Kendi bölgesinde başarılı konserler veren, kendi dinleyici kitlesini oluşturan, “Andante Donizetti Yılın Orkestrası” ödüllü Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası, Mayıs ayında Azerbaycan'a bir turne yaptı. Özellikle de üç büyük kenttekiler dışındaki Devlet orkestralarının turneye çıkması pek kolay değildir. Özellikle son 15 yıldır, mutlaka Devlet dışında önemli destek gerektirir. BBDSO'nun bu turnesinin ayrıntılarını orkestra müdürü, keman sanatçısı Gökçe Özler'le konuştuk.
- Azerbaycan'a bir turne fikri nasıl ortaya çıktı?
5 Nisan 2018 tarihli konserimizde, ünlü Azerbaycanlı besteci Kara Karayev’in doğumunun 100. Yılı anısına, “Karayev 100. Yıl” başlığıyla bestecinin dünyaca tanınmış eserlerinden oluşan bir programla Azerbaycanlı şef yalçın adıgüzel orkestramızın konuğuydu. Hafta içerisinde Adıgüzel kendisi tarafından organize edilen bir Azerbaycan turnesinden bahsetti; Turne,1-8 Mayıs 2018 tarihleri arasında Azerbaycan Devletinin kuruluşunun 100. yılına tesadüf ediyordu. Bununla birlikte Azerbaycan halkının ulu önderi Haydar Aliyev’in doğum günü etkinlikleri çerçevesinde üç şehirde Nahçıvan, Bakü ve Gence'da birer konser planlanmıştı. Ayrıca ilk defa Türkiye’den bir orkestra Azerbaycan’a bir turne yapacaktı. Özellikle başkent Bakü’de bu güne kadar uluslararası etkinliklerde Avrupa’dan pek çok tanınmış orkestra konser vermesine rağmen, henüz Türkiye’den hiçbir orkestra yer almamıştı.
-Turnenin bütçesi nasıl denkleştirildi?
Yapılan organizasyona göre Azerbaycan’daki iç transferler ve konaklama-ağırlama giderleri oradaki kurum ve kuruluşlar tarafından karşılanacaktı. Yalçın Adıgüzel, daha öncesinde Bakanlığımız nezdinde bir girişimde bulunmuş fakat bütçe olanaksızlıkları sebebiyle olumlu sonuç alamamıştı.
Adıgüzel bizimle birlikte çalıştığı 5 Nisan haftası içerisinde konuyu bize anlattı ve eğer gerekli şartlar sağlanırsa, bu turneyi bizim orkestramız bbdso ile yapmak istediğini söyledi. Söz konusu yol ve harcırah giderlerinin karşılanması için Bursa Filarmoni Derneğine ve derneğin ana sponsoru olan Uludağ Premium’a başvurduk.
-Yoksa masrafları onlar mı üstlendi?
Evet...Sağ olsun, bu heyecan verici turne projesi için Uludağ İçecek A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Bursa Filarmoni Derneği Başkanı M. Ömer kızıl ile Küçükçalık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Yılmaz Küçükçalık’ın girişimiyle bu iki kuruluş bu turne için destekçi olmayı, yol ve orkestranın günlük harcamalarının karşılanmasını taahhüt ettiler. Bununla birlikte kısıtlı zamanda bu turnenin organizasyonunun tamamlanması gerekiyordu. Zira orkestramız kadrolu sanatçı sayısı 35 kişi, turne için gerekli sanatçı sayısı 65 kişiydi. Bir de bazı mecburiyetler sebebiyle turneye katılan sanatçı sayısı da iyice eksilmişti. Yaklaşık 40-45 misafir sanatçı çağırılması gerekiyordu. Nihayet kısa bir zaman içerisinde, Bursa Filarmoni Derneği Ana Sponsoru Uludağ Premium’un desteğiyle gerekli tüm şartlar sağlandı ve Bakanlığımızdan alınan onay ile 1 Mayıs’ta sabaha karşı Nahçıvan’a hareket ettik.
