Uluslararası besteci ve piyanist Fazıl Say, bir süredir tarafları çoğalarak devam eder Antalya Piyano Festivali tartışmalarını noktalayarak, “ "Antalya Piyano Festivali konusunu ebediyen kapatıyorum” dedi.
Fazıl Say'ın son açıklaması aynen şöyle:
“Burada sizleri konuyla ilgili savunmalarımla meşgul ettim. Özür dilerim..
Gayet iyilik dolu, içtenlikle, güzellikler vererek götürdüğümüz bir festivaldi. Memleketime verdiğim güzel bir katkıydı diye düşünüyorum. İşin aslı, prensip olarak oradan ayrılmaya zorlandım. Fazla söze gerek yok; Hem kovuldum, hem de arkasından suçlanıyorum. Bu festivali kurduğumuzda daha kendi kızım doğmamıştı.. Düşünün... Bu durum, benim şu 44 yaşıma kadar uğradığım haksızlıkların içinde en ağırlarından biri oldu kuşkusuz. Üzüldüm ve dost zannettiğim insanların davranışlarıyla da bir kaç haftalığına yıprandım .
Festival ne olursa olsun artık benden çıkmıştır..
...
En çok hayal kırıklığına uğratan, şaşırtan, GÜRER AYKAL ile ilgili Salı günü çıkacak olan Evrensel gazetesinde babam Ahmet Say bir yazı kaleme almış. Okudum yazıyı;
Çok değerli bir müzik / edebiyat adamının "çok ama çok ağır" bir yazısı...
Hak verdim... Babam Aykal'ı oldum olası sevmezdi. Bana kızardı hatta; çok yardım ettiğim, kendisine internet grupları kurduğum, CD'ler, DVD'ler yaptığım , konserler organize ettiğim , eserlerimi emanet ettiğim Aykal'a fazla güvenmemem konusunda hep nasihatler verirdi. Ve bu son yazısında da artık kesin olarak "bir daha Fazıl'ın muhatabı olamaz" diye noktayı koymuş babam...
Aykal çok iyi bir müzisyen hiç bir zaman olmadı, ama Türkiye için değerli bir hocamızdı, o yüzden bu adama yardım etmiştim. Şimdi ise kendisini bir daha görmek istemediğimi söyleyebilirim, benimle alakalı tüm işlerden de çekilmesini resmiyete kavuşturmasını bir kez daha tekrarlıyorum..
...
Diğer konularda bazı kişilerle tartışmamız oldu, Andante dergisi vesaire.. Genel anlamda, Türkiye'de sanatın geleceği hepimiz açısından belirsiz.. Burada bu konuları derinleştirmek istemedim. Detaylarda takılmak anlamsız kalır.. 3-4 yıl sonra her şey daha kesin bir kimliğe kavuşur ve bizler de dünyanın neresinde olursak olalım sanatımıza devam ederiz.. Ve çok ümit ediyorum ki, kendi memleketimizden ayrılmak zorunda kalmayız... “