38. Ankara Müzik Festivali’nde bu yıl 2 oda müziği konserine gitmek mümkün oldu. Gittiğimiz ilk konser Prag Filarmoni Nefesli Beşlisi’nin konseriydi. 2007 yılında Prag Filarmoni Orkestrası mensupları tarafından kurulmuş olan Prag Filarmoni Nefesli Beşlisi (PFNB) üyeleri ülkelerinde başka senfonik orkestra veya oda orkestralarında da çalıyorlar. Beşlinin Festival kapsamındaki programı Mozart, Farkas, Bizet, Dvořak ve Hallam’ın eserlerinden oluşmuştu. Obuacı Vladislav Borovka program akışı hakkında her eserden önce kısa bilgiler verdi. İlk olarak çalınan Mozart’ın ünlü Sihirli Flüt Operası Uvertürünün nefesli çalgılara uyarlamasından sonra, 17.yüzyıl ait anonim bestecilerin beş Macar dansının Macar besteci Ferenc Farkas (1905-2000) tarafından nefesli beşli için yapılmış uyarlamasını sundular. Antik Macar Dansları olarak adlandırılan bu dansları Farkas 1959 yılında uyarlamış. Daha önce Anadolu Nefesli Beşlisi’nden de dinlemiş olduğumuz Danslar insanı o yüzyıla ait filmlere götüren minyatür, tatlı müzikler. Ardından gelen Carmen Süiti olarak bilinen Carmen operasından alınan bölümler, Antik Danslarla tam kontrast oluşturdu.
Stage Collective
Bizet’den sonra Beşli, programda yer almamasına karşın, ülkelerinden de bir hava estirmek, ses getirmek için, müzik tarihinin büyük bestecilerinden Antonìn Dvořak’ın Amerikan alt başlıklı ünlü Dörtlü’den Allegro ma non troppo bölümünü icra ettiler. Ezgisel olarak çok zengin olan bu eserin nefesli beşliye uyarlaması da oldukça renkli biçimde kulaklarımıza yansıdı. Son olarak Amerikalı besteci Norman Hallam’ın (1945) dört danstan oluşan Dans Süiti’ni çaldılar. Bestecinin klarinetçi olarak yer aldığı “ Canzona” Nefesli Beşli için bestelenmiş olan, caz etkisinin ağır bastığı dört danstan (Vals, Bossa Nova, Quickstep, Charleston) oluşan yapıt salonu eğlenceli bir atmosfere bürüdü. Belirli yaşın üstündeki dinleyicilerin melodileri dinlerken sağa-sola sallandıklarını görmek hoştu. Yoğun alkış ve istek üzerine de George Gershwin’in I Got Rhytm adlı şarkısının uyarlamasını çaldılar. Uyarlamanın kime ait olduğu anons edilmediğinden bilinmemekle beraber, fagotun ön planda ve adeta saksafon gibi kullanıldığı, korno ile de güzel bir düetin olduğu uyarlama büyük beğeni aldı.
Stage Collective
Şunu söylemeli ki, Çek müzisyenlerin her biri çalgılarının ustalarıydı ve sesi boğan, elverişsiz salona rağmen, icraları baştan sona dengeli, vurgulu, ayrıntıya önem veren ustalıkta ve dinamikti.
Bir diğer güzel etkinlik de Anima Musicae Oda Orkestrası’nın CSO’nun Tarihi Konser Salonunda verdiği konserdi. Orkestra 2010 yılında Budapeşte Franz Liszt Müzik Akademisi’nin genç üyeleri tarafından kurulmuş. Ünlü müzisyenlere eşlik eden, Avrupa’nın çok sayıda kentinde konserler veren Orkestra’nın çok anlamlı iki hedefi var: gençlere, özellikle de çocuklara müzik eğitimi sağlamak ve çağdaş Macar müziğini teşvik etmek. Ulusal Macar Filarmoni orkestrasıyla birlikte ama, bağımsız olarak gençler için çok sayıda etkinlikler de düzenlemekte. Repertuvarında elliden fazla eserin bulunduğu Orkestra’nın Festival konseri programında Wolf, Saint-Saëns, Liszt, Ravel, Dvořak, Bartok ve Saygun’un eserleri yer almaktaydı.
Bu zengin program İrlanda asıllı kemancı Gwendolyn Masin’in iki eseri, Saint-Saëns’ın Introduction ve Rondo Cappriccioso adlı eseriyle, Ravel’in Tzigane’ı icra etmesiyle taçlandı. Çok eski, müzisyen bir aileye mensup olan Gwendolyn Masin üç yaşında piyano çalmaya başlamış. Beş yaşında kendisine bir keman hediye edilmiş, bir yıl sonra da Ferenc Liszt Müzik Akademisinde ilk konserini vermiş. Özgeçmişine bakıldığında çok parlak bir geçmişe sahip, çok yetenekli bir müzisyen olduğu anlaşılıyor. Saint-Saëns’ın ve Ravel’in her ikisi de olağanüstü güç pasajlar, teknik zorluklarla dolu eserlerini, kendisine ait çok ilginç ve güzel kadanslar katarak, biraz da süsleyerek, lakin eserlerin aslına çok da ihanet etmeden, virtüozca, çok güzel çaldı. Kemanıyla bütünleşen, kemancı Patricia Kopachinskaya gibi, müziğin sahnede yarattığı titreşimi yakından hissetmek için çıplak ayakla sahneye geldiğini tahmin ettiğimiz Masin çok iyi bir müzisyen. 1761 tarihli Lorenzo Carcassi kemanıyla dinleyicileri hayran bıraktı.
Anima Musicae Oda Orkestrası’nın programda yer alan diğer eserlerin başarılı performansı dışında, Dvořak’ın Yaylı Çalgılar Serenad icrası hayal dünyasına götüren türdendi. Bartok’un Romen Dansları ise canlı, dinamikti. Programın en güzel bir başka bölümü de Ahmet Adnan Saygun’un 62 Eser sayılı, Oda Konçertosu’nun 3ncü Bölümünün ( Animata) icrasıydı. Saygun ile Bartok’un dostluğu hatırlandığında, Orkestra mensuplarının bu eseri seçerek, bizlere güzel bir jest yapmış olduğu da bir gerçek. Yapıtı biz ilk kez dinledik. Sıklıkla çalındığını söylemek de ne yazık ki mümkün değil. Alkışın devam etmesi üzerine Anima Musicae mensupları Mozart’ın Türk Marşı olarak da bilinen 11 numaralı Sonatının son bölümü, Rondo Alla Turca’nın orkestraya uyarlanmış versiyonuyla konseri tamamladılar.
Salon yarı yarıya boştu. Oysa çok iyi bir oda müziği topluluğunun, çok iyi bir kemancıya eşlik ettiği bu güzel konserin kalabalık bir dinleyici tarafından izlenmeyi fazlasıyla hak ettiğini düşünürüz. Gelmeyenler kaçırdılar, diyerek kapatalım.
AYŞE ÖKTEM
22 Nisan 2024, Ankara