümkün.
Provaya gelmediği için Serdar Muhatov'u göremedim ama konserden çekilen bir kaç fotoğraf elime ulaştı. Saçları ve koyuverdiği sakalı tümüyle ağarmış, bir bilge müzisyen görünümüne bürünmüş.
Bilkent Senfoni Orkestrası'nın kontrabas grubu üyesi ve MSSF hocalarından Dritan Gani, konserin solistiydi.Bir dönemin efsanevi kontrbasçıcı ve orkestra şefi Serge Koussevitzky'nin 1902'ye tarihlenen, ilk seslendirmesini 1905'de Moskova'da bizzat yaptığı konçerto, her kontrabçının gözde eseridir. Teknik olarak zor pasajlarına karşın, ezgiselliğiyle dinleyicinin beğenisini kazanan bu eseri Dritan Gani, sanki viyolonselle seslendiriyormuşçasına çalıyordu. Tonu güzeldi. Provada ilk bölümün tekrarından sonra ayrılmak zorunda kaldım ama konserin iyi geçtiğini, Gani'nin iyi bir seslendirme çıkardığını öğrendim.
Şef Burak Tüzün yönetimindeki HSO, bu konserde küçük bir yaylılar topluluğu biçimindeydi. Dörderden sekiz keman, dört viyola, üç viyolonsel ve bir kontrbas. HSO'nun çekirdek yaylı kadrosu neredeyse... Hiç takviye alınmamıştı, ne dışardan, ne de okuldan... Sadece kontrabasçı okul öğrencisiydi. Okul zaten sınav ve somestr tatili dönemindeydi. Dışardan gelen takviye müzisyene ödeme yapılamadığı için, eldeki mevcutla konserler kotarılmaya çalışılıyormuş.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
19 Ocak 2018