-Anlaşılan şartları epey zorlamışsınız.
Bunu yapmaya mecburduk. Turneler, özellikle de yurtdışı turneler, orkestralar için motivasyon olması açısından önemlidir. Rutin konserler dışındaki turne etkinliği orkestraya nefes aldırır, orkestra içindeki birlik ve beraberlik duygusunu pekiştirir. Ayrıca yurtdışı turneler, ülkemizin kültürünü ve sanatsal seviyesini sergileme fırsatı vermesi açısından da orkestrayı motive eder. Bu turne özelinde; Türkiye’den ilk defa bir orkestranın Azerbaycan’da turne yapıyor olması bizim için çok önemliydi. Zira orkestramız BBDSO “ilklerin” orkestrasıdır. Bu “ilk” de bizim için oldukça anlamlı ve önemliydi.

-Turne Programında hangi eserler vardı solistler kimlerdi?
Programı şef Yalçın Adıgüzel tarafından oluşturuldu. Orkestrayı da Adıgüzel ve orkestramızın yeni şefi dağhan doğu yönetti. Seçilen eserler, popüler Azeri şarkılarının yanı sıra ünlü opera aryalarından oluşuyordu. Bir de, ülkemizin tanıtımına en çok katkı sağlayan vazgeçilmez eser Ulvi Cemal Erkin’in “Köçekçe” si çalındı konserlerde. İzmir DOB solistlerinden tenor Levent Gündüz ve Azerbaycanlı ünlü ses sanatçıları Samir Ceferov (tenor), Gülay Zeynallı, Ehtiram Hüseynov, Elton Hüseynaliyev konserlerde solist olarak yer aldılar. Hepsi de çok üst düzey performanslar gösterdiler. Özellikle bizim solistimiz Levent Gündüz ve Samir Ceferov Azerbaycan’da La Scala havası estirdiler. Levent Gündüz yurtdışında önemli temsil ve konserlerde yer almış önemli opera solistlerimizden biri. Samir Ceferov da uluslararası arenada kendini kanıtlamış Monserrat Caballe ile çalışmış çok üst düzey bir sanatçı.
- Konserler nasıl geçti? Dinleyicilerin tepkisi nasıldı? Konser salonları ve dinleyicilerle ilgili sizin izlenimleriniz nelerdir?
İlk konser 3 Mayısta Nahçıvan’daydı. Konsere Vasıf Talibov (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi Başkanı, milletvekili) maiyetindeki devlet erkânıyla birlikte katıldılar. Yaklaşık 800 kişilik Haydar Aliyev Sarayı'ndaki konser salonu, hepsi gayet resmi giyimli dinleyicilerle tamamen doluydu. Nahçıvan dinleyicisi konseri baştan sona, son derece dikkatle dinlediler. Alkışlar bile ritmik, mükemmel bir düzen içerisindeydi. Salonun dekoru ve akustiği de neredeyse kusursuzdu. Konser sonrasında Sayın Vasıf Talibov kulise gelip tüm orkestrayı özel olarak kutladı ve her yıl orkestramızı Nahçıvan’da konuk etmek istediklerini belirtti.
-Konser salonları ve dinleyicilerle ilgili izlenimleriniz nasıl?
5 Mayıs konseri Bakü’deki tarihi Filarmoni Salonundaydı. Tam bir kültür-sanat şehri olan Bakü’deki Filarmoni salonunu görünce bu ülkenin yüksek kültür-sanat seviyesinin nedeni anlaşılıyor. 1912 yılında yapılmış bu tarihi salon 1920 Sovyet döneminden itibaren konser salonu olarak kullanılmaya başlanmış. O tarihlerden bu yana efsaneleşmiş birçok isim bu salonda konserler vermiş. Bu sayede Azerbaycan’da köklü bir çoksesli müzik geleneği gelişmiş. Buradaki konserimiz de oldukça dolu geçti. Dinleyici içten ve coşkuluydu. Konsere Büyükelçi Erkan Özoral, Kore Büyükelçisi Choi Suk-Ying ve Türk işadamlarından oluşan büyük bir heyet katıldı.
