Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde, tüm müzik öğrencileri, öğretmenleri ve orkestra üyelerini kapsamına alan bir “müzisyen sağlığı” taraması başlatıldı. Merkezi Ankara’da bulunan ve bilimsel çalışmalara önem veren Fonksiyon Manuel Terapi ve Fizyoterapi Merkezi tarafından, Bilkent MSSF’nin içinde tahsis edilen bir odada, müzisyenlerin kabul edilerek şikayetlerinin dinlenilmesi, teste tabi tutulması ve danışmanlık verilmesi uygulaması, özellikle mesleğin başlangıcında bulunan çocuk ve genç müzisyenler tarafından ilgiyle karşılandı.
Programın tanıtılması amacıyla Bilkent MSSF Dekanı Kağan Korad ve Fonksiyon’dan Grup Başkanı Uzman Manuel Fizyoterapist Elif Özkaleli Vardar ile Uzman Doktor ve Andante Dergisi’nin müzisyen sağlığı yazarı Erinç Karacehennem Sabuncu konuyla ilgilenen öğrenci, veliler ve öğretmenler için bir seminer düzenleyerek bilgi verdiler.
Dekan Kağan Korad’ın konunun önemini anlatan konuşmasında verdiği istatistikler ilginçti. Buna göre, Amerika’da dört bini aşkın senfoni ve opera orkestrası çalışanı arasında yapılan araştırmada, telli çalfı kulananların yüzde 84’ünde omuz, el ve parmaklarda en az bir sorun, yüzde 76’sında çalışmalarını engelyecek şiddette ağrı ortaya çıkıyordu.
Müzisyenlerde kullandıkları çalgıya göre kolda görülen sakatlık oranları da konunun önemini gösteriyordu: Bas çalanlarda yüzde 100, Viyola yüzde 90.9, piyano yüzde 94.6, gitar yüzde 75, arp yüzde 63.6, çello yüzde 62.5, keman yüzde 44.
Korad amacın müzisyenlerde sakatlanmaları önleyebilecek bilinci geliştirmek olduğunu, bir tür koruyucu hekimlik uygulaması yapıldığını belirtti.
Dekan Korad’dan sonra iki uzman program hakkında bilgi verdiler. Elif Özkaleli Vardar, kurumlarının 25. yılında sahne ve performans sanatları üzerine bir çalışma yapmak istediklerini belirterek, müzisyenlerde genellikle duruş-oturuş bozukluğu, fazla güç harcamak, ısınma ve gevyemeye gereken önemi vermemekten kaynaklanan sakatlıklarla karşılaştıklarını belirtti. Vardar, “Üç aylık bir pilot uygulama ile, bio mekanik özelliklerinizi öğrenmek, varsa sorununuzu çözecek tavsiyelerde bulunmak istiyoruz” dedi.
Dr. Erinç Karacehennem Sabuncu da Amerika’da bu konuda özel yapılanmış hastane ve merkezler bulunduğunu, bizde ise farklı uzmanların değişik kurumlarda yer aldığını hatırlatarak, “Müzisyenlerin yüksek düzey atlet sınıfına girdiğini” söyledi. Aşırı esnek olanlarda, kilolularda ve yeterli kas gücüne sahip bulunmayanlarda sakatlıklara daha sık rastlandığını, çok uzun boyun da bazı çalgılar için avantaj, kimileri için dezavantaj olduğunu anlattı. Cinsiyete göre ise sakatlıklara kadın müzisyenlerde yüzde 70, erkek müzisyenlerde ise yüzde 52 oranında rastlandığını, en sık rastlanan sorunun ise “tandenit” olduğu bilgisini verdi.
Sabuncu, enstrümanın kişiye uygunluğu, doğru teknik kullanımı, uygun repertuar seçimi, duruş (postür), tutuş ve taşıma gibi etkenlere yeterli önemin verilmesiyle sakatlık oranlarının azaltılabildiğini söyledi. Çalışma ve etkinlik öncesi gerekli “zihinsel hazırlığın yapılmasına” önem verilmesini isteyen Sabuncu, “Her 30 dakikalık çalışmada iki dakikalık ara vermek önemli” dedi.
Seminerin kapanışında Dekan Kağan Korad “Sihirli formül bulunmadığını” belirterek, “Verilen egzersiz programlarını düzenli uygulamak, hayatın parçası haline getirmek lazım” diyerek, bu olanağın iyi değerlendirilmesi tavsiyesinde bulundu.