Günler öncesinden bildirilen fırtına açıklarda devam ediyor. Rüzgar, yatların çarmıhlarında ıslığa dönüşüyor. Tedbir olarak D-Marin'in minik amfitiyatro sahnesine yerleştirilen arka fon kaldırılmış.
Daha önce İzmir sahnesinde ikincil bir rolden anımsadığım kolaratur soprano Eylem Demirhan Duru'yu, 9 Eylül Üniversitesi öğretim üyesi piyanist Demet Eytemiz'in soyadı gibi temiz eşliğinde, böyle bir havada dinledik.
Hacettepe Konservatuvarı şan bölümü mezunu, Berlin'de ustalığını tamamlamış, 2009'dan bu yana İzmir Operası'nda görevli Eylem Demirhan Duru, Leyla Gencer anısına düzenlenen bu dinleti için birinci bölümü Puccini'nin dört ayrı operasından dört soprano aryasının bulunduğu bir program düzenlemiş. Ayrıca Strauss ve Lehar'dan iki operet şarkısı, bir Alman halk şarkısı ve Selman Ada'nın Aşk-ı Memnu operasından Firdevs Hanım Kantosu. Aryaları, her birinin tanıtımı önceden yaparak sundu.
Duru, soyadı gibi duru sesini iyi bir eğitimle nasıl uluslararası düzeyde kendine yer edinebilecek duruma getirdiğini bize sergiliyor. Tüm tonlar yerli yerinde, sağlam bir entonasyonu var, başta Avrupa sahneleri olmak üzere, ülkemizi uluslararası alanda temsil edebilme yetisine sahip bir solist.
Umarım bunu kendine hedef edinir, başta Alman Devlet Menecerlik Kurumu'nun sınavına girip bu ülkenin kapılarını açar, tanıtımını iyi yapar veya yaptırır. Böylece Duru'yu kısa sürede Avrupa sahnelerinde de görürüz.
Piyanistine sahnede gösterdiği saygı, sunulan çiçeği ön sırada oturan meslekdaşı Ankara Operası solistlerinden soprano Selva Erdener'in kucağına tam isabet göndermesi, kendine güvenini sergilemesine karşın, tevazu sahibi olduğunun da işaretleri... Duru'yu gönülden kutluyorum.