Doğru terminoloji kullanmanın ne denli önemli olduğunu, son hafta içinde gündeme gelen, bir federasyonun “balenin spor olduğu” iddiasıyla uydurduğu birkaç terimle çıkan tartışma nedeniyle gördük. Nedir terminoloji? Bir sanat dalında, bilim dallarında veya teknik-teknolojik alanlarda kullanılan terimlerin tümüne terminoloji deniliyor.
Bizdeki müzik terminolojisi, büyük bir bölümü yabancı dillerden alınma sözcüklerden oluşur. Üzerinde tam anlaşma sağlanamamış pek çok tanım, sözcük vardır. İşte İTÜ-TMDK Dr. Öğretim Üyesi göktan ay (d.1957), değişik mecralarda yayınlanmış pek çok yazısında da değindiği üzere, “müzik terminolojisinde birlik ve beraberliği sağlamak” amacıyla bu kitabı hazırlamış. Göktan Ay, kitabın önsözünde “Özellikle akademiye giren bir alanın, mutlaka bir terminolojisinin olması gerekir. Birinin 'a' dediğine, diğerinin 'b' dediği sistemde karmaşa hakim olur” diyor.
Göktan Ay, kitabıyla yapmak istediğini Atatürk'ün 1934'te TBMM'nin açılışında yaptığı konuşmada yer alan şu cümlelere bağlıyor:
“Bugün dinletilmeye çalışılan musiki yüz ağartacak değerde olmaktan uzaktır. Bunu açıkça bilmeliyiz. Ulusal ince duyguları, düşünceleri anlatan, yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak onları bir gün önce genel son musiki kurallarına göre işlemek gerektir. Ancak bu şekilde Türk ulusal musikisi yükselebilir ve evrensel musiki içinde yerini alabilir. Kültür İşleri Bakanlığı’nın buna değerince özen vermesini, kamunun da bunda ona yardımcı olmasını dilerim."
Atatürk'ün konuşmasının üzerinden 86 yıl geçtikten sonra kitabını yayımlayan Göktay Ay, “ Bu talimatla, Türk Müziği Terminolojisindeki dağınıklığı gidermek, yayımlanmış sözlükleri-bildirileri- yayınları değerlendirerek, doğru tanımlara ulaşmak zorunluluk olmuştur.” diyor.
Müzik Teorisi bölümünde hocalık yapan, “Halkbilim, Türk Halk Müziği Solfeji” ile “Müzik ve Medya” derslerini veren, çalgısı bağlama, yüksek lisans alanı iletişim olan Göktan Ay, geniş bir tarama yaparak yazılı kaynaklarda yer alan terimleri ve kendi görüşlerini soru-yanıt yöntemiyle sunuyor. Kitapta Türk müziği, halk müziği, halk oyunları ve çoksesli müzikle ilgili 120 soru ve yanıtı yer alıyor. Örneğin “zambır”ın ne olduğunu da öğreniyorsunuz, “alterasyon”un ne anlama geldiğini de... Ama kavramlarla ve örneklediği kişiliklerle ilgili olarak yazar, tercihini daha çok Türk halk ve sanat müziği alanından yapmış.
Kitapta 120 soruya yanıt verilse de, çok daha fazla müzik terimi, deyimi, soruların altbaşlıklarında yer alıyor. Ancak, alfabetik bir çalışma olmadığı için bunlar konu başlıklarının altında . Örneğin “karçe”nin ne anlama geldiğini anlamak için 69 nolu “Sözlü müzik formları nelerdir?” sorusunun altına bakmanız gerekiyor, yâni aradığınız kavramın ne olduğunu da bilmek zorundasınız. Soruların sırası da karışık. Örneğin “Halk Müziği nedir ve özellikleri nelerdir?” sorusu 41 numarada yer alırken, mantıksal olarak bu genel sorudan sonra gelmesi gereken “Bölgelere göre çalgıların dağılımı nasıldır?” ve benzeri bazı sorular daha önde yer alıyor.
Gelelim, yazarın üniversitelerdeki müzik eğitimiyle ilgili saptamasına:
“YÖK Kanunu (1982) ile bütün Müzik Kurumları Üniversitelere bağlanmış; Lisans, Yüksek Lisans, Doktora, Sanatta Yeterlik programları hazırlanarak müzikte gelişme sağlanmaya çalışılmıştır. Unvanlı Müzik Akademisyenleri çoğalmış, ancak, Müzik Terminolojisinde bir adım yol alınamamıştır. Maalesef, Terminolojisi olmayan bir bilim/sanat dalının akademi içinde ağırlığı olamıyor. Herkesin farklı düşündüğü, diğerini beğenmediği sistemden de bilimsel düşünce ve sonuç çıkmıyor.”
Kitaptaki 119 ve 120. sorular da, aslında müzik eğitimi alanındaki Türkçe ve terminoloji yanlışlarını ortaya koyma amacıyla yerleştirilmiş: “Müzik alanı lisans ve lisansüstü, doktora/sanatta yeterlik dersleri adlarında yapılan terminoloji yanlışlar nelerdir?” sorusuna tam 40 maddelik, terimlerdeki yanlışlara ise 37 örnek gösteriyor, ki büyük çoğunluğuna katılmamak elde değil.
120'ncisi ise, “YÖK'ün müzik alanında yaptığı sadeleştirmelere ilişkin görüşlerim” şeklinde bir madde başlığı. Yazar önce katıldığı değişiklikleri sıralıyor, ardından da katılmadıklarını.. Katılmadıklarından birkaç örnek verelim:
- “Bestecilik ve Müzik Teorisi” yerine “Bestecilik Teknikleri” olsa, daha doğru olacaktır. Müzik Teorisi ayrı bir alandır ve Müzikolojinin alt dalıdır.
- “Bestecilik ve Orkestra Şefliği” yerine “Orkestra ve Orkestra Şefliği” daha doğru olacaktır. Bestecilik ayrı, şeflik ayrıdır. Birleştirmeyle sinerji sağlanamaz.
- “Osmanlı Dönemi Karşılaştırmalı Müzik”in neden ayrı bir başlık olduğu anlaşılamamıştır. Diğer dönemler neden yoktur? “Müzikte Dönemler” ismi doğrudur.
- “Performans” ve “Müzik Performansları” ayrı başlık değil, “Müzikte Performans” olmalıdır.
- “Şan” yerine, diğer isimlerle uyumlu olarak “Ses Eğitimi” denilmelidir.
***
Yazar ilerde bu çalışmasını türler bağlamında daha dengeli hale getirir ve metodolojisini yeniden gözden geçirirse, çok daha yararlı bir kaynak kitap oluşturabilir.
Şefik KAHRAMANKAPTAN
30 Ocak 2021, Ankara
Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık,
Ekim 2020, İstanbul,
3 x 19.5 cm, 2. Hamur kağıt, 139 Sayfa, Karton kapak,
İnternette 19.00 TL