7 Mayıstaki konserimiz ülkenin ikinci büyük şehri olan Gence’deydi. Fikret Amirov Gence Devlet Filarmonisi, yapımı yeni tamamlanmış bir kültür merkezi. Son derece estetik bir mimariye sahip merkezin konser salonu da oldukça geniş ve şık. En coşkulu dinleyici de bu şehirdeydi. Konser, dinleyicilerin coşkusuyla oldukça pozitif bir havada geçti. Performanslar en üst düzeydeydi. Konsere Gence’deki Türkiye Başkonsolosu Orhan Işık, Gence valisi Elmar Valiyev katıldılar. Konser sonrasında sayın vali tarafından orkestraya bir resepsiyon verildi.
-Azerbaycan halkının konukseverliğinden memnun kaldınız mı?
Hem de çok...Gittiğimiz her şehirde gerçekten çok içten karşılandık ve ağırlandık. Azerbaycan halkının bizlere olan yaklaşımından, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve halkımıza karşı duydukları derin kardeşlik duygusu, açık bir şekilde seziliyordu. Ayrıca üç şehirde de görülmesi gereken yerler, zaman yettiğince tüm kafileye gezdirildi. Tarih ve kültürlerine son derece sahip çıkan bir Devlet olduğunu ve büyük lider Haydar Aliyev’in her alanda Azerbaycan’ı nasıl muasır medeniyetler seviyesine taşıdığına bizzat tanık olduk. Ulu önderlerine olan bağlılık ve derin sevgi de aynı bizlerin Atatürk sevgisi gibi derin ve sarsılmaz olduğu tüm gözlerden okunuyordu. Haydar Aliyev’in Atatürk ile ortak yönlerinden de ayrıca gururla bahsediyorlardı. -
- Geçmişte yılsonunda “bütçede para arttı, hadi hemen iki günde bir turne bulun da sizi gönderelim” diyenleri de anımsadığım için, yaptığınız turnenin değerini iyi anlıyorum. Tüm orkestrayı yürekten kutluyorum.

5 Nisan 2018 tarihli konserimizde, ünlü Azerbaycanlı besteci Kara Karayev’in doğumunun 100. Yılı anısına, “Karayev 100. Yıl” başlığıyla bestecinin dünyaca tanınmış eserlerinden oluşan bir programla Azerbaycanlı şef yalçın adıgüzel orkestramızın konuğuydu. Hafta içerisinde Adıgüzel kendisi tarafından organize edilen bir Azerbaycan turnesinden bahsetti; Turne,1-8 Mayıs 2018 tarihleri arasında Azerbaycan Devletinin kuruluşunun 100. yılına tesadüf ediyordu. Bununla birlikte Azerbaycan halkının ulu önderi Haydar Aliyev’in doğum günü etkinlikleri çerçevesinde üç şehirde Nahçıvan, Bakü ve Gence'da birer konser planlanmıştı. Ayrıca ilk defa Türkiye’den bir orkestra Azerbaycan’a bir turne yapacaktı. Özellikle başkent Bakü’de bu güne kadar uluslararası etkinliklerde Avrupa’dan pek çok tanınmış orkestra konser vermesine rağmen, henüz Türkiye’den hiçbir orkestra yer almamıştı.

-Turnenin bütçesi nasıl denkleştirildi?
Yapılan organizasyona göre Azerbaycan’daki iç transferler ve konaklama-ağırlama giderleri oradaki kurum ve kuruluşlar tarafından karşılanacaktı. Yalçın Adıgüzel, daha öncesinde Bakanlığımız nezdinde bir girişimde bulunmuş fakat bütçe olanaksızlıkları sebebiyle olumlu sonuç alamamıştı.
