Polonya-Osmanlı Diplomatik İlişkilerinin 600. yılı şerefine 10 Ekim Cuma akşamı Cemal Reşit Rey Salonu’nda gerçekleşen Ali Ufkȋ konseri iki özel topluluğun tarihte buluştuğu bir anın ağır çekimi gibiydi. Evet, iki özel topluluk. Birincisi Pera Ensemble, uzun yıllardır Osmanlı Saray müziği repertuvarında uzmanlaşmış, bu konuda pek çok projeye imza atmış, dünyada yegâne bir topluluk; Kurucusu ud üstadı Mehmet Yeşilçay, Osmanlı müziğinin Avrupa’ya saçılmış kartpostallarını toplayan bir koleksiyoncu. İkincisi ise İtalyan etkisindeki Polonya Erken Barok müziği alanında seçkinleşmiş nadide gruplardan Capella Cracoviensis. Müzik danışmanları ve bu projesinin fikir babası ise Polonyalı müzikolog Jaqub Puchalski.Sahnedeki ekip dört kişilik iki koro ve erken barok enstrümanlarının yanı sıra, tanbur, kanun, kemençe, ney, bağlama, çeng ve deften oluşuyordu. Repertuvarları ise 17. yüzyıl Polonya kilise ezgileri, madrigalleri, şakonları ve de Osmanlı’da esir düşmüş Polonyalı bir aydının (Wojciech Bobowski’nin) Saray’da topladığı şarkılar, peşrevler ile Osmanlıcaya uyarladığı ayin müzikleriydi. Haliyle, Türkiye’nin geçtiği şu bıçak sırtı günlerin gerilime rağmen, böylesine iddialı bir konseri kaçırmak istemeyenlerin sayısı hatırı sayılırdı.17. yüzyıl Polonya’sından Marcin Mielczewski, Mikolaj Zielenski, Tarquinio Merula, Andrea Gabrieli gibi Polonyalı ve İtalyan bestecilerin eserleriyle açılan konser yer yer Ali Ufki’nin saray derlemelerinden eserlerle ilerledi. Majör ve minörün dengi dengine bir ritimle ahenk içinde salındığı programın ikinci yarısında Mikołaj Zieleński’nin polikoral tekniğiyle yazdığı kilise eseri iki topluluğu birbiriyle konuşturmaya başladı. Ardından Ali Ufkî’nin Türkçe söylenmesi için yeniden yazdığı ilahileri Fransız protestanı Goudimel’in şarkı kitabından seçilmiş ezgiler eşliğinde hem Türkçe hem Latince dinledik. Gomolka’nın mezmurları da bu diyaloga yeni bir katman ekledi. Barok sürekli-basının Osmanlı ezgileri altında akıp gidişi, Polonyalı solistlerin her ne kadar kelimesi kelimesine anlamasak da Osmanlıca ve Latince okuduğu mezmurlar son derece kayda değerdi.Eskiden TRT şimdiyse Turizm Bakanlığı sanatçısı olan Murat Irkılata’nın berrak ve sağlam sesiyle perçinlediği adeta soru cevap şeklinde okunan Goudimel mezmuru ise geceyi doruk noktasına taşıdı. Adeta Osmanlı topraklarında esir düşen Ali Ufki’nin Ufki/Bobowski kimlikleri arasındaki iç diyalogu bir ses tablosuna dönüştürdüler. Yaklaşık iki saat süren konser Ufki’nin notaya aldığı, güftesi Sultan Murad Han’a ait “Uyan Ey Gözlerim” adlı eserin ulvi soloları, iki korodan birden coşkuyla yükselen “Allah Allah” sesleriyle sona erdi.Gecenin tek ama hayli iri nazar boncuğu ise dinleyicilere dağıtılan program notlarındaki büyük özensizlikti. Hangi eserin ne zaman, ne şekilde, hangi solistlerle çalındığına dair hiçbir bilgi içermeyen karman çorman bir listeden ibaretti. Yoksa bu yazıda biraz da eserlerin isimlerinden bahsetmeyi çok isterdim.İki topluluk yakın bir zamanda bu projeyi Polonya’da da gerçekleştirmeyi planlıyor. Tam İstanbul konseri öncesi apandisit teşisiyle hastaneye kaldırılan Capella kornetçisi Josue Melendez de umarız o sefer aralarında olma şansına erişir. Öte yanda Pera Ensemble Ufkȋ eserlerini 15 yıldır olduğu gibi seslendirmeye devam edecek. Yakın zamanda da Münih Filarmoni Salonu’nda Mehmet Yeşilçay’ın topladığı 150 kişilik dev kadro “Music for the One God” konseriyle tekrar farklı dinleri Osmanlı müzik mozaiğinde birleştirecek.
Sanat Deliorman