Venedik Bienali 15. Uluslararası Mimarlık Sergisi'ndeki Türkiye Pavyonu ziyaretcilerden büyük ilgi görüyor. Türkiye Pavyonu’nda yer alan Darzanà başlıklı proje, bienalin açılışından bu yana, dünyanın önde gelen mimarlık, tasarım ve kültür sanat yayınlarında yer almaya devam ederken, projenin "Reporting from the Front" başlıklı ama temayla kurduğu bağlantılara vurgu yapılıyor.
ABD menşeli mimarlık ve tasarım portalı Archinect’de yayımlanan 14 Haziran tarihli yazısında Laura Amaya, bienalin en iyileri arasında gösterilen Türkiye Pavyonu’nun ana temayla kurduğu ilişkiye şu satırlarla işaret ediyor:
“Bienal, projelerin, mimarlığın çoğunlukla işaret ettiği sorunları aşan bir kapsama yanıt vermelerini talep ediyor. Öte yandan, ‘mimarlığın, çeşitli alanlardan yalnızca birini seçmek yerine bu alanları entegre ederek birden çok boyuta aynı anda karşılık vermeye çağrıldığının’ da altını çiziyor. Sale d’Armi, Arsenale’deki Türkiye Pavyonu ve Giardini’deki Yunanistan Pavyonu buna, coğrafi olarak ayrı fakat kültürel olarak bağlantılı yerler arasında ilişki kurmayı önererek cevap veriyor.
Türkiye Pavyonu ‘Darzanà’, tek bir obje sergiliyor: bir vasıta. İsmi Baştarda, 11. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Türkiye ve İtalya’ya özgü kalmış karma gemilere işaret ediyor. Bu gemilerin geldiği belirli bir yer yok; belirsiz bir kökene ait parçalardan bir araya getirilmiş gayrimeşru çocuklar. Pavyon’un eş küratörlerinden Mehmet Kütükçüoğlu, ‘Bu kelimenin olumsuz anlamlarını değiştirmek istiyoruz,’ diye açıklıyor. ‘Günümüzde kökeni bulmaya çok fazla vurgu yapılıyor; onu her şey olarak görüyoruz.’
Vasıta, Türkiye’deki güncel mülteci krizine ve aynı zamanda insanlık tarihindeki çeşitli göç dalgalarına işaret ediyor. İstanbul’un tersanelerinden toplanarak Akdeniz üzerinden Venedik’e gönderilen parçalar, tavandan sarkıtılarak somut olan ve boşluk arasındaki ilişkiden yapılma bir vasıta oluşturmuş. Bir diğer eş küratör Feride Çiçekoğlu’nun dediği gibi, ‘Baştarda yalnızca mimariden ibaret değil, aynı zamanda dil ve kelimelerle ilişkili; bir yolculukla ilgili.’ Pavyon izleyiciye, zamanda asılı kalmış bir peri masalı hissi veriyor, fakat bir yandan da seyirciyi kökenin ve bir araya getirmenin anlamının daha derinlerine inmeye davet ediyor. Kökenimizi ne belirler? Bizi bir arada tutan nedir?”
27 Kasım 2016'ya kadar devam edecek sergide, Türkiye Pavyonu’ndaki Darzanà projesi, uluslararası medyada bienalin en iyi ulusal pavyonları arasında gösterilmeye devam ediyor. İngiltere’nin önde gelen yayınlarından Monocle TV yapımcısı Gillian Dobias, hazırladığı Venedik Mimarlık Bienali özel filminde, Türkiye Pavyonu’nun görüntülerine yer vererek projeyi izleyicilerine anlatırken; Monocle Radio ise, Venedik Mimarlık Bienali özel programında, Feride Çiçekoğlu ile yapılan röportaja yer verdi.
Türkiye Pavyonu ile ilgili haberler, aralarında Archinect, Arch Daily, Architect Magazine, Art Daily, Artsy, Interior Design, World Architecture Community (ABD), Dezeen, Monocle Radio, Monocle TV, RIBA Journal, Wallpaper* (İngiltere), Euronews, L’Architecture d’Aujourdui (Fransa), Deutsche Welle (Almanya), Corriere della Sera, Domus, Elle Decor, Il Giornale dell’architettura (İtalya), Azure (Kanada), Casa Vogue (Brezilya), Metalocus (İspanya), Delood (Yunanistan) gibi yayınların bulunduğu birçok uluslararası mecrada yer almaya devam ediyor.
Venedik Bienali 15. Uluslararası Mimarlık Sergisi Türkiye Pavyonu’nda yer alan Darzanà başlıklı proje, Feride Çiçekoğlu, Mehmet Kütükçüoğlu ve Ertuğ Uçar küratörlüğünde, Cemal Emden ile Namık Erkal’ın küratöryel işbirliğiyle, Hüner Aldemir, Caner Bilgin, Hande Ciğerli, Gökçen Erkılıç, Nazlı Tümerdem ve Yiğit Yalgın’dan oluşan proje ekibi tarafından hazırlandı.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) koordinasyonunu yürüttüğü, Schüco Türkiye ve VitrA’nın eş sponsorluğunda gerçekleştirilen Türkiye Pavyonu, bienalin ana mekânlarından Arsenale’deki Sale d’Armi binasında bulunuyor.