Adıgüzel bizimle birlikte çalıştığı 5 Nisan haftası içerisinde konuyu bize anlattı ve eğer gerekli şartlar sağlanırsa, bu turneyi bizim orkestramız bbdso ile yapmak istediğini söyledi. Söz konusu yol ve harcırah giderlerinin karşılanması için Bursa Filarmoni Derneğine ve derneğin ana sponsoru olan Uludağ Premium’a başvurduk.
-Yoksa masrafları onlar mı üstlendi?
Evet...Sağ olsun, bu heyecan verici turne projesi için Uludağ İçecek A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Bursa Filarmoni Derneği Başkanı M. Ömer kızıl ile Küçükçalık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Yılmaz Küçükçalık’ın girişimiyle bu iki kuruluş bu turne için destekçi olmayı, yol ve orkestranın günlük harcamalarının karşılanmasını taahhüt ettiler. Bununla birlikte kısıtlı zamanda bu turnenin organizasyonunun tamamlanması gerekiyordu. Zira orkestramız kadrolu sanatçı sayısı 35 kişi, turne için gerekli sanatçı sayısı 65 kişiydi. Bir de bazı mecburiyetler sebebiyle turneye katılan sanatçı sayısı da iyice eksilmişti. Yaklaşık 40-45 misafir sanatçı çağırılması gerekiyordu. Nihayet kısa bir zaman içerisinde, Bursa Filarmoni Derneği Ana Sponsoru Uludağ Premium’un desteğiyle gerekli tüm şartlar sağlandı ve Bakanlığımızdan alınan onay ile 1 Mayıs’ta sabaha karşı Nahçıvan’a hareket ettik.
-Anlaşılan şartları epey zorlamışsınız.
Bunu yapmaya mecburduk. Turneler, özellikle de yurtdışı turneler, orkestralar için motivasyon olması açısından önemlidir. Rutin konserler dışındaki turne etkinliği orkestraya nefes aldırır, orkestra içindeki birlik ve beraberlik duygusunu pekiştirir. Ayrıca yurtdışı turneler, ülkemizin kültürünü ve sanatsal seviyesini sergileme fırsatı vermesi açısından da orkestrayı motive eder. Bu turne özelinde; Türkiye’den ilk defa bir orkestranın Azerbaycan’da turne yapıyor olması bizim için çok önemliydi. Zira orkestramız BBDSO “ilklerin” orkestrasıdır. Bu “ilk” de bizim için oldukça anlamlı ve önemliydi.


-Turne Programında hangi eserler vardı solistler kimlerdi?
Programı şef Yalçın Adıgüzel tarafından oluşturuldu. Orkestrayı da Adıgüzel ve orkestramızın yeni şefi dağhan doğu yönetti. Seçilen eserler, popüler Azeri şarkılarının yanı sıra ünlü opera aryalarından oluşuyordu. Bir de, ülkemizin tanıtımına en çok katkı sağlayan vazgeçilmez eser Ulvi Cemal Erkin’in “Köçekçe” si çalındı konserlerde. İzmir DOB solistlerinden tenor Levent Gündüz ve Azerbaycanlı ünlü ses sanatçıları Samir Ceferov (tenor), Gülay Zeynallı, Ehtiram Hüseynov, Elton Hüseynaliyev konserlerde solist olarak yer aldılar. Hepsi de çok üst düzey performanslar gösterdiler. Özellikle bizim solistimiz Levent Gündüz ve Samir Ceferov Azerbaycan’da La Scala havası estirdiler. Levent Gündüz yurtdışında önemli temsil ve konserlerde yer almış önemli opera solistlerimizden biri. Samir Ceferov da uluslararası arenada kendini kanıtlamış Monserrat Caballe ile çalışmış çok üst düzey bir sanatçı.
- Konserler nasıl geçti? Dinleyicilerin tepkisi nasıldı? Konser salonları ve dinleyicilerle ilgili sizin izlenimleriniz nelerdir?
