Hastanenin Tarihçesi
Ankaralıların ağzında kısaca “Gülhane” olarak adlandırılan hastanenin öyküsü 1898’e değin uzanır. O tarihte Sarayburnu’nda Gülhane Seririyat Hastanesi olarak açılır. 1918’de I. Dünya Savaşı sırasında Gümüşsuyu Askeri Hastanesi’ne taşınır, 1932’de tekrar Sarayburnu’na döner. Hastanenin Ankara serüveni 1941’de başlar. Bu kez önce Cebeci Askeri Hastanesi’ne taşınır. 1941-1953 arasında Gülhane Askeri Tatbikat Okulu ve Hastanesi adını alır. GATA(Gülhane Askeri Tıp Akademisi) bu süreç içinde 1947’de kurulur. 1953’de Bahçelievler-Anıttepe yöresinde bugün Kara Kuvvetleri Komutanlığı olarak hizmet veren binalara taşınan hastane varlığını, 1972’de Etlik-Aşağı Eğlence’deki son durağına taşınana değin, burada sürdürür(Hastane ile benim tanışmam, SBF öğrenciliğim sırasında 1960’ların ortalarında, Beşevler-Cebeci yolculuklarımda 60 kuruş ücret karşılığında kullandığım, “Bahçeli-Gülhane-Kızılay-Dörtyol” hattında çalışan ve 7 yolcuyu o minicik yapısına inanılmaz bir şekilde sığıştıran SKODA dolmuşlarını kullanırken başlar. 1969-1970 yıllarında yedek subaylığım sırasında, birkaç kez vizitesine çıkmakla devam eder). 1980’de Gülhane Askeri Tıp Fakültesi’ne dönüşen kuruluş, 15 Temmuz 2016’da aldığı darbeler sonrasında bugün varlığını, Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak sürdürmektedir.
Ve Müzesi
GATA bünyesinde 1985’lerde başlatılan çalışmalar sonunda 14 Mart 1988’de açılan müze, 17 Haziran 1988’de 100.Kuruluş yıldönümü kutlamaları sırasında yeni eklenen bölümleriyle bugünkü halini almış ve 2008’de de şimdiki binasına taşınmıştır. Müzenin girişi önünde Şehit Sağlık Subayları Anıtı, Giriş bölümündeki camlı masalarda ise 10.11.1938 ile 21.11.1938 tarihleri arasında Atatürk’ün ölümü ve sonrasında yayımlanan Ulus Gazetesi Koleksiyonu bulunmaktadır.
Müzenin büyük salonunun yan duvarlarında 16, orta kısmında ise 4 adet büyük cam vitrin var. Bu vitrinlerde, Gülhane’nin çeşitli adlarla açılışlarına ilişkin görüntüler, kuruculara ve kimi öğretim üyelerine ilişkin fotoğraf ve bilgiler, Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarında kullanılan sağlık malzemeleri, sahra tipi ecza dolabı ve sıhhiye gereçleri, eski ilaçlar ve cerrahi aletler, Krupp’un GATA’ya armağanı olan Hasta-Yaralı Nakil Vagonu’nun küçük bir örneği, eyer, muayene koltuğu, diş ünitesi, eski ilk yardım çantaları vb. gibi tıbbi setler ve aygıtlar, gereçler, kitap, fotoğraf ve tablolar yer almakta. Vitrinlerin arasına ise, eski giysili öğrenci ve subay mankenler, otoklav, banyo-römork, çadır, kapalı tip sedyeler, ortopedik sedyeler, eğere takılan sedyeler, dezenfeksiyon ve distilasyon cihazları yerleştirilmiş.
Müzenin Giriş kısmında ayrı bir vitrinde yer alan ve Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından II. Abdülhamid’e bağışlanan “96 Diş Protezi” demonstrasyonunun sergilendiği ayrı vitrin, Çankırı Darüşşifası’ndaki yılan kabartması örneği, Salvador Dali tarafından yapılmış Tıp ve Eczacılığı simgeleyen yılan figürleri heykellerinin fotoğrafı, özellikle ilgi çekici.
Hafta içinde iş saatlerinde açık olan müzeye gitmeden önce 3043205 ve 3043207 telefonlarla görüşüp randevu almakta yarar var. Müze gezinizi öğle öncesine rastlatırsanız, hastalık ve hastane kaygısı olmadan dolaştığınız “ender” bir hastane seansını, yerleşke içinde “Yeni Ankara görüntülü” Matdoğal adlı set-restoranda alacağınız öğle yemeği ile noktalayabilirsiniz.
SAVAŞ SÖNMEZ
18 Aralık 2018