Türk Beşleri'nden, Osmanlı dönemini Cumhuriyete bağlayan önemli besteci, şef ve eğitimci Cemal Reşit Rey'in 113. doğumyıldönümünde İstanbul filarmoni derneği ile Beşiktaş Belediyesi'nin düzenlediği etkinlikle, Serencebey Yokuşu'nda oturduğu apartmanın giriş kapısına törenle bir plaket çakıldı.
Törene, Rey'in öğrencilerinden besteci Yalçın Tura, piyanist Aydın Karlıbel, teorisyen Dr. Ertuğrul Sevsay, Necati Giray ile kemancı Cihat Aşkın, onların öğrencileri, İstanbul Filarmoni Derneği'nin yönetici ve üyeleri katıldı.
Plaket töreninde hazır bulunan Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, Rey'in anısını yaşatmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, kültür ve sanatın kendileri açısından önemini anlattı.
İstanbul Filarmoni Derneği Başkanı alp altıner ise, Rey ve bu plaketin neden çakıldığı konusunda şunları söyledi:
“Bundan tam 113 yıl önce; Besteci, Orkestra Şefi ve Piyanist cemal reşit rey Kudüs Mutasarrıfı Ahmet Reşit Bey’in 4. Çocuğu olarak Kudüs’te dünyaya gelmiş ve 7 Ekim 1985’te bu evde yaşama veda etmişti.
Cemal Reşit Rey 81 yıllık yaşamında çok sayıda öğrenci yetiştirmiş, 8 Opera, 13 Operet ve Revü, Aralarında 2 Senfoninin de olduğu çok sayıda Orkestra Yapıtı, Konçertolar, Oda Müziği, Şan, Piyano, Koro Yapıtları ve marşlarla Çağdaş Normlarda Türk Çoksesli Müzik dağarına adeta bir hazine bağışlamıştır.
Cemal Reşit Rey’in yalnızca bestelediği yapıtlar değil, aynı zamanda yaşamının son 19 yılını geçirdiği bu bina da bize kültürel bir mirastır. Bu plaketi çakmak istememizin nedeni, İstanbul’da hızla kaybolan şehir belleğine kurban gitmemesi için, ender yetişen ve yeri doldurulamaz değerli büyüğümüze dikkat çekmek ve onun aziz hatırasını geleceğe taşıma arzumuzdur. Keşke sonradan Osmanlı İmparatorluğunun Dâhiliye Nazırı olan babası Ahmet Reşit Bey’in Şair Nigâr Sokağındaki ahşap konağı da günümüze kadar korunabilmiş olsaydı. Günün birinde eğer Serencebey Yokuşundaki bu bina da dönüşüm furyasından nasibini alırsa, umarım plaketimiz orada tekrar yerini alır.”
Altıner, Rey'in İstanbul Filarmoni Derneği bakımından önemini de şöyle anlattı:
“Bestecimiz, İstanbul Filarmoni Derneğinin kuruluş ve gelişim sürecinde çok önemli rol oynamıştır. 1945 yılında Afif Tektaş, Nadir Nadi, Halit Ziya Uşaklıgil, Ömer Refik Yaltkaya, Lütfi Kırdar gibi şehrimizin önde gelen şahsiyetleriyle birlikte kurulan derneğimiz, 1946 yılında faaliyete geçmiş ve ilk başkanı Cemal Reşit Rey olmuştu. Aynı yıl kurulan İstanbul Belediyesi Şehir Orkestrasının da yöneticisi olan Rey, kendi şahsi ilişkilerinin de yardımıyla dünyanın en iyi şef ve solistlerini İstanbullu sanatseverlerle buluşturmuş, sayısız konser ve resital düzenlemişti. 1957 yılında Kamuya yararlı Dernek statüsü hakkı kazanan İstanbul Filarmoni Derneği, Türkiye’nin ilk filarmoni derneğidir. İşte böyle bir mirasın omuzlarımıza yüklediği sorumlulukla biz de var gücümüzle çalışıyor, kısıtlı imkanlarımızı zorlayarak her ay yaptığımız planlı etkinliklerle derneğimizi İstanbul’umuza layık bir konuma getirmeyi hedefliyoruz.”
Beşiktaş Belediyesi'nden de bazı ricaları olacağını belirten İFO Başkanı Altıner, bunları şöyle açıkladı:
“Öncelikle itiraf etmeliyim ki, Beşiktaşımızın yeni bir opera binasına kavuşacağı müjdesi, bize âdeta ilaç gibi geldi. Böylece eminim ki, Kadiköy ve Bakırköy’ün ardına Beşiktaş operasının da eklenmesi kentimize kültürel büyük bir canlılık getirecektir. Sizden istirhamımız, mümkünse bu binanın bir Cemal Reşit Rey operasıyla açılmasıdır. Ayrıca uygun göreceğiniz bir yere, belki de Opera Binasının önüne büyük bestecimizin bir heykelinin dikilmesi de biz sanatseverler için çok değerli olacaktır.”
İstanbul’da konser mekânları konusunda büyük sıkıntı olduğuna işaret eden Altıner, “opera binasında planlanması düşünülen konserleri ve sanatsal etkinlikleri düzenlemeye, biz dernek olarak şimdiden talibiz” dedi.