İlk konser 3 Mayısta Nahçıvan’daydı. Konsere Vasıf Talibov (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi Başkanı, milletvekili) maiyetindeki devlet erkânıyla birlikte katıldılar. Yaklaşık 800 kişilik Haydar Aliyev Sarayı'ndaki konser salonu, hepsi gayet resmi giyimli dinleyicilerle tamamen doluydu. Nahçıvan dinleyicisi konseri baştan sona, son derece dikkatle dinlediler. Alkışlar bile ritmik, mükemmel bir düzen içerisindeydi. Salonun dekoru ve akustiği de neredeyse kusursuzdu. Konser sonrasında Sayın Vasıf Talibov kulise gelip tüm orkestrayı özel olarak kutladı ve her yıl orkestramızı Nahçıvan’da konuk etmek istediklerini belirtti.
-Konser salonları ve dinleyicilerle ilgili izlenimleriniz nasıl?
5 Mayıs konseri Bakü’deki tarihi Filarmoni Salonundaydı. Tam bir kültür-sanat şehri olan Bakü’deki Filarmoni salonunu görünce bu ülkenin yüksek kültür-sanat seviyesinin nedeni anlaşılıyor. 1912 yılında yapılmış bu tarihi salon 1920 Sovyet döneminden itibaren konser salonu olarak kullanılmaya başlanmış. O tarihlerden bu yana efsaneleşmiş birçok isim bu salonda konserler vermiş. Bu sayede Azerbaycan’da köklü bir çoksesli müzik geleneği gelişmiş. Buradaki konserimiz de oldukça dolu geçti. Dinleyici içten ve coşkuluydu. Konsere Büyükelçi Erkan Özoral, Kore Büyükelçisi Choi Suk-Ying ve Türk işadamlarından oluşan büyük bir heyet katıldı.
7 Mayıstaki konserimiz ülkenin ikinci büyük şehri olan Gence’deydi. Fikret Amirov Gence Devlet Filarmonisi, yapımı yeni tamamlanmış bir kültür merkezi. Son derece estetik bir mimariye sahip merkezin konser salonu da oldukça geniş ve şık. En coşkulu dinleyici de bu şehirdeydi. Konser, dinleyicilerin coşkusuyla oldukça pozitif bir havada geçti. Performanslar en üst düzeydeydi. Konsere Gence’deki Türkiye Başkonsolosu Orhan Işık, Gence valisi Elmar Valiyev katıldılar. Konser sonrasında sayın vali tarafından orkestraya bir resepsiyon verildi.
-Azerbaycan halkının konukseverliğinden memnun kaldınız mı?
Hem de çok...Gittiğimiz her şehirde gerçekten çok içten karşılandık ve ağırlandık. Azerbaycan halkının bizlere olan yaklaşımından, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve halkımıza karşı duydukları derin kardeşlik duygusu, açık bir şekilde seziliyordu. Ayrıca üç şehirde de görülmesi gereken yerler, zaman yettiğince tüm kafileye gezdirildi. Tarih ve kültürlerine son derece sahip çıkan bir Devlet olduğunu ve büyük lider Haydar Aliyev’in her alanda Azerbaycan’ı nasıl muasır medeniyetler seviyesine taşıdığına bizzat tanık olduk. Ulu önderlerine olan bağlılık ve derin sevgi de aynı bizlerin Atatürk sevgisi gibi derin ve sarsılmaz olduğu tüm gözlerden okunuyordu. Haydar Aliyev’in Atatürk ile ortak yönlerinden de ayrıca gururla bahsediyorlardı. -
- Geçmişte yılsonunda “bütçede para arttı, hadi hemen iki günde bir turne bulun da sizi gönderelim” diyenleri de anımsadığım için, yaptığınız turnenin değerini iyi anlıyorum. Tüm orkestrayı yürekten kutluyorum.
Bu söyleşi, Andante dergisinin Haziran 2018 sayısında
Başkentten Yansımalar sayfasında yayımlanmıştır.