“Cehâlet-i ebed müddet”
“Cumhuriyet'in Müzik Öncüleri : 10 Portre "
Önceki gün kargodan çıkan kitap!...
Klâsik Müzik severim ya…
70 yıldır okumadığım kitap, dinlemediğim müzik kalmamıştır sanıyordum.
Önemli Besteciler, hayatları, eserleri, plakları, CD’leri vs…
Uzun uzun ukalâlık yaparım kimi zaman.
Meğer ne çok şey bilmiyor muşum?...
Ya da yanlış biliyormuşum…
Alınyazım mı nedir…
İyi ki, bilen Dostlarım var.
Konduğu her yeri yeşerten Dostum Şefik,
“Kültür, Sanat yazarlığı, Librettislik, Gazetecilik ve Editörlük” becerilerini ciddi “Araştırmacılık” temeline dayandırır.
İki gecedir beni sık sık gülümseten, arasıra hüzne boğan, şaşırtan satırların her biri derin araştırmalara dayanıyor.
Yüce ATATÜRK’ün o kısacık Devrim Günleri…
Hayâllerine uzanacak kadrolar yok denecek kadar az.
Dahası O’nu anlayacak birikimi olanlar yok gibi.
Ama “Gün”ü değil “İstikbâli” düşünen bir Lider O…
İşte, Şefik Dost o iç yakan “yokluk”lara dokunmuş.
Ustaca ve biraz da mizah kokan tavırla gazetecilik yapmış.
Bir solukta okuduğum satırlar…
Cumhûriyet emekleme çağında, Lider’in hayâli “MÜZİK” alanında da çağı yakalayıp, geçmek…
Dünyâca ünlü kadrolarla eldekileri birleştirmek.
Kitapta, “ÖNCÜ”ler olarak nitelendirilen, yolları birbirleriyle ve ülkemizle kesişmiş yabancı ve Türk 10 müzik insanı nasıl çabalamış, heyecanlı bir dille anlatılıyor.
Anlattığı 10 büyük müzik insanı şunlar:
“Dimitri Şostakoviç, Paul Hindemith, Bela Bartok, Joaquin Rodrigo,
Cemal Reşit Rey, Hasan Ferit Alnar, Ulvi Cemal Erkin,
Ahmet Adnan Saygun, Necil Kâzım Akses ve Necip Celâl Andel…”
Herbiri beni dünyâ kadar anılara aldı götürdü…
SAYGUN Hocamın Yönetim Kurulu Üyesi olduğu günlerde içli-dışlı müzik sohbetlerimiz, onun azarları, benim aldığım dersler.
Kalp krizi geçirdiğinde Hâlit Âbi’le (REFİĞ) gözyaşlarına boğulmamız.
Ravi SHANKAR’la Yehudi MENUHİN tarışmasını TV’den yayınladığım günün sabahı odama hışımla girişi…
Yunus Emre Oratoryosunu çektiğimiz günlerde Can Dostum Hikmet ŞİMŞEK’le geçen uzun Macaristan günleri…
Ve burnumun direğini sızlatan satırlar…
Çok sevdiğim “Necip Celâl ANDEL’in” bu kitaba alınması…
Özel teşekkürüm Sevgili Şefik; çok duygulandım…
Çünkü, Ati’mle (ÖZDEMİROĞLU) Yarım kalan hayâllerimizden biriydi “MÂZİ MÜZİKALİ”…
Necdet Rüştü Efe Tara’nın sözlerini yazdığı, Necip Celâl ANDEL’in bestesi olan Tango’nun müzikali;
“Sarmadımsa da belden, geçmedim bu emelden
Bir hazin mâceradır onu aldılar elden
Başkasına yâr oldu, eller bahtiyâr oldu
Gönlüm hep baştan başa viran bir diyâr oldu
Mâzi kalbimde bir yaradır
Bahtım saçlarımdan karadır
Beni zaman zaman ağlatan
İşte bu hazin hatıradır…”
Saçta kara-mara kalmadı artık…
Ati'm de bırakıp gitti zâten…
(Nihâvend Tango: "Mazi" (Solist: Oya İşboğa) Necip Celal Andel
https://www.youtube.com/watch?v=_scRuDSwFWc...)
Şefik Dostumun, büyük bir nezâketle yolladığı kitabın arka kapak yazısında şöyle deniliyor:
“Tarih sadece okullarda okutulan kitaplarda anlatılanlardan ibâret değildir.
Doğruları değişmez ama bakış açılarına, ideolojilere, mensubiyetlere göre değiştirilmeye çalışılır, çarpıtılır ve ne yazık ki bu tür çabalar kitleler üzerinde etkili olabilmektedir.”…
O câhil ve tek sesli kitleler hep var Dostum,
Ama senin gibi yüreği “aydınlık” için atanlarımız da var.
Bu kitap, kitap değil bir Radyo ya da TV program dizisinin hazır metni…
Çok isterim bir Radyo veya TV’de sunmanı…
O zaman daha iyi anlar bütün kitleler…
O Koca yüreğine sağlık,
İyi ki varsın,
Vesselâm…
SEDAT ÖRSEL
5 Eylül 2024, Ankara