Isabelle Faust ve Deutsches Symphonie –
Orchester Berlin Ankara dinleyicisini büyüledi
Konserler vardır insanı beklediğinden çok fazla etkiler, beklediğinden çok fazla verir. Artık CSO Ada Ankara Ana Salonu adıyla tanımlanan salonda dinlediğimiz kemancı Isabelle Faust ve Şef Robin Ticciati yönetimindeki Alman Senfoni Orkestrası – Berlin’in (Deutsches Symphonie Orchester-Berlin) konseri işte o türden konserlerdendi: beklemediğin kadar etkileyici.
Bu, Alman kemancı Isabelle Faust’un Ankara’ya ilk kez gelişi değil. Yıllar önce şimdi Tarihi Salon olarak adlandırılan konser salonunda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde konser vermişti. Bu kez kendisini artık markası sayılan bir konçertoda, Beethoven’in Op. 61 Keman Konçertosunda, İngiliz şef Robin Ticciati yönetimindeki Deutsches Symphonie- Orchester Berlin eşliğinde dinledik.
On dokuzuncu yüzyılın en büyük kemancılarından, Brahms’ın dostu Joseph Joachim tarafından “konçertoların konçertosu” olarak tanımlanan Ludwig van Beethoven’in keman için bestelediği tek konçerto repertuarın en bilinen, en sevilen, hemen her kemancının dinleyici karşısında en az bir kez çaldığı eserlerden. Isabelle Faust 6 Ekim 2024 akşamı bu konçertoyu çok kişisel, özgün ve benzersiz diyebileceğimiz bir yaklaşımla icra etti. Beethoven’in müziksel, lirik ruhuna halel getirmeden, sıra dışı bir kuvvetle ama aynı zamanda olağanüstü bir duyarlıkla, his dolu, lirizm dolu biçimde yorumladı. Isabelle Faust Birinci Bölümde kadans olarak Beethoven’in aynı konçertonun piyano için uyarladığı versiyonunda kullandığı, timpaninin soliste arka çıktığı kadansı kullanmayı seçmiş; güzel bir sürpriz oldu. Gerek İkinci Bölüm (Larghetto), gerekse Üçüncü Bölüm Rondo’da da Faust’un icrası son derece zarif, berrak, yoğun, kendinden emin ve pırıl pırıldı. Israrlı alkışlar sonunda Baroktan, çağdaşa, çok geniş bir repertuara sahip bir müzisyen olan Isabelle Faust 18. Yüzyılda yaşamış Fransız besteci ve kemancı Louis-Gabriel Guillemain’in Solo Keman için Eğlence Müziği adlı kıvrak, gerçekten eğlenceli, kısacık ama virtüoz parçasıyla dinleyicilere teşekkür ve veda etti. Ünlü kemancı 1704 tarihli, Uyuyan Güzel adlı bir Stradivarius keman çalmaktaydı.
Şef Robin Ticciati, Deutsches Symphonie- Orchester Berlin (DSO) ve ünlü opera festivali Glyndebourne Festival Opera’nın Müzik Direktörü. Ayrıca dünyanın çok sayıda önemli orkestrası tarafından da davet edilmekte olan; opera şefliği alanında da dikkatleri çeken parlak bir şef. Yedi yıla yakın bir süredir Direktörlüğünü yaptığı Deutsches Symphonie –Orchester Berlin ile aralarında ruh birlikteliği oluşmuş, eserin dokusundaki renkleri ve melodi zenginliğini rahat biçimde, esneklikle ön plana çıkartırken, ünlü kemancının nefes kesen pianissimo’lara indiği anlarda, onu hiç arka planda bırakmadı, bastırmadı. Solist ile mükemmel bir işbirliği, uyum içindeydi. Üçlü, diğer bir ifadeyle Faust, Ticciati ve Orkestra akıllardan kolaylıkla silinemeyecek bir Beethoven Op. 61 yorumu sergilediler.
Aradan sonra Ticciati yönetimindeki Orkestra’dan zirvede bir Sibelius Senfonisi dinledik. Sibelius’un 1901 yılında bestelemeye başlayıp, 1902 yılında bitirdiği 2 no.lu Senfonisi için Orkestra’nın müzisyen sayısının ( başta üflemeliler, yaylılar) eser gereği, arttığını gördük.
Ünlü şefler Sir Colin Davis ve Sir Simon Rattle’ın yönlendirmesiyle, piyano, keman ve perküsyon eğitiminden sonra 15 yaşında şef olmayı seçen Ticciati ile DSO muhteşem sıfatının fazla gelmeyeceği bir Sibelius icrası gerçekleştirdiler. Biraz çekingen başlayan girişten sonra Şef eseri alışageldiğimiz aydınlık yapısına kavuşturdu. Senfoni boyunca madeni üflemeliler olsun, tahta üflemeli çalgılar olsun; onlarla beraber, başta kontrbaslar olmak üzere, viyolonseller, kısaca tüm yaylılar olağanüstü bir icra sergilediler. Senfoninin parlak ve ihtişamlı bitişi de hatırlanacak anlardandı.
Konser sonrasında Orkestrada Türk müzisyenlerin de olduğunu; bunlardan Bora Demir’in ( 2000) solo korno, Ozan Çakar’ın (1978) ise yardımcısı; Emre Erşahin’in(1995) de kontrbas grubunun mensubu olduğunu öğrenmek sevindirdi. Böylesine güçlü bir orkestranın üyesi olmak ayrıcalıklı olsa gerek.
AYŞE ÖKTEM
10 Ekim 2024, Ankara