Anadolu'nun gerçekçi, yerli yerinde söylenmiş sözlerinden biri “taşıma suyla değirmen dönmez”dir.
Uluslararası tenorumuz Murat Karahan (d.1977), Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü görevini, tam da işlerin taşıma suyla döndürülmeye başlandığı bir dönemde kucağında buldu.
Bu bir sürpriz miydi Murat Karahan için? Hayır!.. Çünkü, Selman Ada'yı bu görevden uzaklaştırmaya çoktan karar vermiş olan Bakanlık bir arayış içindeydi ve bir numaralı adayları genç yaşına karşın Murat Karahan'dı. Bunun nedeni, genç tenorun bir yandan Batı operalarında meslekî kariyerini hızla geliştirir, adını giderek daha fazla duyururken, bir yandan da Zeki Müren konserleri ve Anadolu turnesinde olduğu gibi, geleneksel Türk müziği alanında yaptığı çalışmalarla geniş kitlelerin de sempatisini kazanmasıydı. Ayrıca Avrupa, Rusya ve Baltık ülkelerinde kısa zamanda edindiği deneyim, yaptığı gözlemler, görgü ve bilgisinin güncelliği önemli bulunuyordu.
Bakanlık, Murat Karahan'a görev teklif ettiğinde belki de genç sanatçının tereddütsüz olumlu yanıt vereceğini düşünüyordu. Ama Karahan'ın uluslararası kariyeri bir kenara atıp idarî işlerin içine gömülmeye hiç niyeti yoktu. Görevi, sadece sanatsal işlerden sorumlu olarak kabul edebileceğini bildirdi. Artık top Bakanlıktaydı.
Bu koşulun fiiliyatta kabul edilebilmesi için, yasa değişikliğine gereksinim vardı. Yıllardır yapılamayanın, Türkiye'nin içinde bulunduğu politik koşullarda kısa sürede yapılması kolay görünmüyordu. Bakanlık görevlendirmede ısrarlı davranınca, Karahan'ın “Hayır” demesi mümkün olmayacak, görevi mevcut yasa çerçevesinde kabul edecekti.
Üslup farkı göreve başlarken öncelikle gittiği bina ile ortaya çıktı. Selman Ada göreve başlarken idarî işlerin yürütüldüğü Hanımeli Sokak'taki genel müdürlük binasına gitmişti. Murat Karahan ise, ikinci bir makam odasının bulunduğu Büyük Tiyatro'ya, yani Operaevi'ne gitti. İlk çalışmalarını orada yürüttü, toplantı ve görüşmelerini yaptı. Genel Müdürlüğün web sitesinde “tenor” olarak yer alan özgeçmişini de değiştirmedi. Oysa Selman Ada, ilk iş olarak son derece abartılı ve kendini öven bir özgeçmişi web sitesine koydurmuş, büyük tepki oluşunca da bu metni kaldırtmak zorunda kalmıştı! Bu satırlar yazıldığında Murat Karahan'ın “tenor” özgeçmişi aynen yerinde duruyordu ve içine genel müdürlük görevini üstlendiğine dair bir ibare de eklenmemişti.
https://secure.dobgm.gov.tr/opera2013/wsan2013.aspx?SicilNo=429 (21 Ocak 2018)
Gelir gelmez büyük değişiklikler yapacağını bekleyenler de yanıldı. Sadece ayrılan genel müdür yardımcısı bariton Serkan Kocadere'nin yerine AnkaraDOB koro üyesi Solmaz Haberal getirildi. Karahan, İzmir, Antalya, Mersin , Antalya ve Samsun'daki önceden kalma müdür yardımcılarına da dokunmadı. Antalya'ya bir ziyaret, İstanbul ve diğerleriyle telefonla görüştü. Gerekenleri zaman içinde, kırıp dökmeden yapacaktı.
Önceliğinde başka işler vardı:
- Opera-baleyi sırtlarında taşıyan sözleşmeli sanatçıların yılın 12 ayı maaş almalarını sağlamak ve onları özlük haklarına kavuşturmak.
- Kurumun içinde fiilen eşit olmayan işe eşit ücret verilmesi diye özetlenebilecek, az çalışanla çok çalışanı ücret bağlamında da birbirinden ayıracak bir sistem oluşturmak...
- Gençlerin de sahneye çıkabilmesini sağlayacak bir uygulamaya geçmek.
