"Kendisine, bilgisine, zekasına güvenen, bu nedenle de konuşması ve tavırları ile tahakküm etmeyen, hoşgörülü, gözleri her zaman sevgi ile bakan; öğrenciler arasında “filozof” ve “evliya” sıfatı takılan bir eğitim ve sanat insanı”.
***
Geniş kesimler tarafından yeterince bilinmeyen, medya, tanıtım, reklam ilişkileriyle adını duyurmamış değerlerimiz var bu ülkede. Yaşı 90’a gelmiş, değerli Ressam- Eğitimci Nevzat Akoral gibi. Hem de baş tacı edilecek, anıtı dikilecek kahramanlardan biri.
Nevzat Akoral, Manisa-Karaoğlanlı Köyünde 1926’da doğmuş bir Cumhuriyet çocuğudur. O günlerin koşulları içinde Lise bitimine kadar eğitimini köyünün dışında, Turgutlu ilçesinde tamamlar. 1946’da Akademi dışında Türkiye’nin tek güzel sanatlar eğitimi okulu olan Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nü kazanır ve burada Refik Epikman, Malik Aksel, Şinasi Barutçu, Ferit Apa gibi değerli eğitimcilerin yarattığı sanat ortamında yetişir. 1949’da mezun olur olmaz, sınıf arkadaşı Neriman Hanımla evlenir ve Erzincan’da görevlendirilirler. Ardından askerlik görevi ve seçkin öğretmenlerin görevlendildiği Kastamonu Gölköy Köy Enstitüsü’nde resim öğretmenliği. Buradaki başarılarının ardından Ankara Hasanoğlan Köy Enstitüsü’ne atanırlar. Bütün öğrencilerince çok sevilen, sayılan bir çift olarak, biri yurt dışında görevli, biri resim öğretmeni ve sanatçı iki evlat kazandırırlar bu topluma. Çok yönlü eğitim ortamında Ramiz Aydın, Halis Biçer, Halis Başarır, Alaaddin Koçak, Mustafa Sönmez Yüceler gibi pek çok sanatçı ve sanat eğitimcisinin yetişmesinde çaba harcar, Nevzat Akoral. Buradaki başarıları ile kazandığı bursla 1960-1962’de ABD’de İndiana Üniversitesinde grafik sanatlar eğitimi alarak birikimini pekiştirir. Dönüşte yetiştiği kurum olan Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’e atanır. Bugün sanatımızda ve üniversitelerimizde eğitimci-yönetici pozisyonunda Vedat Can, Hasan Pekmezci, Veli Sapaz, Erol Kınalı, Cengiz Çekil, Hayati Misman, Zeki Serbest, Veysel Günay, Zeki Şahin, Yusuf Toprak, Gültekin Serbest gibi pek çok öğrencisi bulunmaktadır.
Nevzat Akoral, hem baskıresim hem de boya resmi alanında sürekli araştıran, üreten insan modelidir. İllüstrasyon, gravür, ağaç baskı, linolyum, suluboya, lavi, yağlıboya gibi pek çok tekniğe hâkim bir öğretmen olarak, geniş bilgi dağarı ile hepimizin yol göstericisi olur. 1976’da eğitim alanından emekli olarak ayrılsa da çalışmalarını aralıksız sürdürür. Anadolu köy yaşamını, doğasını, çiçeklerini, kuşlarını, mandalarını, keçilerini, günlük yaşam içindeki insanını, satranç oynayanlarını, hastane koridorlarını, özentisiz, yapmacıksız, katıksız bir içtenlikle betimlediği resimleriyle çok sayıda kataloğlu-katalogsuz sergi yapar. Özellikle yalın birkaç fırça darbesiyle oluşturduğu lavileri, mandaları ve keçileri özgün eserleridir. Yağlıboya gelincikleri, ala kargaları doğa tutkusunun betimlenmesidir. Bir zekâ oyunu olan satranç oynayanlar resmettiği tablolarında mekân ve oyunun bütün atmosferini hissetmek mümkündür. Hastane koridorları tabloları bu mekânların psikolojisini, insanların umutlu-umutsuz bekleyişlerinin görsel-sevgisel anlatımıdır. Nevzat Akoral’ın en çok etkilendiğim yanı, yaşamı betimlemesidir.
Aralık 2015-ÇAĞSAV Bülteni