- Sanatsal düzeyi yükselterek, Avrupa-Amerika standartlarına taşımak.
- Mevcut opera ve bale festivallerini son yıllarda düşürüldüğü adı var-sanı yok durumdan kurtarıp, gerçek anlamda “uluslararası” bir organizasyona dönüştürmek.
Geçen ay, Moskova'ya Bolşoy temsilleri için gitmeden önce, sözleşmeli sanatçılarla ilgili durumu belirleyen ve yapılmasını istediği düzeltmeyle ilgili önerileri içeren raporunu Kültür Bakanlığı'na vermişti bile.
Ama sorunlar öyle kolayca altından kalkılacak, Ada dönemindeki tahribat kolayca onarılabilecek gibi değil. En belirgin örnek SamsunDOB'daki durum. Selman Ada'nın kendisine gelen öteki müdürlüklere geçme isteklerini kolayca kabul etmesi Samsun'da baleyi neredeyse tümüyle boşaltmış durumda. Orkestradan da bu yolla eksilmeler oldu.
Samsun'un programında önümüzdeki ilkbaharda Minkus'un La Bayadere balesi var. Şu anda Samsun'da kalmış baleci sayısı ise sadece beş!
Daha önce balerin-balet toplamda 156 olan baleci kadrosu dengeli biçimde dağılmışken, Selman Ada bu dengelerin bozulmasına yol açtı. Şimdi Samsun'da La Bayadere temsilleri, ya öteki müdürlüklerden geçici görevle gönderilecek dansçılarla yapılabilecek, ya da iptal edilecek!
Yeni sezon repertuarında neler yer alacağı, genellikle Şubat, en geç Mart ayında yapılan toplantılar sonucu belirlenir. Karahan'ın sanatsal anlamda düzey yükseltme, öte yandan toplumu estetik değerler ve çoksesli müzikle daha fazla tanıştırma hedefleri 2018-19 sezon programlarına ne kadar yansıyacak?
Festivallerin, yeniden düzeyli ve gerçek anlamda uluslararası düzeyde olabilmesi için vakit az, çünkü Haziran'da başlayacaklar. Bu kısa sürede 2018 festivalleri için öz kaynaklar yanında yeni sponsorlar hızla bulunabilecek mi?
Dünya standartlarında temsil verebilmenin öncelikli ve olmazsa olmaz koşulu, altyapı ve teknik olanak bakımından gerçek operaevlerine sahip olmak. İstanbul'da yeni AKM'nin 2019 Martında açılacağı sözü Cumhurbaşkanınca verildi. Ankara'da ise yarışma sonucu elde edilmiş, hipodrom alanında yeri belli Ankara Ulusal Operaevi binasının mimar Özgür Ecevit'e ait ayrıntılı uygulama projeleri yıllardır teslim edildiği bakanlıkta bekletiliyor! Karahan, yığınla çağdaş operaevi ve sahip oldukları olanakları görmüş-yaşamış bir genel müdür olarak, Ankara'ya halka açık, yeni operaevinin yapılması konusunda, kendisini göreve getirenleri ikna edebilecek mi?
Soruları çoğaltmak mümkün ama operanın genelinde, özellikle genç sanatçılarda durumlarının düzelmesi ve sahne deneyimini daha hızla kazanabilmeleri konusunda iyimser bir hava olduğunu belirtmeliyim. “Abla” ve “ağabey”leri tarafından olumlu kişiliği nedeniyle sevilmesi önemli bir avantaj olan Karahan'ın uluslararası kariyerini sürdürerek, DOB'un yönetsel işlerini de yoluna koyabilmesi, onarımı hızla yapabilmesi dileğimizdir.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
Bu yazı Andante Dergisi'nin Şubat 2018 sayısında yayımlanmıştır.
Not:
Bu yazının kaleme alındığı 23 Mart gününden sonra DOBGM”nde yönetimsel olarak şu değişiklikler yapıldı:
DOBGM: Emel Akçay Özer (Genel Koordinatör)
AnkaraDOB: Çetin Kıranbay (Müdür ve Sanat Yönetmeni), Şenol Talınlı (Başrejisör)
İzmirDOB: Aytül Büyüksaraç (Müdür ve Sanat Yönetmeni))
MersinDOB: Bengi İspir Özdülger ( Müdür ve Sanat Yönetmeni)